Yok Artık
- Yazar: Mustafa AĞCAN
- 25 Nisan 2024
- 72 kez okundu

Yok Artık
Bir çift hayal kurdum sana, akla hükmeden serapla değil de,
Her ikisini de arkasında sürükleyen kalple…
Hani, kahraman sandığın sevgin, ortalıkta mağrurca gezinirken,
Benim, köşelere sinmiş olan, sığıntı gibi bekleşiyordu kırsalında,
Yaşanacak en ufak mutluluğun avcısı konumunda bakınıyordu etrafa
Sen, sana yakılacak kızıl ışıkların, tebessüme dahi çok uzak olan aldatıcılığında gönül eğlendirirken,
O ise göremediğin gülümseyişinin acısıyla kahroluyordu,
Yıldızlar kadar uzak, nokta büyüklüğündeki parıltınla aydınlanmaya çalışıyordu.
Umudunun boşluğunda kaybolacağını bilerek, yokluğa varlık ıspatlamaya çalışıyordu.
Ne olurdu, her doğan güneşin serptiği ılımanlık gibi, sen de ılımanlaştırsaydın bu kalbi,
Dünya durmaktan vazgeçip, sahip olduğu her şeyi bir köşeye mi atardı?
Sevgiler, birbirlerine küsüp, kan kırmızısı bir nefret mi bürürdü her şeyi?
Hayır, bunların hiç biri olmazdı,
Çünkü her ne kadar karşılıksız sevgi yürekleri kurutsada,
Karşılık bulanlar dünyanın tüm yeşilliklerini yayardı dört bir tarafa.
Yok artık…
Usanmışlık geziniyor, beynimin bütün kıvrımlarında,
Sana gel deyişler, yerini gidişine sevinişlere bırakıyor.
Bana ise,
Yalnızca bana kalan sevgimi, gönül mangalına pişirip, kalbime katık yapmak kalıyor,
Sana da, yaşayacağın pişmanlığın külleriyle yetinmek…
Yazar: Mustafa AĞCAN
Baş Editör: Elif Ünal YILDIZ
Editör: Hakan DİNÇAY
Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?
Harikaydı keyifle okudum hocam ve yüreğinize kalbinize sağlık