Sınırlarınızı Aşmalarına İzin Vermeyin
- Yazar: Nigar KAYA
- 21 Şubat 2024
- 113 kez okundu
Sınırınızı Aştırmayın;
Daha dün, daha bu yaşımda, kırklı yaşlarımı aşmışken öğreniyorum çoğu şeyi. Acaba insan kendisini eğiten ellerden, kendisini şekillendiren ellerden bu yaşlarda mı kurtuluyor? Ya da hiç kurtulamıyor mu diye bunun soruları dönüp duruyor zihnimde.
Dedim ya daha dün evet daha dün öğrendim bir şey daha. Aslında Sezar’ın hakkı Sezar’a çoktan verilmeliymiş ama ben yeni anladım. Bunu anlamak için ne çok geç kalıyoruz. Belki de bizi yoğuran ellerde bu olmadığı için anlayamadık kim bilir?
Şu an ki Z kuşağı dediğimiz nesilden bile yeni yeni şeyler öğreniyoruz. İsterseniz özgüven deyin isterseniz ukalalık bazen onlardan da çok şey öğrendiğimi fark ediyorum. Nesil eski oldukça tecrübeler birikir elbet ancak Z kuşağı bizden daha çok şey öğreniyor.
Neden bu kadar takıldın diyeceksiniz elbet. Hemen anlatıyorum; Meslek hayatımı icra edeli on altı yıl oldu ve ne tuhaftır ki on altı yıldır fark ettiğim ve sırf kırmamak için ne çok konuda taviz verdiğimi anladım. Üstelik bu dönem içerisinde içimde öfkeler, içimde kınamalar ve içimde nefretler oluştu. Oysa rahatsız olduğum şaka ya da alay etmelere anında cevap verseydim sonra öfke patlaması yaşamak zorunda kalmayacaktım.
Yani demem o ki hoşunuza gitmeyen herhangi bir durum olduğunda anında, baştan tepkinizi koymanız yönünde tavsiyede bulunacağım. Yıllardır susup da yıllar sonra bu patlamayı yaşadığınızda maalesef haklıyken haksız duruma düşebiliyorsunuz. İnsanlar kızdırmak ve eğlenmek için yaptığı hatta aştığı sınırların farkına, siz demeden varamayabilir. O yüzden ağzınızda diliniz var ve tepkilerinizi göstermelisiniz diye düşünüyorum…
Oysa bizim iki kuşak altımdaki nesil, bu durumu ne güzel yönetiyor. Anında istemediği hareketten hoşlanmadığını söyleyip sınırlarını anında belirliyor. Tabii bunda bizim yetiştirme tarzımızın da etkisi var. Bizim kuşak yani altmışlı ve yetmişli yılların kuşağında, anne babamız bize körü körüne saygı adı altında ezilmemizi kodlamıştı.
Şimdi ben bu kodu siliyorum ve yeni nesle öğrettiğim ama kendime öğretemediğim bu geç kalmış kodu yüklüyorum. E zararın neresinden dönsen kârdır dememiş mi atalarımız? Yaş kaç olursa olsun öğreneceklerimiz ve alacağımız dersler bitmiyor.
Geç olsa da ben döndüm, geç olsa da huzuru buldum. Hayat kendini tanımaktan geçiyor ve ben kendimi yeni keşfettim. Yeni affettim. Başkalarının yönlendirmelerine aldırmadan kendime acımaktan vazgeçtiğim ve kendimle barıştığım zaman ben, ben oldum.
İnsanları sevmek için kendinizi sevmeniz gerekiyor. Her zaman dediğim gibi kendisini sevmeyen başkalarını sevemez. Kendimi sevmeye başlayalı, herkesle kavgam bitti…
Nigar KAYA
Editör: Elif ÜNAL YILDIZ
Daha Önceki Yazılarımı Okudunuz mu?
https://fisildayankalemler.org/sen-hangi-hayvansin/
https://fisildayankalemler.org/14-subatta-sevgiliye-ne-alinir/
Hayat boyu öğreniyoruz.Ögrendiklerimizi davranışa dönüstürebildiysek ne mutlu.Yazinizda ben de kendimi buldum.Kaleminize sağlık.
Hepimiz her gün birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz sonuçta, büyümüyoruz belki ama olgunlaşmak tadından yenmek de bu oluyor sanki... Kalemine yüreğine sağlık ❤️
İnsanın kendine verdiği zararı başka hiç kimse veremez. Siz yıllardır susmasaydınız, sizi kimse üzemezdi. Yani kendinize bunu yapan yine sizmişsiniz. Mükemmel bir tesbit.
Nigar Hanımcığım eskiden boğaz dokuz boğum derlerdi. Susmak altın konuşmak gümüştü. Bir kaş işareti ile bizi uyarırlardı. Çok söyleme yüzsüz aç bırakma arsız olur derlerdi. Latife güzeldir incitmeden kırmadan söz söyleme sanatına dönmek lazım. Babamdan öğrendiğim dörtlüğü yazmadan geçemedim. O da rahmet istedi galiba. Tahir efendi bize kelp demiş iltifatı bu sözde zahirdir Maliki mezhebim zira itikatımca kelp tahirdir der şair ve sözü kendine kelp diyen bir yetkiliye kelp (köpek temizdir) diyerek cevap verir. Tahir ismi olan kişiye de lafı kondurur. Söz yerinde olunca güzeldir. Tebrikler
Kaleminize yüreğinize sağlık. Çok çok haklılık içeren bir yazı.