EĞİTİM PROGRAMLARI İSTİYORUZ

EĞİTİM PROGRAMLARI İSTİYORUZ

EĞİTİM PROGRAMLARI İSTİYORUZ

Şu pandemi döneminde o kadar tarihi fırsatları kaçırdık ki? Herkesin evde oturduğu bir dönemde eğer televizyonları, YouTube gibi benzeri sosyal mecraları eğitim platformuna çevirebilseydik, bugün daha farklı yerlerde olurduk. Sosyal medyada kirlenme, ahlaksızlık ya birazcık olsun sizin dikkatinizi çekmiyor mu? Biraz olsun sosyal medyadaki ahlaksızlığa dur deme gayretiniz bile yok mu? Yetkililer bu kirlenmeyi görmüyor mu? Trend olan videolar, keşfete düşen sayfalar ahlaksızlığı ile ön planda. Bu ülkede maalesef ahlak ile bir yerlere yükselemezsiniz ama ahlaksızlık ile her yere yükselir ve alçalırsınız.

Üç beş lira uğruna kendini satanlar mı dersin, oynadığı kliplerde diş kovuğunu doldurmayacak içerikler mı dersiniz? Ne derseniz deyin. Bir ülkenin eğitimi ne ise toplumun zırvasından zirvesine durumu da odur. Sahte ilişkiler, kişilikler, gülüşler, muhabbetler. Bu ülkede maalesef eğitim konuşulmayalı yıllar oluyor. Sonucunu toplum olarak hepimiz çekiyoruz. En çok da çocuklarımız bu ülkenin olumsuz durumlarından etkileniyor.

Sınıfta her birine geleceğin kurtarıcısı ile baktığımız çocuklar daha küçük yaşta kurtarılmaya muhtaç bırakılmış. Bu çocuklar eğitimde bile eşit değil ki. Parası olan aile çocuklarına özel okul, ders, öğretmen, üniversite imkanı sunarken (çocuk istese de istemese de), parası olmayan aile de yüksek tepelere çıkıp interneti varsa ebaya bağlanmaya çalışıyor.

Uzaktan eğitimde de dünya ikincisi olduğumuzu söylüyorlar. Ülkesinin çocuklarından, gençlerinden, yetişkinlerinden haberi yok çoğunun. Varsa yoksa hamaset…

Bugün Türkiye içerikleri olarak YouTube vb. platformlarda , televizyon kanallarında eğitimi öne çıkaramaz mıydık ? Televizyon programcıları da nasiplenirdi en azından…Medya patronları da…
İşsiz gezen öğretmenlere yaptırın bakalım programları. Ülkenin çehresinin nasıl karanlıktan aydınlığa çevrildiğini göreceksiniz.

Nimete şükürsüzlük seansları, ahlaksızca diziler, yarışmalar, sürekli ben vurgusu yapılan ,ego şişirme seansları ile güzel ülkemiz bir arpa boyu yol alamaz aksine geriler. Başka yerde düşman aramaya hiç gerek yok. En büyük düşman medya. En güçlü düşman da medya. Yapılanları yıkmayı çok iyi biliyorlar. Belki öyle isteniyor.

Eğitimi, ahlakı, vicdanı konuşmadıkça bu ahlaksızlık, eğitimsizlik girdabına daha çok sürükleniriz.

Bu devirde çocuk olmak hiç istemezdim. Sabah akşam test çözdürülüp, sonra boyları büyüklüğünde o test kitaplarının ayinler eşliğinde yakıldığı dönem. Test kitaplarının onda biri kadar dünya klasiklerini okutabilseydik çocuklara, merhameti, vicdanı aşılayabilseydik toplum bu kadar geride kalmazdı. Toplumun kalitesi sosyal medya ile maalesef ayyuka çıktı. Kabul edin etmeyin şu anki toplumun kumaşı bu…

Kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen diyerekten öğretmenlik mesleğini parçalamak en çok sizlere zarar getirir.
Çekin kirli ellerinizi kutsal öğretmenlik mesleğinden. Öğretmenin tırnağı olamayanlar bugün öğretmenlere saldırıyor. Öğretmeni bugün ezdirmeseydiniz toplum başka yerde olurdu. Toplumun her tarafından kalitesizlik akıyor.
“Öğretmenlerin itibarı, çocuklarımızın, dolayısıyla da toplumun itibarıdır. Ve bunu korumak, herkesin asli görevi olmalıdır!” diyor Abbas Güçlü bir yazısında. Bunu bir yazara söylettirmek bile toplum için utanç verici.

Öğretmen yetiştirin. Eğitimi, vicdanı, ahlakı kötü olan müteahhit ise, ülkeyi betona boğar, doktorsa yüksek teknolojili hastanelerde hastalarını ölüme terk eder hakimse masumları içeri atar, siyasetçiyse halkın üstüne binip milletim milletim diyerek paralarına para katarlar.
Bir devletin milletine sabah akşam sahte “Milletim milletim” demesinden ziyade bir milletin devletine “Devletim” diyebilmesi daha doğrudur. Bu olmuyorsa baş ile gövde çoktan ayrılmış demektir.

Önemli olan şahısların geleceği değil güzel ülkemizin geleceğidir.
Zırvasından zirvesine eğitim, vicdan ve merhamet dolu günlere !

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Metin ÖZDEMİR

Instagram

Editör: Duygu BALCI

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Yıldız ÜNAL

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Metin ÖZDEMİR

METİN ÖZDEMİR 1979 yılında Bursa'da doğdum. İstanbul Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden 2002'de mezun oldum.Evli ve bir çocuk babasıyım. Eğitime ve kitaplara olan aşkım hiç bitmeyecek. Elimden geldiğince topluma örnek olmayı amaçlıyorum.