İnsanoğlunun Buzullar Arasında Attığı Adımlar

Bilim
İnsanoğlunun Buzullar Arasında Attığı Adımlar

İnsanoğlunun Buzullar Arasında Attığı Adımlar;

İnsanoğlunum Australopithecus Africanus’tan türediği yaygın kanaat ile değerlendirilmektedir. Afrika çayırlarında yaşayan Australopithecus Africanus, atası Afarensis ile birlikte homo genusunun gelişimini başlatmıştır.

Bundan yaklaşık 2.3 milyon yıl öncesinde Homo Habilis ve Homo Rudolfensis ile birlikte insanın ataları, Homo genusu artık varlık serüvenine başlamıştır. Bu insan 1.8 milyon yıl kadar önce ayağa kalkmış ve Homo Erectus böylece insanlık adımları içerisine dahil olmuştur.
Geriye doğru basık ve dar alnı ile yassı kafalı Homo Erectus kaş kemerlerine de sahiptir. Burun delikleri geniş, ense kasları ise gelişmiştir.

Homo Habilis ile aynı görüntü içerisindeki Erectus’ un beyin hacminin yüksekliği hem ayağa kalkmasına hem de alet yapma ve kullanımına daha çok olanak sağlamıştır ve Afrika’da ayağa kalkan insan artık diğer kıtalara yolculuk edebilir hale gelmiştir.

Bu yolculuğu ile insanlığın gelişim yolculuğunu da çeşitlendirmeye başlamıştır…

İki yüzeyli alet teknolojisini de geliştirmiş olan Homo Erectus kısa sürede Asya ve Avrupa’ya yayılmış ve yerleşmeye başlamıştır. Bu yerleşim aynı zamanda iklimsel değişimleri de kapsamış ve insanlık biraz da iklimin etkisi ve zorlaması ile kendi teknolojisini de geliştirmek zorunda kalmıştır.
Bu her bir geliştirim, değişim bir endüstri olarak kabul edilmiş ve her endüstri de kendi kültürünü ortaya koyarak kültürü ile anılır olmuştur. Homo Erectus, Acheulean  (Aşölyen) teknolojisi adı verilen taş yontma teknolojisini geliştirmiştir.

Aşölyen, Abbevillien (Chelleen) kültürünü taklip eden ama yaygın ve temel kültürdür. Bu isim Fransa’nın St Acheul yerleşiminden adını almıştır.
Aşölyen (Acheulean) kültür Avrupa’da Mindel- Riss buzul arasında gelişmiş bir kültürdür. Bu durumda kültürün kendi endüstrisini geliştirdiği iklimlere de değinmekte fayda vardır.

Özellikle Avrupa’yı etkileyen Alp Buzul dönemlerini incelemek gerekmektedir. Alp buzul dönemleri ve buzul arası dönemler insanlığın gelişimi ve kültürel evrimleşme açısından önemlidir.

Bu buzul dönemleri Günz, Mindel, Riss ve Würm’dür. Günz buzul dönemi günümüzden 1.18 milyon ile 820 bin yıl öncesine adreslenirken Mindel buzul dönemi 730 bin ile 420 bin yıl arasındadır. Aradaki 100 bin yıllık dönem ise Günz-Mindel buzul arası dönemdir.

Riss buzul dönemi ise 347 bin yıl ile 248 bin yıl öncesinde yaşanmış olup Würm buzul dönemi günümüzden 110.000 yıl öncesi ile 10.000 yıl öncesi arasında yaşanmıştır.
Anlaşılacağı gibi insanoğlu günümüzde de buzul arası dönemde yaşamaktadır. Her dönem, kendi ihtiyaçlarına göre şekillenmiş ve endüstrilerini belirginleştirmiştir.

Avrupa’da Aşölyen kültüre geri döndüğümüzde Mindel-Riss buzul arası dönemde Homo Erectus ile ortaya çıkmıştır ve Homo Erectus ateş yakmayı bilen, ateşi kontrol etmeyi öğrenen bir türdür. İklimin de etkisi ile hem mağaralara yönelmiş hem de ateşin kalıntılarını günümüze ulaştırmıştır.
Aynı zamanda taşı yontarak iki yüzlü el baltalarını yaygın kullanan kültürdür Aşölyen… Bununla birlikte Afrika’da 1.6-1,7 milyon yıl öncesinde standartlaşan Aşölyen el baltaları kullanımı görülmektedir. Alt paleolitik dönemin temel kültürlerinden olan Aşölyen kültür insanlığın buzullar arasında attığı adımların da bir örneğidir…

 

İbrahim Aykut KAYA

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ 

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

PREHİSTORYA

 

 

 

Etiketler:

#buzuldevri #İnsan #Yaşam #Okyanus #deb8z#balik#yunusbalıgi

Yorumlar (3)

  1. Yıldız TEK GAMLI
    • 28/02/2024

    Aşölyen kültürü ve homo erektus ile başlayan dönem... Harika bir yazı olmuş hocam geliyor mu oldawan kültürü?

  2. Bekir SEVİK
    • 25/02/2024

    Kaleminize sağlık İbrahim bey. Hayalimden çok daha eskilere gittim.

  3. Semiray Sezgin
    • 24/02/2024

    Kaleminize sağlık. Sinan Canan da bu konu ile bir kitap çıkarmıştı onu da okudum. İnsanoğlu yüz yıllar içinde yavaş yavaş teknik bakımından ilerlemiş. Vucut gelişimde mutlaka farklılıklar olmuştur. Mesela eski çağlarda insanların boyu çok uzunmuş. Eski eserlerde kapılar hakikaten uzun ama yüzyıllar öncesine gidemiyoeugidemiyoruz keşke zaman yolculuğu olsa . Nicelerine

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İbrahim Aykut KAYA

1979 yılı doğumlu İbrahim Aykut KAYA, ilkokulu bitirdikten sonra Orta okul ve liseyi Ankara Deneme Lisesi’nde okumuştur. Sonrasında Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olup özel sektörde bir süre çalıştıktan sonra kamuya geçmiş ve kamuda çalışmaya devam etmiştir. Bu süre içerisinde Biyoekonomi Yüksek Lisans eğitimini tamamlayan ve aynı zamanda Adalet Meslek Yüksek Okulu’nu da bitiren yazar, sonrasında ciddi hobisi olan Arkeoloji alanında derinleşmek amaçlı olarak Ankara Üniversitesi Arkeoloji bölümü Tarih Öncesi Arkeoloji Bölümünde eğitim almaya başlamıştır. İbrahim Aykut KAYA, kamuda ve özel sektörde büyük projelerde çalışmış ve yönetici olarak yer almış olmakla birlikte, akademik olarak da ulusal ve uluslararası yayımlara imza atmıştır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Benzer Yazılar