Viktor Hugo- The Last Day of a Consdemned Man (Türkçe), (English), (Deutsch)
- Yazar: İbrahim ATİK
- 24 Haziran 2024
- 142 kez okundu
* Victor Hugo- Bir İdam Mahkumunun Son Günü (Türkçe)
* Viktor Hugo- The Last Day of a Consdemned Man (English)
* Victor Hugo-Der letzte Tag eines Verurteilten (Deutsch)
Hepimizin zaman zaman çeşitli bahanelere sığınarak okumayı ertelediği kitaplar olmuştur. Benim için bu durumu yaşadığım son kitap, maalesef kalemine büyük saygı duyduğum Victor Hugo’nun “Bir İdam Mahkumunun Son Günü” adlı eseri oldu. Her zaman olduğu gibi ertelediğime pişman oldum. Eser, 19. yüzyıl Fransız edebiyatının en çarpıcı ve etkileyici yapıtlarından biri. 1829’da yayımlanan bu kısa roman, Hugo’nun ölüm cezasına karşı olan güçlü duruşunu ve insani değerlere olan derin bağlılığını ortaya koyuyor. Yapıt, bir idam mahkumunun son günlerini anlatan birinci şahıs anlatımıyla okuyucuyu mahkumun zihnine ve duygusal dünyasına çekiyor. Hugo’nun bu eserde yalnızca bireysel bir trajediyi değil, aynı zamanda toplumsal ve ahlaki bir eleştiriyi de ustalıkla işlediğine kitabın her bir sayfasını çevirirken bizzat tanık oldum.
İçerikle ilgili daha çok bilgi vermek gerekirse; roman, isimsiz bir mahkumun infazına kadar geçen son 24 saati anlatıyor. Mahkumun içsel monologları ve duygusal dalgalanmaları, okuyucunun onun korkularını, umutlarını ve çaresizliğini derinlemesine hissetmesini sağlıyor. Hugo’nun bu teknikle anlatımı, esere büyük bir psikolojik derinlik kazandırmanın yanı sıra okuyucunun mahkumla empati kurmasını da kolaylaştırıyor. Mahkumun zihinsel süreçlerini ve duygusal durumunu detaylı bir şekilde tasvir eden Hugo, ölüm cezasının insanlık dışı ve zalim doğasını gözler önüne seriyor. Mahkumun yaşadığı korku, belirsizlik ve çaresizlik, ölüm cezasının ne denli zalimce olduğunu karakter gözünden gösteriyor.
İçsel monologlar ve psikolojik derinlik, eserde sıkça karşılaştığım unsurlar arasında. Hugo’nun mahkumun insanlığı ve merhamet temalarını öne çıkarması, onu yalnızca bir suçlu olarak değil, insani duygulara sahip bir birey olarak tasvir etmesine örnek gösterilebilir. Mahkumun içsel dünyasında yaşadığı duygusal çalkantılar, onun insanlığını ve kırılganlığını bizlere gösteriyor. Hugo, bu kişinin de sevdikleri, korkuları ve pişmanlıkları olduğunu hatırlatarak, suç ve ceza kavramlarını daha insani bir perspektiften ele alıyor. Mahkumun düşünceleri ve duyguları, okuyucunun onunla empati kurmasını sağlayarak adalet sisteminin insanlık dışı yönlerini sorgulamasına neden oluyor.
Hugo’nun üslubu, realist ve romantik unsurları birleştiriyor. Yazar, gerçeği tüm çıplaklığıyla yansıtırken, aynı zamanda duygusal yoğunluğu ve insani derinliği de göz ardı etmiyor. Eserdeki betimlemeler, okuyucunun mahkumun hücresini, gardiyanları ve idam sahnesini gözlerinde canlandırmasını sağlıyor. Hugo, bu realist tasvirlerle birlikte, mahkumun içsel dünyasını romantik bir duygusal yoğunlukla işliyor. Bu kombinasyon, eserin hem düşündürücü hem de duygusal olarak etkileyici olmasını sağlıyor.
Mahkum karakteri, Hugo’nun insani bakış açısını ve psikolojik derinliğini en iyi şekilde yansıtıyor. İsimsiz bir mahkum olan bu karakter, yalnızca bir suçlu olarak değil, insani duygulara sahip bir birey olarak tasvir ediliyor. Mahkumun içsel monologları, onun korkularını, umutlarını, pişmanlıklarını ve çaresizliğini ayrıntılı bir şekilde ortaya koyuyor. Hugo, okuyuculara bu kişinin de bir insan olduğunu ve sevdikleri, korkuları ve pişmanlıkları bulunduğunu hatırlatıp suç ve ceza kavramlarını daha insani ve vicdani bir perspektiften ele alıyor.
