EKONOMİK BÜYÜME YAŞAMI TEHDİT EDİYOR

EKONOMİK BÜYÜME YAŞAMI TEHDİT EDİYOR

 

Ekonomik Büyüme Yaşamı Tehdit Ediyor

Bir ekonomik büyüme yarışıdır sürüyor. Ekonomik büyüme yaşamı tehdit ediyor. Ülkeler, ekonomik büyüme oranlarına göre ya övünüyor ya da üzülüyor. Eğer yakın zaman içinde bakılırsa; doğanın tahrip oluşu dikkate alınmazsa, ekonomik büyüme iyi bir durum ve gelişme olarak algılanabilir.

Ne güzel büyüyoruz denilebilir. (Kaldı ki bu büyümeler her toplumda azınlık bir kesimine yarayan bir büyümedir. Çoğunluk bu büyümeden yaralanamamaktadır.) Mamafin mesele bu kadar basit değildir.

Büyüme, üretim hızı ve hacmi ile eşanlamlıdır. Çok üretirseniz büyürsünüz. Üretilenin tüketilmesi de bu döngünün bir ayağıdır . Üretilen tüketilmiyorsa zaten üretmeniz anlamsızlaşır, ekonomik kriz de böyle başlar.

Mal çok ama alım gücü olmadığından sarfiyat yok. Bu durumda ne olur? Ekonomik tıkanma ve kriz. Peki, çok üretiyoruz ve tüketmede de bir sorun yoksa bu iyi bir durum mudur? Yarattığı dolaylı ve doğrudan sonuçlarına aldırmazsanız, iyi bir durumdur diyebilirsiniz.

Kısa vadede hoş görünen mal, hizmet bolluğu, aşırı tüketicilik, uzun vadede insanlığın tükenişine giden yolda parke taşlarını döşemek gibidir. Büyüme, iyi bir gidişat değildir. Ozon tabakası delindi. Zararlı güneş ışınlarını kesen ve absorbe eden ozon tabakasının kalbura dönmesi sonucu zararlı ışınlar doğrudan yerküreye inerek biyolojik dünyada sorunlar ve yeni hastalıklar yaratıyor.

Buzullar_eriyor bu erimeyle beraber okyanuslarda su seviyesinin yükselişi sürerken, buzulların yarattığı serinliğin eksilmesi ile yerkürede atmosferin ısınması gelişiyor ve sıcaklıklar artıyor. Üretimi artıralım derken atmosfere daha fazla miktarda gaz salıyoruz. Normalde %99’u oksijen ve nitrojen gazından oluşan atmosferin bileşimi değişmiş, SOS (Uyarı, acil durum) verir hale gelmiştir.

Gaz salınımı yükselerek bir tabaka oluşturuyor ve sera etkisi olmaya başlıyor. Salınan gazlar sera etkisi ile sıcaklık daha da yükseliyor ve küresel ısınma artıyor. Kuraklık ve yer yer çölleşme böyle gelişiyor.

Artan küresel ısınma, yerküredeki yüzey sularının kurumasına ve tükenmesine yol açıyor. Eskiden gürül gürül akan dereler, çeşmeler ve doğal kaynak suları nerede? Yüzey suları biterken yer altı suları artezyen kuyular yoluyla çekiliyor. Her geçen gün daha da derinlere inmek zorunda kalınıyor. Çünkü yer altı suları da küresel ısınmaya bağlı olarak eksiliyor.

Daha fazla üretim yarışı başka neye yol açıyor? Çevre kirlenmesine. Her türlü atık hacim olarak artıyor ve geri dönüşüm dışında kalanlar çevreye savrularak hem görsel kirliliğe hem de kimyasal reaksiyonlar yoluyla gezegenin kendisine zarar veriyor.

Küresel ısınma ve atmosferin değişime uğraması, iklim düzeninde değişimi doğurmuş bulunuyor. Eski iklim periyotlarını artık göremiyoruz. İklim krizi diyebileceğimiz düzeyde bir sıkıntı ile karşı karşıyayız. Zamansız ve tufan düzeyinde kar ve yağmur yağışları, tsunamiler, depremler, yazda kış, kışta yaz havasının yaşanıyor olması iklim krizinin çıplak göstergeleri olarak gözümüze giriyor.

Tabii ki tüm bunlar; ekolojik bozulma, iklim başkalaşımları, biyolojik çeşitliliği de doğrudan tartışmaya yer bırakmayacak şekilde etkiliyor. Pek çok mikroorganizma türerken, birçok canlı türünün de sessiz sedasız yok oluşu gerçekleşiyor.

Canlılar için yaşam olanağını gittikçe kısıtlayan ekolojik yıkım ve iklimsel krizin yaratıcısı, tek ve temel sebebi nedir? Bu sorunun tek doğru yanıtı vardır; o da ekonomik büyümeyi amaçlayan daha fazla üretim ve tüketim çabasıdır. Bu çok net ve doğru bir cevaptır.

Üretim ve tüketim çılgınlığı bu tempoda devam ederse gezegende canlılar için gerekli yaşamsal koşullar kalmayacaktır. Herkesin bu konuda yaklaşan kaçınılmaz sonu görmesi, kavraması ve bu gidişata dur demek için çaba sarf etmesi dileğiyle.

Yeni yazılarda buluşmak üzere.

Doğan Karaağaç 11 Haziran 2024

Editör: Murat Çatal

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

BİLGİ DÜZEYİMİZ DAVRANIŞLARIMIZI VE TERCİHLERİMİZİ BELİRLER 

Bu yazının içeriği yazarına aittir.

Yorumlar (1)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 15/06/2024

    Hocam üretmeden tüketmek var, bir tarafta da sağlıksız içeriğinin ne olduğunu bilmediğimiz endüstriyel üretim 😔

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Doğan KARAAĞAÇ

1963 yılında Diyarbakır'a bağlı Çermik İlçesinin Ekrek (Köksal) köyünde çiftçi bir ailenin onuncu çocuğu olarak yaşama gözlerini açtı. İlk ve ortaokulu Çermik'te, sağlık kolejini Van'da okudu. Toplumcu- gerçekçi çizgide yazan yazarın; O Dağ Yürekli (2011 yılında) Sewat (2012 yılında) adlı şiir kitapları yayınlandı. Cendere adlı ilk romanı Ağustos 2020'de Cendere 2 adlı romanı 2021'de Alan yayıncılıktan çıktı. Cendere 3 adlı roman yazımını sürdüren yazarın Nisan 2023'te sağlıklı topluma giden yolu ve yeni bir yaşam modelinin önerisini ve insan doğasına dair yeni tezlerini de içeren İNSAN DOĞASI VE BÜYÜK ÜTOPYA adlı kitabı Alan yayıncılık tarafından yayınlandı. İNSAN DOĞASI VE KAOSTAN ÇIKIŞ adlı yeni bir çalışmayı sürdüren yazar, DİLSİZ DÜNYA adlı bu çalışması ile insanlık ailesinde doğru bir hayvan sevgisini yaratmayı amaçlamış ve doğru yaklaşımı tanımlamaya çalışmıştır. Türkiye PEN üyesi olan yazar iki çocuk babasıdır.