SALİHA İLE İLGİLİ
- Yazar: Mehmet Yıldız
- 24 Şubat 2025
- 29 kez okundu

SALİHA İLE İLGİLİ | ||
---|---|---|
Herkese merhabalar! Bugün bu yazımızda sizlere, geçen yıl kaleme aldığımız Saliha Bir Dünya İki Âlem kitabımızda yer alan mesajlardan söz etmek istiyoruz. Öncelikle bir reklam yazısı olmadığını belirtmek isterim. Kitabı güzelleme yahut öne çıkarma gibi bir niyetim de yok! Zaten güzeli güzelleme, güzellik değildir.
Kitapta iki ana karakter var: Saliha ve Salih. İsimlerinin anlamı, Arapça bir kelime olan Salaha’dan geliyor. ‘Düzelmek, iyileşmek’ anlamına geliyor. Bu kelime türetilebilir. En yaygın türemiş hâli, ‘Islah’ kelimesidir ki hepimiz, ıslahın ne olduğunu biliyoruz. Ha bilmiyorsak, ıslah olmamışız demektir. Allah bizi ıslah etsin! Her kitapta olduğu gibi bu kitapta da zıt kutuplar mevcut! Cinsiyetçi bir tavır olarak algılamayın ama en göze çarpan zıtlık, cinsiyet farklılığıdır. Saliha, bir kadın olarak karşımıza çıkarken Salih de bir erkek olarak bizlere el sallıyor. Diğer bir zıt kutup, inanç farklılığıdır. Saliha, ateist birisi olarak sayfalarda yerini alırken Salih, mümin bir vaiz olarak satırlarda boy gösteriyor. Saliha, bir modacı ve son derece seküler iken Salih, daha mümtaz bir karakter olarak bize tebessüm ediyor. Zıtlıklar bunlardan ibaret! Şimdi görünen âlemde, materyal âlemde bu iki zıt kutup var. Gel gelelim görünmeyen metafizik âlemde de iki zıt kutup daha var. Onlar da iki ayrı karakter olarak karşımıza çıkıyor. Ben burada kimsenin inancını sorgulayacak değilim, öyle bir haddim de yok! Kendi inancıma göre kaleme aldığım eserde iki varlık sunuyorum: Yakut İbni Nezzar ve Ahrimen. Bu iki varlık (ister üç harfli deyin, ister cesur bir şekilde Cin deyin, size kalmış), tıpkı Salih ve Saliha gibi zıt kutuplara sahipler. Birinin rengi gri, diğerinin rengi kara…Biri Müslüman taifeden, diğeri gayrimüslim… Biri Allah’a kul olmayı seçmiş, diğeri iblise boyun eğmiş. İnsan, iki düşmanla hayatını idame ettirmek zorunda! Birisi şeytan, diğeri nefis… Nefsin ıslahı zordur. Hele ki nefis, şeytanla ortak hareket ediyorsa, o daha da zordur. Aslında bu iki varlık, iyi nefis ile kötü nefis portresini sunmaktadır. Nitekim ilerleyen satırlarda, ne demek istediğimi anlayacaksınız. İnanç bir kalkandır, dostlar! Kalkan ne kadar zayıf olursa, dışarıdan gelecek darbelere karşı o kadar zayıf olur. Umutsuzluk, mutsuzluk, ruhsal bunalım vs. Daha da çoğaltmak mümkün! Özellikle cinnî taifenin saldırısına karşı daha zayıf oluruz. Özellikle de şeytani varlıklara karşı… İşte Saliha da böyle zayıf bir durumdayken Ahrimen tarafından ele geçirilir. |
||
Önce madden değişik ve korkunç şeylerle karşılaşır, ardından bedenine sahip olan varlık, ona daha kötü şeyler yaptırır. Cinayet, zina gibi… Zaten nefis azdı mı, şeytani işlere daha çok meyillenir. Ahrimen, Saliha’nın bedenine girerken ona Arapça bir gönderme yapıyor. ‘Ben sendenim, sen benden…’ İki karakterin ismi, aynı anlamdan geliyor. Sulh… Zaten Salih’in bedenine ihtiyaç duyan ve bunu nazikçe teklif eden Yakut İbni Nezzar (İyi Cin), Salih’e bunu açıklar. ‘İkinizin adınızın anlamı, sulhtan geliyor. Saliha’nın ifsadına engel olmak, Salih’in görevi!’
Saliha’nın gördüğü kâbuslardan birinde, ‘inkâr ettiklerinin gölgesi üstünden gitmedikçe, sana huzur yok!’ diye bir nida işitir. Demek ki Saliha, aslında kısmi de olsa bir inanç kırıntısına sahiptir. İşte yukarıda söylediğimi şey de bu! İnanç kalkanı zayıfsa, saldırılara karşı da zayıf olur. İlerleyen bölümlerde amansız mücadeleler okuyacaksınız. İman ile küfrün, iyi ile kötünün amansız mücadelesinde verilen en dikte mesaj, ‘iman ettim de, ardından teslim ol’ mesajıdır. Bu, muhakkak ki bir hadistir. Yani Peygamber Efendimiz’den (S.A.V) sadırdır. Zaten kitabın ekseriyeti, ayet ve hadislere dayanmaktadır. Kitapta bazı anekdotlar da geçmektedir. En hayret edileni de cinlerin akıbetleri hakkındadır. Özellikle Azazil, yani iblis, yani şeytanın bağlı olduğu cin kavmine aittir. Onun kavmi inkârda yarışmış, Allah’ın gazabına müstahak olmuştur. Sadece şeytan, Allah’a tövbeler ederek derecesini yükseltmiş, cennete alınmış, meleklere eğitim vermiş ve Allah indinde derecesini âli etmişti. Ta ki Âdem Aleyhisselam kıssasında geçen o âna kadar… Bir diğer anekdot, Peygamber Efendimizin (S.A.V) meclisinde bulunup ona iman eden, sahabe cin konumuna gelen iyi cinlerdir. Peygamberi gören sahabedir. Cinlerde de O’nu gören, iman eden ve meclisinde bulunma şerefine nail olanlar mevcuttur. Hatta bir kıssa da anlatılır, kitapta da geçmektedir. İmam Buhari, hadisleri tasnif ederken onlardan yardım almıştır. Son bir mesaj daha verip konuyu bağlayalım. Kudüs meselesi… Malumunuz, şu an Filistin’de bir insanlık suçu işlenmektedir. İşte ona dair güzel bir diyalog geçmektedir. Salih sorar, ‘Kudüs bu hâldeyken Müslümanlar nerede?’. Yakut İbni Nezzar da ona, ‘Dünyaya dalmamış, kendini kaybetmemiş hakiki Müslümanlar, ancak Kudüs’e sahip çıkar,’ diye cevap verir. Herkesin kafasına soru işareti ve özeleştiri sunacak bir cevaptır. Evet kıymetli dostlar! Saliha kitabımız, sadece kuru bir kurgudan ibaret değildir. Okumasını bilene güzel bilgiler verir, okuduğundan ders almak isteyene paha biçmez öğütler sunar. Herkese saygılar, hürmetler… |
||
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ
Editör/Redaktör: Hakan DİNÇAY Bu yazının bütünü yazarına aittir. Bir önceki yazımı okudunuz mu? |
||