SARIKIZ EFSANESİ
- Yazar: Rabiya Sevil YÖRÜKOĞLU
- 13 Ocak 2024
- 486 kez okundu
2023 -2024 eğitim öğretim yılının yarısına geldik.
Kısa bir molayı hak ettik. Şimdi kendimizi tatil ile ödüllendirme zamanı.
Bizim için tatil ailece Bayramiç ‘teki evimize gitmek. Memleket havası almak. Büyüklerimizi ziyaret edip özlem gidermek. Arada sırada az da olsa yağan karın tadını çıkarmak. Mutfakta sürekli yanan kuzine sobanın fırınında, patates ve kabak pişirip çaydanlıkta fokur fokur kaynayan sudan her derde deva tüylü çay (Sarıkız Çayı) demleyip Kaz Dağı’na bakarak şifa niyetine içmektir.
Kaz Dağı, Antik Dönemlerde ‘’İda’’ olarak adlandırılmış, tarihte birçok önemli olaya ev sahipliği yapmıştır.
Kaz Dağları; Marmara Bölgesi ile Ege Bölgesi’ni birbirinden ayıran, doğal, endemik bitki örtüsü, tarımsal ürün çeşitleri ve buz gibi suları mis gibi havasıyla bütünleşen yeryüzündeki saklı cennet.
Bayramiç’ e Tanrı’nın verdiği en kıymetli hediye. Efsaneleriyle bütünleşen muhteşem bir dağ.
Efsaneler demişken size Sarıkız Efsanesi’ n den bahsetmek isterim.
‘’ Derler ki :Sarıkız, Çanakkale iline bağlı Ayvacık ilçesinin bir köyünde dünyaya gelir. Küçük yaşlarda annesi geçirdiği bir hastalık sonucu vefat edince, babası Sarıkız’ı alarak köyünden ayrılır. Kaz Dağları’nın eteğindeki Güre köyünün yakınlarında ki Kavurmacılar köyüne yerleşir.
Burada çobanlık yaparak geçinir. Köyde çok sevilir. Köyün yaşlıları, gençleri ona akıl danışırlar. Köylüler onu ermiş olarak düşünürler. Aradan yıllar geçer. Sarıkız büyür. Çok güzel bir genç kız olur. Babası da yaşlanır. Ölmeden önce hacca gitmek ister. Sarıkız babasının bu isteğini yerine getirmesi için destek olur. Artık büyüdüğünü kendine bakabileceğini söyler. Babası köyde en güvendiği komşusuna kızını emanet ederek hacca gider. O zamanlar hacca gitmek, çok zordur. Bir yıla yakın sürer.
Babası hacca gittikten sonra köyün delikanlıları Sarıkız’a talip olurlar. Sarıkız hiçbirine yüz vermez. Onlar da dedi kodu yayarak Sarıkız’a iftira atarlar.
Baba hacdan dönünce kimse yüzüne bakmaz. Selamını almaz. Hac hayrını yapamaz. Bu duruma çok üzülür. Kızını emanet ettiği komşusuna bunun nedenini sorar. Komşusu Sarı kızın kötü yola düştüğünü söyler. Köyde yaşamak istiyorsan namusunu temizle der. Baba bu duruma çok üzülür. İnanamaz. Çok sevdiği kızını öldürmeye kıyamaz. Köylüye de karşı gelemez. Yanına aldığı birkaç kazla, kızını Kazdağı’nın zirvesine götürüp bırakır. Orada tek başına yaşayamayacağını düşünür.
Köye döner. Aradan yıllar geçer. Bayramiç tarafından gelen yolcuların dağda yollarını kaybettiklerinde kendilerine sarı bir kızın yol gösterip yardım ettiğini söylerler. Kazlarının olduğunu hatta bu kazların Bayramiç Ovası’na inerek tarlalara zarar verdiğini söylerler. Hatta köylülerin bu durumu Sarıkız’a söylemeleri üzerine, sarıkızın eteğine taş doldurduğunu taşları da dağda saçarak bir avlu oluşturduğunu, kazların da artık ovaya inmediğini söylerler.
Bu hikayeleri dinleyen baba, bunun Sarıkız olabileceğini düşünür. Dağın yolunu tutar. Zirveye vardığında duvarlarla çevrili, kazların bulunduğu bir alanla karşılaşır. Kızını, Sarıkız tepe diye anılan yerde bulur. Sarıkız babasını gördüğüne çok sevinir. Ona saygı gösterir hürmet eder. Babası namaz kılmak için abdest almak ister. Sarıkız abdest alması için babasının eline su döker. Babası suyun tuzlu olduğunu söyler. Sarıkız aceleden denizden aldığını söyler ve testisini vadilere doğru uzatır. Yeni doldurduğu suyu babasının eline döker. Babası buz gibi suyu tadınca kızının erdiğini anlar. O sırada siyah bir bulut gökyüzünü kaplar. Sarıkız kaybolur.
Babası kızının erdiğine, sırrının açığa çıkması nedeniyle de kaybolduğuna kanaat getirir. Kızına iftira edildiğini anlar ve köylülere beddua eder. Sarıkız’ın babası üzüntü ile tepelerde dolaşırken Baba tepe denilen yerde ölür.’’
Bu efsane Kaz Dağları’nın Bayramiç ve Edremit tarafında aynı şekilde nesilden nesle sözlü edebiyat olarak aktarılır. Yöre halkı Sarıkız’a ve babasına dağın yassı taşlarını üst üste koyarak mezar yaparlar. Sarıkızın mezarının olduğu tepeye Sarıkız tepe, babasının mezarının olduğu tepeye de Baba tepe derler.
Efsaneler, kültürel mirasımızın en değerli hazineleridir. Yaşanmış mı yaşanmamış mı bilinmez ama yöre halkı bu efsanelere inanır ve sahip çıkar.
Derler ki; Kaz Dağları ve Sarıkız bereketiyle, bolluğuyla Bayramiç’i saklı cennet yapar.
SAKLI CENNETSİN YEMYEŞİL BAYRAMİÇ
Kaz Dağları göklere kapı açar
Sarıkız ovaya tepeden bakar
Ayazma beşere şifalar saçar
Saklı cennetsin yemyeşil Bayramiç
Cana can katar kovan balları
Çama kucak açar gürgen dalları
Gürül gürül akar soğuk suları
Saklı cennetsin yemyeşil Bayramiç
Zühre’m der Mehmet Akif’tir başyazı
Tescillidir Bayramiç ‘in Beyazı
Taş Köprü’ nün yaman olur ayazı
Saklı cennetsin yemyeşil BAYRAMİÇ
Sevil Bozkurt YÖRÜKOĞLU
Sizleri de yaz tatilinde saklı cennet Bayramiç’ e bekleriz…
Emeğinize sağlık, ne güzel anlatmışsınız Sarı Kız efsanesini. Bir kez de sizin kaleminizden okumak keyifliydi...
Çok güzel bir yazı olmuş kalemine yüreğine sağlık
Kalemine yüreğine sağlık
Birine özellikle kadına iftira atmak o kadar kolay ki ... Tarih bu öykülerle dolu Kalemine yüreğine emeğine sağlık