Edebiyatın Eğitimdeki İşlevi
- Yazar: Sibel Çelikel
- 20 Temmuz 2024
- 68 kez okundu
Anılarımızın Dil ve Edebiyat Eğitimdeki İşlevi
Anılar, bireylerin geçmiş deneyimlerini hatırlamalarına ve bu deneyimlerden ders çıkarmalarına olanak tanırken insanın kendini tanımasına yardımcı olur ve hayatı yeniden yorumlamayı sağlar. Öğretmenlik hayatımda anılarımı etkin bir şekilde kullanarak öğrencilerimin dikkatini çekmeyi, öğrenmeyi pekiştirmeyi ve öğrenilenleri günlük yaşamlarına uyarlamalarını sağlamayı amaçladım. Aynı zamanda ben de kendi hayatımdaki deneyimlerimi öğrencilerimin gözünden yeniden değerlendirme şansı bulmuş oldum. Böylece karşılıklı bir öğrenme süreci gerçekleştirdik.
Eğitimci olmanın en güzel yanlarından biri de deneyimlerimizin sınıfta birer öğretim materyaline dönüşmesidir. Örneğin, doktora yapmakta olduğum süreçte öğrencilerim tezimin içeriğini sorardı. Konunun ders kitaplarında yer alıp almayacağını merak ederlerdi. Böylece akademik bir çalışmanın süreçlerini onlarla paylaşmış olurdum. İstanbul’dan doğduğum küçük şehir, Lüleburgaz’a taşındığımda öğrencilerimle birlikte şehirlerin özelliklerini kıyaslardık.
İstanbul’daki kültür ve sanat etkinliklerini merakla dinlerlerdi. Bu, öğrencilerimin üniversiteyi okuyacakları şehri seçmeleri için onlara yol gösterici bir bilgi olmuştur. Aynı şekilde Almanya’nın Stuttgart şehrinde yapmış olduğum yurt dışı görevden döndüğüm zaman iki ülkenin kültürünü ve eğitim sistemini karşılaştırmak öğrencilerimin sevdiği konulardandı. Yurt dışına öğretmen görevlendirmenin ikincil bir amacı da öğretmenlerin orada gördüklerini yurt içine aktarabilmesi değil midir?
Görünen o ki anılar, eğitimde kullanıldığında öğrencilerimle duygusal bağ kurmama ve öğrenme materyallerini daha derinlemesine anlamalarına yardımcı olmuştur. Söz gelimi, en sevdiğimiz kitap sorulduğunda kitabın sadece adını söylemek yerine “Orhan Pamuk’un ‘Masumiyet Müzesi’ adlı romanını okuduktan sonra Çukurcuma’daki müzeyi gezin, ne demek istediğimi anlayacaksınız.” dersek, öğrencilerimizin konuyu somut bir şekilde gözlerinde canlandırabilmelerine daha çok yardımcı olabiliriz.
Edebiyat öğretiminde anıların yeri ve önemi çok kıymetlidir. Kendi anılarından faydalanmayan şair veya yazar düşünülemez. Şairlerin ve yazarların gerçek hayatlarından kesitler sunulması, öğrencilerin Edebiyat dersine olan merakını artırmaktadır. Bununla beraber, dil öğretiminde anılar kullanılarak dil becerilerinin geliştirilmesi de mümkündür. Öğretmenin anılarını dinleyen öğrenciler, kendi yaşam deneyimlerini paylaşmak için heves duyabilir.
Öğrenciler, kişisel deneyimlerini ve anılarını paylaşarak yeni kelimeler öğrenebilir, dil yapılarını günlük konuşma ile ilişkilendirme fırsatı bulabilirler. Bu, dil öğrenimini daha etkili ve anlamlı hale getirir. Anılarını anlatan öğrenciler, bunu mektup, anı, gezi yazısı vb. türlerde ifade etmek gibi yaratıcı yazarlık çalışmaları için yüreklendirilmiş olur.
Eğitimde anıları kullanmanın bir başka yolu da öğrencilerin öz değerlendirme yapmalarını teşvik etmektir. Öğrencilerin geçmişteki başarılarını veya hatalarını hatırlamaları ve bu deneyimlerden ne öğrendiklerini düşünmeleri, kişisel gelişimlerine katkıda bulunabilir. Yazar söyleşilerinde bana yazmaya nereden başlamak gerektiği sorulduğunda özellikle gençlere günlük tutmalarını öneririm. Günlük, hem anılardan yararlanarak yazma deneyimini yaşamanın en kolay yoludur hem de kimseye beğendirme kaygısı olmadığı için iç dökerek rahatlatmanın bir iyileştirme işlevi de vardır.
Anlaşıldığı üzere anılarını sözlü veya yazılı olarak anlatmak, öğrencilere özgüven kazandırabilir ve gelecekteki hedeflerini belirleme konusunda yol gösterebilir. Bazı araştırmacılara göre anılarımızın tamamını hatırlayamadığımız ya da yanlış hatırladığımız belirtilmiştir. O halde onların kıymetini bilmek gerekmez mi? Anneannemden dinlediğim anıların hikâyesini yazmalıyım mesela.
Kaybolmamalı. Kanımca herkesin atalarından dinledikleri birer hazinedir. Toplumsal belleğimizdir onlar. Editörlüğünü yaptığım deprem anıları içeren kitaplar olmuştu. Bu yazarlar anılarını yazarken edebiyatın şifalandırıcı gücünden faydalandıklarını belirtmişlerdi ön sözlerinde. Çünkü anılarımızı yazarken onları yeniden işlemeye başlarız. Başka bir açıdan yeniden bakarız onlara. Sonra da okurlar yeniden bakar ve işte orada anlam kazanmaya başlamış olur yaşananlar…
Özellikle dil ve edebiyat eğitiminin en önemli parçası olan konuşma ve yazma etkinliklerinde anılar bizim can simidimiz olabilir. Konuşmayı hiç sevmeyen öğrenciyi bile konuşturabilir, yazmayı deneyimlemekten çekinen bir öğrenciye uzun metinler yazdırabilir. Çünkü herkes sever anılarından bahsetmeyi. Onlar bizim geçmişimiz, kişisel tarihimiz ve bizden asla çalınamayacak olan varlıklarımızdır.
Sonuç olarak, dil ve edebiyat eğitiminde anılar, öğrencilerin öğrenme sürecini zenginleştiren ve derinleştiren önemli bir kaynaktır. Öğretmenlerin ve eğitimcilerin bu kaynağı etkin bir şekilde kullanarak öğrencilerin derse karşı ilgi ve merakını artırması ve öğrenmeyi daha anlamlı hale getirmesi mümkündür. Dil ve edebiyat eğitiminin en önemli kısmı, edebî ürünlerin ortaya çıkmasıdır. Anıların kıymetli hazinelerinden faydalanarak öğrencilerin üretebileceklerinin sınırı yoktur. Yeter ki onları işlemeyi bilsinler. Bu sonsuz kaynağın edebiyatın daimî dünyasında varlığını sürdürebilmesini temenni ederim.
Dr. Sibel Çelikel
Editör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
[…] Edebiyatın Eğitimindeki İşlevi […]
Sibel Hoca, sadece yazmak önemli değildir, yazının içeriği eğitici olmalıdır. Bu tür önemli konulara değindiğiniz için teşekkür ederim.
Harikasınız hocam