Eserdeki diğer karakterler ise adalet sisteminin temsilcileri olarak öne çıkıyor. Gardiyanlar ve yargıçlar, mahkumun çevresindeki dünyayı ve onun üzerindeki baskıyı temsil ediyor. Hugo, bu karakterler aracılığıyla 19. yüzyıl Fransasında adalet sisteminin insafsızlığını ve mekanikliğini eleştiriyor. Gardiyanlar, görevlerini yerine getirirken insanlıklarını bir kenara bırakan bireyler olarak tasvir edilirken, yargıçlar, adaletin soğuk ve tarafsız yüzünü temsil ediyor. Hugo, bu karakterler aracılığıyla adalet sisteminin insanlık dışı yönlerini ve bireylerin bu sistem içerisindeki rolünü sorguluyor.
Eserin yayımlandığı dönemde toplumda büyük bir etki yarattığı ve ölüm cezası konusundaki tartışmalara önemli bir katkı sağladığı görülüyor. Hugo’nun ölüm cezasına karşı duruşu ve insani değerlerin savunucusu olması, eserin toplumsal bilincin gelişmesine katkıda bulunmuş. Eser, edebi değerinin ötesinde, toplumsal bir bilinç yaratma amacı taşıyor. Hugo’nun insancıl ve vicdani yaklaşımı, okuyucuları derin düşüncelere sevk ederken, ölüm cezasının insanlık dışı doğasını sorgulamalarına neden oluyor. Hugo’nun “Bir İdam Mahkumunun Son Günü” adlı eseri, yalnızca bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda toplumsal bir eleştiriyi de içeriyor. Mahkumun hikayesi, okuyucuyu daha geniş bir toplumsal perspektiften bakma imkanı sunarken, toplumsal reform çağrısında da bulunuyor.
Sonuç olarak, Victor Hugo’nun “Bir İdam Mahkumunun Son Günü”, ölüm cezasının zalimliğini ve gereksizliğini vurgulayan, insani ve psikolojik derinliği olan bir eser. Yazarın insancıl yaklaşımı, okuyucuları empati ve vicdan ile düşünmeye davet ederken, adalet sisteminin hatalarını ve insanlık dışı uygulamalarını da gözler önüne seriyor. Kitabın edebi değerinin yanı sıra, toplumsal bilinci ve insani değerleri savunan güçlü bir manifesto olduğu, kitabı okuyan ve okuyacak olan herkesin malumu olacaktır. Ne diyelim, bizi eski Fransa’nın soğuk zindanlarına götüren ve orayı karakterle birlikte gözlemlememize fırsat tanıyan sevgili Victor! Geç de olsa teşekkürler…
Viktor Hugo- The Last Day of a Consdemned Man
We all have books that we occasionally postpone reading for various reasons. For me, the last book in which I experienced this situation was unfortunately Victor Hugo’s “The Last Day of a Condemned Man,” a work I highly respect. As always, I regretted postponing it. The work is one of the most striking and impressive pieces of 19th-century French literature. Published in 1829, this short novel demonstrates Hugo’s strong stance against the death penalty and his deep commitment to human values. The work draws the reader into the mind and emotional world of a condemned man through first-person narration. As I turned each page of the book, I witnessed how Hugo masterfully handled not only an individual tragedy but also a social and moral critique.
To provide more information about the content: the novel tells the last 24 hours of a nameless condemned man until his execution. The condemned man’s internal monologues and emotional fluctuations allow the reader to deeply feel his fears, hopes, and despair. Hugo’s technique gives the work great psychological depth, making it easier for the reader to empathize with the condemned man. By describing the mental processes and emotional state of the condemned man in detail, Hugo reveals the inhuman and cruel nature of the death penalty. The fears, uncertainties, and despair experienced by the condemned man show from his perspective how cruel the death penalty is.
Internal monologues and psychological depth are elements I frequently encountered in the work. Hugo’s emphasis on the humanity and compassion of the condemned man, who is depicted not only as a criminal but also as an individual with human feelings, can serve as an example. The emotional turbulence in the condemned man’s inner world shows us his humanity and fragility. Hugo reminds us that this person also has loved ones, fears, and regrets, and examines the concepts of crime and punishment from a more human perspective. The thoughts and feelings of the condemned man enable the reader to empathize with him and question the inhuman aspects of the justice system.
