Hasret
- Yazar: Mustafa AĞCAN
- 13 Mart 2024
- 110 kez okundu
Hasret bir ateştir. Damarlarında, volkan ağırlığında dolaşan, geçtiği her yerde kara izler bırakan bir kıvılcım kalıntısıdır. Uğradığı her hücreye is bırakır ve gün geçtikçe kalınlaşan bu is, içerisinde sakladığı ateşin zıddına, kapkaranlık bir gece gibi kıvrılıp çıkar gökyüzüne.
Sevgiyle tutuşan bir çift elin, ayrılması ardından, avuç içlerinde kalan soğuk hisli, sıcak bir buhardır. Uzaklaşan mesafe neticesinde, avuçlardan gözlere doğru çıkan, en sonunda göz yaşı olarak yere düşen, kan renginden sıyrılmayı başarmış umut topluluğudur.
Gönülde katmerleşen duyguların, dışa vurulup vurulmama kararsızlığında, ikilemin baş köşesine oturmuş bir hayal avcısıdır. Güçlü kalemlerin, bembeyaz sayfalara dizdiği harflerin koyu gölgesinde, anlamları bulanıklaştıran bir karmaşadır.
Hasretle permeperişan olmuş yüzlerde aranan bir mutluluk kırıntısıdır. Hasretini, kavuşmayla yenmiş çehrelerden dört bir yana yansıyan aydınlık, bütün bu perişanlıkların sonlandığı andır.
Zifiri karanlığın ardından, yavaş yavaş doğan güneşin habercisidir. Üzerine yansıdığı bütün varlıkları, sevgisiyle ısıtan bir anne şefkati gibi ömürlük neşelere yol açar.
Bütün gülümsemelerden, kendine bir pay çıkarır ve hiçbir şeyin kendisini üzmesine izin vermez. İçtiği bir bardak demli çayın, boğazından akışı esnasında verdiği o kekremsi tattan bile zevk alır.
Tuttuğu sevgi çiçeğinin, eline batan dikeninde, sevgisinin kirpiklerini görür ve onun gözlerine bakarak, sonsuz okyanuslarda kaybolur.
Mustafa AĞCAN
Editör: Nigar KAYA
Baş Editör:Elif ÜNAL YILDIZ
Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?
Harika bir anlatım...
Çok teşekkür ederim..
Her zaman ki gibi eşsiz cümlelerle kalbimin his duvarlarını okşadın sevgiler.