Tarih Boyunca Kitap Düşmanlığı

Tarih Boyunca Kitap Düşmanlığı

Tarih Boyunca Kitap Düşmanlığı

Yeni değil, kitapları yok eden veya yasaklayan pek çok hükümdar ve diktatör var. Örneğin Naziler 6 Mayıs 1933’de Almanya’daki kitapçıları ve kütüphaneleri bastılar, binlerce kitap toplandı.

Gasp edilen kitapların yakılması birbirinin benzeri törenlerle gerçekleştirildi. Öğrenciler 10 Mayıs 1933’te Berlin ve başka şehirlerde kitapları yakmak için buluştular.

Propaganda bakanı Goebbels’in deyimiyle bu yozlaşmış kültürün ürünleri olan kitapları yakarak Alman ulusu iç ve dış temizliğini kanıtlamış olacaktı.

O gün öğrenciler, ellerinde meşalelerle Berlin’de yürüyüşe geçti. O sırada kentin ana caddelerinden birinde, içleri binlerce kitapla dolu kamyonlar öğrencilerin gelmesini bekliyordu. Öğrenciler kamyonlarla buluşunca birlikte yavaş yavaş Opernplatz meydanına doğru ilerlediler.

Sanki bir şenlik yapılmaktaydı. Yetmiş  bin izleyici bandonun çaldığı marşlar eşliğinde eğlenmekteydi. Seyirciler arasında cübbeleri içinde profesörler, Nazi subayları, Hitler Gençliği üyeleri ve öğrenci birliklerinin temsilcileri vardı. O gün hava yağmurlu olduğu için kitaplar daha çabuk yansın diye üzerlerine benzin döküldü. Çöpçüler ertesi gün 20 bin kitabın küllerini temizlediler.

Geçtiğimiz yıl Berlin’e yaptığım ziyarette kitapların yakıldığı meydanı görme fırsatı elde ettim. Meydanın tam ortasında bulunan plakada ne yazdığını merak edip sorduğumda: “10 Mayıs 1933’te Nasyonal Sosyalist öğrenciler, yüzlerce özgür yazarın, yayıncının, filozofun ve bilimcinin eserlerini bu meydanın ortasında yaktılar” yazıyor dediler.

Anlaşılan Almanlar, Yahudi soykırımının yanı sıra kitap soykırımı yaptıklarını da gizlememiş ve bunu sonraki nesillere bir utanç belgesi olarak bırakmıştı. Hatta bunu bile yeterli görmeyip plakanın yanına da geçmişte yakılan kitapları tasvir eden bir anıt yerleştirmişlerdi.


Daha eskilere gidersek; İsa’dan önce 47 yılında Sezar’ın Kleopatra’nın erkek kardeşiyle girdiği çarpışmada İskenderiye kütüphanesindeki binlerce papirüs rulonun kül olduğunu görürüz. Bu olaydan iki bin yıl sonra George W. Bush’un kendi icat ettiği düşmana karşı düzenlediği haçlı seferinde Bağdat Kütüphanesinin binlerce kitabı maalesef yanıp yok oldu.

Kitap düşmanlığının yanı sıra kitapları savaşlardan ve yangınlardan korumaya yönelik girişimler de var. Bu projelerden en önemlisi Pers ülkesi veziri Abdul Kasım İsmail’in projesiydi. 10.yüzyılın sonlarında projesini uygulamaya geçiren bu ileri görüşlü adam yorulmak nedir bilmeden gezgin kütüphanesini yanında taşıyordu.

İki kilometre uzunluğunda bir kervan oluşturan dört yüz deve, sırtlarında yüz on yedi bin kitap taşıyordu. Develer aynı zamanda eser kataloğu vazifesi de görüyorlardı. Her deve gurubu Pers alfabesinin 32 harfinden biriyle başlayan kitap isimlerini taşıyordu.*

Maalesef çağımızda bile kitapları özgür bırakmayan hatta yok etmeye çalışan totaliter rejimler varlığını sürdürmekte. Abdul Kasım’ın projesine benzer projelere hala ihtiyacımız olduğunu bilmek ne acı…

*Eduardo Galleno ve Günler Yürümeye Başladı…

Murat ÇOKÜRETEN

Editör: Mesude Bozkurt

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bahsi geçen eseri okuyabilirsiniz:

https://www.scribd.com/document/358201764/Eduardo-Galeano-Ve-Gu-nler-Yu-ru-meye-Bas-lad%C4%B1

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

FANATİZM

Yorumlar (2)

  1. […] Tarih Boyunca Kitap Düşmanlığı […]

  2. Yıldız Tek Gamlı
    • 28/03/2024

    Kitaba ve yazara ne kadar değer verildiğine göre ülkelerin ekonomik ve sosyal durumu ortada hocam 😔

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Murat ÇOKÜRETEN

1963 Diyarbakır doğumluyum. İlk orta ve lise öğrenimimi Ankara’da tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu Radyo Televizyon Sinema Bölümü’nden mezun oldum. Mezuniyetimi takiben TRT GAP Diyarbakır Radyosu’nda Yayın Şefi ve Program Yapımcısı olarak çalışmaya başladım. 2017 yılında TRT İzmir Radyosu’na tayin oldum. 2018 yılının ağustos ayında TRT’den emekli oldum. “Sürekli Basın Kartı” taşıyorum. “Küba Günlerim” adlı gezi, “Efsaneler Hikayeler” adında inceleme araştırma ve “Tapınak Ağacı” adıyla öykü türünde yayınlanmış üç kitabım var. Yaşamımı İzmir’de sürdürüyorum.