Kapanmasın Perdeler

Kapanmasın Perdeler

Kapanmasın Perdeler

Ve nihayet o gün gelmişti.

Saat 19: 45 Kuliste bir telaş, herkes on beş dakika sonra başlayacak oyun için son hazırlıklarını yapmakta. Kostümler giyilmiş, makyajlar yapılmıştı. Koşuşturma, telaş, heyecan, gözlenen duygular arasındaydı.

Herkes emeğinin karşılığını almak istiyor ve bunun için insanüstü bir çaba sarf ediyordu. Haklılar tabii, aylarca sosyal hayatlarından feragat edip hiçbir provayı kaçırmadılar.

Dolayısıyla şimdi de en büyük alkışı onlar ve onları çalıştıran hocaları hak ediyor.

Gece gündüz demeden büyük bir özveri ile çalıştılar. Hepsi de nasıl muhteşem görünüyorlar kendileri için yaratılan karakterlerin içinde.

Ve son dakikalar, oyuncular kendilerine emanet edilen karakterlerle sahneye inerler.

Dev bir alkış ile açılır kırmızı perde. Bu sahne nasıl bu kadar güzel dekore edilmişti? Bu ne canlılıktı? Sahi bu tiyatro ne güzel şeydi? İnsanın hem ruhunun hem de gözlerinin gıdasıydı.

Bir hikâye var edilmiş, insanlara karakterler giydirilmiş, görsel hafızayı canlandırarak hem öğretiyor hem eğlendiriyordu.

Salon dolu, herkes pür dikkat sahneye odaklanmıştı. Sessizliği bozan tek şey oyuncuların sesi ve seyircinin kahkahalarıydı. Sahnelenen oyunda herkesin kendinden bir şeyler bulduğu belliydi.

Kimi karakterde, kimi olayda, kimi de söylenen tek bir cümlede. Bir şeyler anlatmanın bin bir yolu vardı. Kuşkusuz en güzel yollarından biriydi tiyatro, yoksa bu kadar insanı nasıl alırdı içine? Kısacası her şey muhteşem görünüyordu.

Peki, ben bu işin neresinde miyim? Kalemi tutan tarafta. Bir oyunda oynamayı düşünmedim pek. Ancak kendi yazdığım oyunlarda oynamak hayallerimden bir diğeri.

Nedense bir oyunun bir parçası olmayı değil ama bir eserin tamamı olmayı çok istedim hep. Bu sevda ile uzun bir zaman önce sarıldım kâğıt, kalem ve oyun yazarlığı ile ilgili bir sürü belgeye.

Teknik olarak kendimi eğitmem biraz zaman aldı ama sanırım başardım ve bu gece de bunun çıktısı.

Bu muhteşem insanlar benim var ettiğim eser için toplandı ve bu muhteşem perde benim eserimi sergilemek için açıldı.

Bense tüm bu olanları bir köşeden izliyordum, mutluluktan pek algıladığım söylenemez ama takılmıyorum alışırım nasılsa, insan güzel şeylere çabuk alışıyor. O vakit kalemimin bana verdiği güce dayanarak yeni oyunun temelleri atılsın. Kapanmasın Perdeler…

Bilime Engelsiz Seyahat Ekibine Sevgi ve Saygılarımla…

14 Kasım 2024 Atatürk Kültür Merkezi Manavgat/ ANTALYA

 

Leyla BACAKSIZ

Editör: Nigar KAYA

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

Dünyaya En Yakışanlar

Etiketler:

#tiyatro Sanat

Yorumlar (1)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 23/11/2024

    Muhteşem bir duygu 🥰 tebrik ederim ❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leyla BACAKSIZ

03.08.1989 yılında Mersin’de dünyaya geldim. Yaklaşık 18 yıldır Antalya’nın Manavgat ilçesinde yaşamaktayım. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Bir kurumun muhasebe bölümünde çalışmaktayım. Okumak ve yazmak hayatımın en önemli iki parçası. Belli başlı bazı spiritüel alanlarla da ilgilenmekteyim. Okuma ve yazmanın verdiği bilgi ile ve spiritüel alanın verdiği ışık ile toplumun yolunu aydınlatmayı hedeflemekteyim.