Soyadı Kanunu: Modern Türkiye

Soyadı Kanunu: Modern Türkiye

Soyadı Kanunu: Modern Türkiye’nin Kimlik İnşası

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde gerçekleştirilen reformlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntıları arasından modern bir ulus-devlet yaratmayı hedefledi. Bu reformların en önemlilerinden biri, 1934 yılında yürürlüğe giren ve Türk vatandaşlarına soyadı alma zorunluluğu getiren Soyadı Kanunu’ydu. Osmanlı İmparatorluğu’nda insanlar genellikle isimleriyle ve babalarının adıyla tanınırdı. Örneğin, “Ahmet oğlu Mehmet” gibi adlandırmalar yaygındı. Soyadı kullanımına gerek duyulmuyordu çünkü toplumsal yapıda aile bağları ve hiyerarşik düzen bireylerin kimliklerini belirlemekte yeterliydi. Ayrıca, birçok kişi mesleklerine, doğdukları yere veya fiziksel özelliklerine atıfta bulunan lakaplar da kullanıyordu.

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme sürecinde, batılı anlamda bir kimlik sisteminin oluşturulması önemli bir hedef haline geldi. 21 Haziran 1934’te kabul edilen ve 2 Temmuz 1934’te yürürlüğe giren Soyadı Kanunu, bu modernleşme çabasının bir parçasıydı. Kanunun getirilmesinin birkaç ana nedeni vardı:

Bürokratik ve Hukuki İhtiyaçlar: Soyadı kullanımı, devletin vatandaşlarını daha kolay ve düzenli bir şekilde kaydetmesini ve takip etmesini sağladı. Bu, özellikle vergi toplama, eğitim ve askerlik hizmetleri gibi konularda büyük kolaylıklar getirdi.

Toplumsal Eşitlik:  Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalan unvan ve lakapların kaldırılmasıyla, toplumsal sınıf farklılıklarının simgesel olarak da ortadan kaldırılması amaçlandı. Böylece, her vatandaşın eşit olduğu yeni bir toplumsal düzen kurulmak istendi.

Batılılaşma ve Modernleşme: Soyadı Kanunu, Türkiye’yi batılılaşmış ve modern bir ülke olarak tanıtma çabasının bir parçasıydı. Batı ülkelerinde uzun zamandır uygulanan bu sistem, Türkiye’nin modernleşme sürecine uygun bir adım olarak görüldü.

Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, her Türk vatandaşı bir soyadı almak zorunda kaldı. Bu süreçte, soyadları genellikle kişinin ailesinin kökeni, yaşadığı yer veya kişisel özelliklerine atıfta bulunarak seçildi. Atatürk, “Atatürk” soyadını alarak bu sürece öncülük etti ve diğer devlet adamları da benzer şekilde soyadlarını belirlediler. Ancak, soyadı seçimi sürecinde bazı zorluklar yaşandı. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan ve okuma yazma bilmeyen insanlar için soyadı seçmek ve kaydettirmek bir sorun haline geldi. Bu süreçte, yerel yöneticiler ve muhtarlar önemli bir rol oynadı.

Soyadı Kanunu, Türkiye’nin modernleşme sürecinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu kanun, sadece bürokratik ve hukuki kolaylıklar sağlamamış, aynı zamanda toplumsal yapının dönüşümüne de katkıda bulunmuştur. Bugün, her Türk vatandaşının bir soyadı olması, kimlik ve aidiyet duygusunun güçlü bir sembolüdür. Atatürk’ün öngörüsüyle gerçekleştirilen bu reform, Türkiye’nin modern ve eşitlikçi bir toplum olma yolundaki kararlılığını göstermektedir. Soyadı Kanunu, bu anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin kimlik inşasında atılan önemli adımlardan biri olarak tarihteki yerini almıştır.

Umut Meriç Berberoğlu

Kaynakça:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Soyad%C4%B1_Kanunu

https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/soyadi-kanunu/#:~:text=O%C4%9Fuz%20AYTEPE%0A%0AKAYNAK%C3%87A%0A%0AERTAN%2C%20Temu%C3%A7in%20F,Bask
https://derstarih.com/soyadi-kanunu/
https://dergipark.org.tr/tr/pub/jiss/issue/50688/647514

Editör: Murat Çatal

F .Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Ebedi Bir Anıt: “Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar Kalacaktır!” 

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Umut Meriç BERBEROĞLU

14.09.2000 tarihinde Hatay ili İskenderun ilçesinde dünyaya geldim. 2007-2008 yılında Namık Kemal İlköğretim okulunda okuduktan sonra 2008-2009 yılında okulumuzun ortaokulunda okumaya başladım. Okulumuzun çıkarmış olduğu Düşler Sokağı adlı dergide deneme yazdım. 2016 yılında Rotary Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ni kazandım. 2019 yılında okulumuzun Bilgisayarlı Muhasebe bünyesinde okurken İskenderun Gazetesi'nde köşe Yazarlığına başladım. Aynı yılın 19 Mayıs'ında İşgal Altında Çırpınan Şehir İstanbul adlı romanımı yazmaya başladım. 2020 yılında Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Tarih bölümünü kazandım. Üniversite sınavı döneminde İskenderun gazetesinden ayrıldığım için 2020 yılının Ekim ayinda Sarı Zeybekler Gazetesi'nde köşe Yazarlığına başladım. 2021 yılında İzmir Bakırçay Üniversitesi Tarih bölümüne yatay geçiş yaptım. 2023 yılında Bağımsızlık Ateşi İzmir romanımı yazmaya başladım. 2023 yılının Aralık ayında kitabım yayınlandı. Aynı yıl Deniz Kartalı Gazetesi'nde köşe Yazarlığına başladım. Sarı Zeybekler Gazetesi'nde hem Kültür Müdürü hem de köşe yazarı olarak devam etmekteyim. 4 adet tiyatro oyununa senaryo yardımcılığı yaptım.