Hugo’s style combines realistic and romantic elements. The author reflects reality in all its nakedness while also not neglecting emotional intensity and human depth. The descriptions in the work allow the reader to vividly imagine the condemned man’s cell, the guards, and the execution scene. With these realistic depictions, Hugo also processes the inner world of the condemned man with romantic emotional intensity. This combination makes the work both thought-provoking and emotionally impactful.
The character of the condemned man best reflects Hugo’s human perspective and psychological depth. This nameless condemned man is depicted not only as a criminal but also as an individual with human feelings. His internal monologues reveal his fears, hopes, regrets, and despair in detail. Hugo reminds readers that this person also has loved ones, fears, and regrets, and examines the concepts of crime and punishment from a more human and ethical perspective.
The other characters in the work emerge as representatives of the justice system. The guards and judges represent the world around the condemned man and the pressure on him. Through these characters, Hugo criticizes the ruthlessness and mechanics of the justice system in 19th-century France. The guards are depicted as individuals who set aside their humanity while performing their duties, while the judges represent the cold and impartial face of justice. Through these characters, Hugo questions the inhuman aspects of the justice system and the role of individuals within this system.
It is evident that the work had a significant impact on society at the time of its publication and contributed to important discussions on the death penalty. Hugo’s stance against the death penalty and his defense of human values contributed to the development of social consciousness. Beyond its literary value, the work aims to create social awareness. Hugo’s humanitarian and ethical approach prompts readers to think deeply and question the inhuman nature of the death penalty. Hugo’s “The Last Day of a Condemned Man” is not only an individual tragedy but also a social critique. The story of the condemned man offers readers the opportunity to look from a broader social perspective and calls for social reform.
In conclusion, I believe Victor Hugo’s “The Last Day of a Condemned Man” is a work that emphasizes the cruelty and unnecessary nature of the death penalty and possesses great human and psychological depth. Hugo’s humanitarian approach invites readers to think with empathy and conscience, revealing the flaws and inhumane practices of the justice system. Besides the literary value of the book, it will be recognized by all who read it as a strong manifesto advocating for social consciousness and human values. What can we say, dear Victor, who takes us to the cold dungeons of old France and gives us the opportunity to observe them with the character! Even if it’s late, thank you…
Victor Hugo-Der letzte Tag eines Verurteilten
Wir alle haben hin und wieder Bücher, die wir aus verschiedenen Gründen aufschieben. Für mich war das letzte Buch, bei dem ich diese Situation erlebte, leider Victor Hugos “Der letzte Tag eines Verurteilten”, ein Werk, das ich sehr schätze. Wie immer bereute ich es, dass ich es aufgeschoben hatte. Das Werk gehört zu den eindrucksvollsten und beeindruckendsten der französischen Literatur des 19. Jahrhunderts. Dieser kurze Roman, der 1829 veröffentlicht wurde, zeigt Hugos starke Haltung gegen die Todesstrafe und seine tiefe Verbundenheit zu menschlichen Werten. Das Werk zieht den Leser durch die Ich-Erzählung eines zum Tode Verurteilten in dessen Geist und emotionale Welt hinein. Während ich jede Seite des Buches umblätterte, wurde ich Zeuge davon, wie Hugo in diesem Werk nicht nur eine individuelle Tragödie, sondern auch eine soziale und moralische Kritik meisterhaft verarbeitete.
Um mehr über den Inhalt zu sagen: Der Roman erzählt die letzten 24 Stunden eines namenlosen Verurteilten bis zu seiner Hinrichtung. Die inneren Monologe und emotionalen Schwankungen des Verurteilten lassen den Leser seine Ängste, Hoffnungen und Verzweiflung tief empfinden. Hugos Technik verleiht dem Werk nicht nur eine große psychologische Tiefe, sondern erleichtert es dem Leser auch, sich in den Verurteilten hineinzuversetzen. Indem er die geistigen Prozesse und emotionalen Zustände des Verurteilten detailliert beschreibt, deckt Hugo die unmenschliche und grausame Natur der Todesstrafe auf. Die Ängste, Unsicherheiten und Verzweiflung des Verurteilten zeigen aus der Perspektive der Figur, wie grausam die Todesstrafe ist.
Innere Monologe und psychologische Tiefe sind Elemente, die ich oft im Werk begegnete. Hugos Betonung der Menschlichkeit und Barmherzigkeit des Verurteilten, der nicht nur als Straftäter, sondern auch als Individuum mit menschlichen Gefühlen dargestellt wird, kann als Beispiel dafür dienen. Die emotionalen Turbulenzen in der inneren Welt des Verurteilten zeigen uns seine Menschlichkeit und Zerbrechlichkeit. Hugo erinnert daran, dass auch dieser Mensch Lieben, Ängste und Reue hat, und betrachtet die Begriffe von Schuld und Strafe aus einer humaneren Perspektive. Die Gedanken und Gefühle des Verurteilten ermöglichen es dem Leser, sich in ihn hineinzufühlen und die unmenschlichen Aspekte des Justizsystems zu hinterfragen.
