Sönmeyen Ateş Madımak

Sönmeyen Ateş Madımak

 Sönmeyen Ateş Madımak

Giriş

Türkiye tarihi, övünç dolu olayların yanı sıra utanç duyacağımız olaylara da sahne olmuştur. Bunlardan biri de 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Oteli olaylarıdır. Bu tarihte insanlık sorgulanmış, yüreğinde vicdan olan herkes başını öne eğerek utanmıştır.

Olayların Başlangıcı

Sivas’ta bulunan ünlü Madımak Oteli’nde Pir Sultan Abdal etkinliği yapılacağı günler öncesinden duyurulmuştu. Bu etkinliğe katılmak için hazırlıklarını yapan insanlardan ziyade, etkinliğe gölge düşürmek isteyen gruplar da farklı hazırlıklar yapıyordu. Etkinliğe katılacaklar arasında o dönem siyasal İslamcıların nefret ettiği isimler yer almaktaydı. Bunlardan biri de ünlü yazar Aziz Nesin’di.

Olayın Planlanması

Günler öncesi örgütlenen siyasal İslamcı gruplar, etkinliği siyasi bir propagandaya çevirmek için planlar yapmış ve 1 Temmuz günü bu planlarının ilk ayağı olarak kente dışarıdan provokatörler getirmişti. O gün Sivas halkının hiç görmediği sarıklı, cübbeli insanlar getirilmişti.

El broşürleri dağıtılıyor, etkinliğin yasaklanması için uğraşılıyordu. Etkinliği düzenleyenlerin kâfir oldukları ve dini karalamaya çalıştıkları söyleniyordu.

Olay Günü: 2 Temmuz 1993

2 Temmuz sabahı kentte sebebi bilinmeyen bir sessizlik hâkimdi. Planlanan saldırıya saatler kalmıştı. Madımak Oteli’nde etkinliğin başlamasına az bir süre kala kentte bir yalan kulaktan kulağa dolaşmaya başladı. Aziz Nesin’in Müslümanlarla dalga geçtiği, küfürler yağdırdığı ve Sivas halkına hakaretler ettiği yalanları kentte hızla yayılıyordu. Kitle yavaş yavaş otelin önünde toplanmaya başlamıştı. Şehir dışından getirilen grup, toplanan kitleyi galeyana getiriyor, bu provokasyona maruz kalan kitle iyice coşuyordu.

Saldırı ve Yangın

Öğleden sonra otelin önü ve çevresi tamamen çevrilmişti. Sloganlar atılıyor ve kitle öfkesini çeşitli şekillerde gösteriyordu. İlk başlarda içeridekiler, devletin kolluk güçlerinin bu kalabalığa müdahale edeceği umuduyla bekliyorlardı.

Ancak bu müdahale hiç gerçekleşmedi. Kalabalığa kimse müdahale etmediği için bu topluluk bundan cesaret alarak en insanlık dışı eyleme geçecekti. Biraz sonra otelden dumanlar yükselmeye başladı. Dışarıdaki kitle tekbir sesleri arasında oteli ateşe veriyordu. İçeriden yardım istense de yardımın gelmesi bilinçli bir şekilde engelleniyordu. Kitlenin dışında kalan kolluk kuvvetleri sadece izlemekle yetiniyordu.

Sonuç ve Kayıplar

Ellerinde yangın tüpü, süpürge sopası gibi basit aletlerle kendilerini gözü dönmüş kalabalığa karşı korumaya çalışan yazar, şair, ozan ve sanatçılar en kötü senaryoya kendilerini hazırlamış, bir umutla da olsa kurtulmayı bekliyorlardı. Neredeyse gece saatlerinde yangın söndürülmüş olsa da olaylar devam ediyordu.

Yangının bilançosu ağırdı: 33’ü aydın, 2’si otel çalışanı ve 2 gösterici ölmüştü. Bu ülkenin yetiştirdiği 33 aydın insan ya boğularak ya da yanarak hayatını kaybetmişti. Bunlar arasında Nesimi Çimen, Asım Bezirci, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin gibi çok önemli değerler de bulunuyordu. Aralarında Aziz Nesin’in de bulunduğu 51 kişi kendi imkânlarıyla yaralı olarak kurtulmuştu.

