Merak

Merak

Merak

Hayatında ilk defa böyle bir benzetim duymak ve kendine yaşanması mümkün olmayan bir hayatı mutlulukla yaşayan birini görmek, adamın merakını tavan yapmıştı.

Saniyeler önce, kendini bankta bırakıp giden görme engellinin peşini bırakmaya niyetli değildi. Oturduğu yerden fırlarcasına kalktı ve kaldırım kenarında yürüyen görme engelli ve arkadaşını takip etmeye başladı.

Her ikisinin bu kadar rahat yürüyüşü dikkatini çekmişti. Adımlarını sıklaştırıp, onlara biraz daha yaklaştı. Ne konuştuklarına dikkat etmeden, nasıl bu kadar rahat yürüyebildiklerini keşfetmeye çalıştı.

Görme engelli birinin, görmediği bir yolda bu kadar kendinden emin yürümesi daha önce hiç şahit olmadığı bir şeydi. İki kişi arasındaki bağı çözmeye çalıştı önce. İlk bakışta herhangi bir şey anlayamadı. Biraz daha dikkatli bakınca, görme engellinin, arkadaşının kolundan tuttuğunu farketti.

Bu tutuş, bu manzarayla karşılaşmadan önce tahmin edebileceği, iki kolla tutuş değildi. Onlara biraz daha yaklaştı ve dikkatini oraya yoğunlaştırdı. Görme engelli olan kişi, arkadaşının sağ kolundan tutuyordu. Dirsek kısmından kavradığı kolun ön tarafından kendisinin dört parmağı, arkasında ise baş parmağı vardı.

Demek ki, görme engellinin tutuş şekli buydu. Bu tutuşta nasıl bir keramet olabilirdi ki? Bunu düşünürken, bir şey daha keşfetti, görme engelli, arkadaşından bir adım geride yürüyordu.

Daha fazla düşünmeden, arkadaşının adımlarını takip edip, ona göre adımlarını ayarlamak için bir adım geriden gittiğini anladı. Bu keşiften duyduğu mutlulukla, adımlarını ayarlayamayan adam, onların bir anda durduklarını farketmedi ve arkadan onlara çarptı.

Arkadaşı, çarpan adamı tanımıştı ama can havliyle “sus” işaretini görünce, çaktırmadan önüne döndü. Kaldırım kenarında arabaların sakinleşmesini beklediler ve koşarak karşı kaldırıma geçtiler.

Demek ki, bu tutuş şekliyle, hem rahat yürünebiliyor, hem de koşulabiliyordu… “Daha öğrenecek çok şeyim var,” diye kendi kendine söylendi adam ve ters istikamette olan evine doğru yollandı.

Mustafa AĞCAN

Editör: Nigar KAYA

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ

Yazarın Diğer Yazılarını Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/author/mustafaagcan/

Yorumlar (2)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 12/04/2024

    Hocam bu özel bir teknik mı merak ettim?

    • 11/04/2024

    Ne konuşuyorlardı acaba merak ettik 😉

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mustafa AĞCAN

1984 yılında Kahramanmaraş’ta doğan yazar, beşinci sınıfta görme yetisini kaybedince Ankara’da çeşitli göz ameliyatları geçirmiş ve ameliyatların olumlu sonuçlanmaması nedeniyle görme engelliler dünyasına adım atmıştır. İlkokulu normal okulda, ortaokulu ise körler okulunda okumuş ve hayatının bu ikinci döneminde kabartma yazıyı öğrenerek eğitim hayatına devam etmiştir. Yabancı dil eğitimi üzerine yoğunlaşan yazar, okuduğu lisede ilk görme engelli öğrencinin kendisi olmasıyla gurur duymaktadır.                 Üniversiteyi Bursa’da okumuştur ve 2010 yılından beri İngilizce öğretmenliği yapmaktadır. Öğretmenliğin yanı sıra tercümanlıkla da uğraşan yazarın, yurt içi ve yurt dışında 30dan fazla çeviri kitabı yayınlanmıştır. Çevirilerinden bazıları, Mısır Mitleri, Antik Yunan Hikayeleri, Tanrı ve Devlet, Hint Mitolojisi, Kaderin Sayısal Kodları’dır. Bunlara ek olarak, görme engellilerin iç dünyasını psikolojik ve felsefi olarak tasvir ettiği Görünenin Ötesinde ve Kızıl adlı iki romanı da bulunmaktadır. Önüne çıkan her engeli bir üst basamağa çıkmak için araç olarak gören yazar, ‘gözlerin yetişemediği yerde hayallerim elimden tuttu’ düsturuyla hayatına devam etmektedir.