Hugos Stil vereint realistische und romantische Elemente. Der Autor spiegelt die Realität in ihrer ganzen Nacktheit wider, während er gleichzeitig die emotionale Intensität und menschliche Tiefe nicht vernachlässigt. Die Beschreibungen im Werk lassen den Leser die Zelle des Verurteilten, die Wärter und die Hinrichtungsszene förmlich vor Augen sehen. Mit diesen realistischen Schilderungen verarbeitet Hugo auch die innere Welt des Verurteilten mit romantischer emotionaler Intensität. Diese Kombination macht das Werk sowohl nachdenklich als auch emotional beeindruckend.
Die Figur des Verurteilten spiegelt Hugos menschliche Perspektive und psychologische Tiefe am besten wider. Dieser namenlose Verurteilte wird nicht nur als Straftäter, sondern auch als Individuum mit menschlichen Gefühlen dargestellt. Seine inneren Monologe bringen seine Ängste, Hoffnungen, Reue und Verzweiflung detailliert zum Ausdruck. Hugo erinnert die Leser daran, dass auch dieser Mensch Liebe, Ängste und Reue empfindet, und betrachtet die Begriffe von Schuld und Strafe aus einer menschlicheren und ethischeren Perspektive.
Die anderen Figuren im Werk treten als Vertreter des Justizsystems hervor. Die Wärter und Richter repräsentieren die Welt um den Verurteilten und den Druck, der auf ihm lastet. Durch diese Figuren kritisiert Hugo die Unbarmherzigkeit und Mechanik des Justizsystems im Frankreich des 19. Jahrhunderts. Die Wärter werden als Individuen dargestellt, die bei der Erfüllung ihrer Pflichten ihre Menschlichkeit beiseite lassen, während die Richter das kalte und unpersönliche Gesicht der Gerechtigkeit repräsentieren. Durch diese Figuren hinterfragt Hugo die unmenschlichen Aspekte des Justizsystems und die Rolle der Individuen innerhalb dieses Systems.
Es zeigt sich, dass das Werk zum Zeitpunkt seiner Veröffentlichung in der Gesellschaft große Auswirkungen hatte und zu wichtigen Diskussionen über die Todesstrafe beitrug. Hugos Haltung gegen die Todesstrafe und seine Verteidigung menschlicher Werte trugen zur Entwicklung des gesellschaftlichen Bewusstseins bei. Das Werk hat über seinen literarischen Wert hinaus das Ziel, gesellschaftliches Bewusstsein zu schaffen. Hugos humanitäre und ethische Herangehensweise regt die Leser zum Nachdenken an und lässt sie die unmenschliche Natur der Todesstrafe hinterfragen. Hugos “Der letzte Tag eines Verurteilten” ist nicht nur eine individuelle Tragödie, sondern auch eine gesellschaftliche Kritik. Die Geschichte des Verurteilten bietet den Lesern die Möglichkeit, aus einer breiteren gesellschaftlichen Perspektive zu betrachten und fordert gesellschaftliche Reformen.
Zusammenfassend denke ich, dass Victor Hugos “Der letzte Tag eines Verurteilten” ein Werk ist, das die Grausamkeit und Nutzlosigkeit der Todesstrafe betont und große menschliche und psychologische Tiefe aufweist. Hugos humanitäre Herangehensweise lädt die Leser ein, mit Empathie und Gewissen nachzudenken und deckt die Fehler und unmenschlichen Praktiken des Justizsystems auf. Neben dem literarischen Wert des Buches wird es auch als starkes Manifest zur Förderung des gesellschaftlichen Bewusstseins und der menschlichen Werte erkannt werden. Was sollen wir sagen, lieber Victor, der uns in die kalten Kerker des alten Frankreich führt und uns die Gelegenheit gibt, sie mit der Figur zu beobachten! Auch wenn es spät ist, danke…
Yazar, (Writer) (Schriftsteller) : İbrahim ATİK
Genel Yayın Yönetmeni (General Election Campaign), (Allgemeine Geschäftsbedingungen) : Elif Ünal YILDIZ
Editör: Hakan DİNÇAY
Adalet elbette elden geçirilmelidir. Çocuklara, kadınlara, hayvanlara tecavüz edenlerin insan olmadığı düşüncesindeyim...