 

Yetkililerin Tepkileri

Olaydan sonra yetkililerden gelen açıklamalar olayın kendisinden daha beterdi:

• Dönemin başbakanı Tansu Çiller: “Allah’a şükür otel dışındaki vatandaşlarımıza bir zarar gelmedi.”
• Başbakan yardımcısı Erdal İnönü: “Ne yapayım, yetkim yoktu.”
• BBP kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu: “Kimileri yanarak, kimileri donarak ölür.”

Dava Süreci

Bu açıklamalar ve karalama kampanyaları ışığında dava süreci başlamıştı. Olay sonrası tutuklanan 124 saldırgandan birçoğu hafif cezalar verilerek serbest bırakıldı. Birçoğuna ağır tahrik indirimleri uygulandı, 33’ü hakkında idam cezası verildi ancak cezaları müebbette çevrildi.

İdam cezası alan sanıklardan 8’i 1997 yılında yanlışlıkla tahliye edildi ve bir daha yakalanamadılar. Günümüzde, bazı Madımak saldırganları af kapsamında serbest bırakılmıştır. En son sanıklardan, olay sırasında “Yak Yak” diye bağırmasıyla bilinen ve kitleyi provoke eden Ahmet Turan Kılıç da af edilerek serbest bırakılmıştır.

Tarihten Dersler

Ülke bu senaryoya yabancı değildir. 1955 yılında Menderes Hükümetine yakınlığı ile bilinen Kıbrıs gazetesinin bir manşeti, yine kara bir leke olarak taşıdığımız 6-7 Eylül olaylarının fitilini ateşlemiştir. Manşet “Rumlar camiye domuz bağladı.” şeklindedir.

O dönemde de tıpkı Madımak olayında gördüğümüz gibi kışkırtma etkeni ön plandaydı. 6-7 Eylül olaylarında da İstanbul’da yüz binlerce Rum vatandaşın dükkânları yağmalanmış, evleri yakılmış ve 15 Rum öldürülmüştür. Ölü sayısının az olması, saldırganlara verilen “Ölü olmasın” emrinden kaynaklanmıştır. Bu emri Sabancı Üniversitesi öğretim görevlisi Doktor Dilek Güven, yaptığı bir röportajda ifşa etmiştir.

Sonuç

Tarih, yapılan bu katliamları asla unutmayacaktır ve bir gün eli kanlı katillerin karşısına çıkaracaktır. 31 yıldır sönmeyen ateş, Madımak yangınını unutmak insanlığa ihanettir. Bireylerin ilk önce insanlık okumaları gerekmektedir. Diplomalar iş içindir. Madımak Oteli’nde hayatını kaybeden 33’ü aydın, 2’si otel emekçisi insanın ruhları şad olsun. Işıklar yoldaşları olsun.

Editör: Murat Çatal 

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

SAMİMİYETSİZLİK HASTALIĞI

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sivas_Katliam%C4%B1

 

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer DEĞİRMENCİ

30.08.1979 yılında Erzurum’da doğdu. Babasının memur olması nedeniyle 1983 de Kayseri’ye göç ettiler. İlk, orta ve lise öğrenimini Kayseri’de tamamladı. İş hayatına atılıp sonrasında askerlik görevini tamamladıktan sonra yine değişik işlerde çalıştı. En son 2013 de bir iş için gittiği Diyarbakır da eşi Yeliz Değirmenci ile tanıştı. ve evlenip Diyarbakır’a yerleşti. Roman yazma isteği çocukluğunda babasının eski bir daktiloda yazmaya çalıştığı fakat bir türlü bitiremediği roman denemelerinden gelmekte olup, eşininde desteğiyle ortaya çıktı. Yayımlanan Ağaç dalından kuşlar, Simon, Ölüm var! Hasan ve Çoban isminde dört romanı var. Ayrıca araştırmacı tarih yazarı olan Zafer Değirmenci çeşitli platformlarda yazdığı makalelerlede tanınmaktadır.