Şanlı Tarihimizin Kaynak Yoksunluğu

Şanlı Tarihimizin Kaynak Yoksunluğu

 

 Geçmişten bu güne öyle büyük, öyle şanlı ve öyle korkusuz atalarımız gelip geçmiş ki göstermiş oldukları cesaretler anlatmakla bitmez. Düşünsenize! Bir yiğit kendini ortaya atıyor ve en az kendisi kadar kırk yiğidi daha arkasına alarak bir çılgınlık yapmaya karar veriyor. Yapmak istediği şey şu, yanındaki kırk yiğitle beraber kendilerini feda edecekler ve karşılığında boyunduruk altına alınmaya çalışan yüz bin Türkü kurtaracaklar. Ve yapıyorlar da… Kırk çeri ölümü göze alarak bir milyar nüfuslu Çin Hükümdarlığına kafa tutuyor ve Türk ulusunu özgür kılıyorlar.

 Bugün bu yaşanan olayları nereden mi biliyoruz? İlk çağlardan bu yana kütüphane kültürü olan Çinlilerden. Tabii ki bunları yazarken amacım atalarımızı suçlamak değil, dönemin şartları gereği atalarımız göçebe hayat yaşıyorlardı. Çinlilerse kuruluşlarından bu güne kadar hep yerleşik hayatı benimsemişler ve dolayısıyla kütüphane kültürleri pek de şaşılacak bir durum olmamıştır.

 Alp Er Tunga adında bir yiğit geçmiş dünyadan… Boyu yaşayan herkesten daha uzunmuş. Omuzları o kadar genişmiş ki yanında iki hatun durunca omuzlarının altında kaybolurlarmış. Çıplak elleriyle bir Tunga’yı (Kaplan) öldürdüğü için adının sonuna Tunga eklenmiş. Dönemin yiğitleri koyunları kaldırarak çalışırken, Alp Er Tunga öküz kaldırarak çalışırmış. Sofraya oturunca bir kuzuyu yemeden, bir testi kımız içmeden doymazmış. Bunlar da Çin kaynaklarında yazar. Ne güzel olmaz mıydı bu yiğidi kendi kaynaklarımızdan okusaydık?

 Alp Er Tunga’nın torununun evdeşi olarak kabul edilen bir hatun geçmiş mesela dünyadan, Tomris Hatun… Bütün dünyanın adını duyunca bile titrediği Pers ordusunu bozguna uğratmış, bu da yetmezmiş gibi hükümdarlarını kendi kanında boğmuş. Öyle yazıyor Çin kaynakları.

 Sonra bir yiğit açmış gözlerini dünyaya. Ayakları öküz ayağı gibi beli Kurt beli gibi omuzları samur omuzu gibi göğsü ayı göğsü gibi. Oğuz Kağan… Bütün Türk boylarını bir kılıp tek sancak altında toplamış. Bugün adı bile olmayan iki milleti yok ederek tarihten silmiş (Tung hu ve Yüe chi) O dönem kurmuş olduğu ordu sistemi (Onluk) günümüzde bile bütün dünya orduları tarafından kullanılır. Bu eşsiz atamızı da Çin kaynaklarından okuyoruz, gerçi Çin kaynaklarında Mete Han olarak geçer adı.

 Kür Şad Ata diye bir yiğit yaşamış şanlı tarihimizde, makalemin başında belirttiğim kahraman. Kırk çeriyle bir milyar insanın kalplerine korku salan çılgın Türk. Çin kaynaklarının yazdıklarından biliyoruz bu destansı kahramanlığı, kim bilir Çinliler kendilerini küçük düşürmemek için neleri eksik yazdılar? Bir de kendi yazıtlarımızdan okusan nasıl olurdu acaba? Bunu düşünmeden edemiyorum.

 Nihayet Göktürk devleti kurulmuş ve ilk yazılı kaynaklarımıza sahip olmuşuz. Allah Bumin Kağan ve Kül Tigin’den razı olsun. Bu iki yiğit atamız sayesinde tarihimize bir nebze olsun ışık tutulmuş. Devamının da gelmesini dilerdim.

 Söylemek istediğim şu. Tarihimizi o dönem düşmanlarımız olarak kabul ettiğimiz bir milletin kaynaklarından okuyoruz ve buna rağmen gururdan tüylerimiz diken diken oluyor. Bir de kendi kaynaklarımız olsa neler hissederdik acaba?

Atalarımız çok büyük sıkıntılar çekmiş. Anayurt Ötüken’in sert havası, toprakların verimsizliği, ilkbaharın başlarında yağıp son baharın sonlarına kadar erimeyen kar, her istediğini elde edebileceğini sanan haydutlar, sonu gelmeyen düşman entrikaları, sonradan kıtlık da eklenince hayat tahmin edemeyeceğimiz kadar zor olmuş. Bu kadar sıkıntı karşısında bir de kaynak mı olacaktı diye avutuyorum kendimi ama olsaydı tadına doyum olmazdı demeden de edemiyorum.

Kısacası şanlı Türk tarihinin yazılı kaynaklarının olmamasının dünya tarihinde çok büyük bir eksiklik diye düşünüyorum. Tüm bunlara rağmen değerli araştırmacılarımız üstlerine düşeni fazlasıyla yapıyor ve şanlı tarihimize ışık tutuyorlar.

Fransız Tarihçi Albert Sorel şöyle demiştir. Dünyada iki bilinmeyen vardır; biri kutuplar, diğeri Türkler… Belki de Tanrı böyle istemiştir, gizemli bir millet olarak nam salmamızı…

 

 

 

Etiketler:

#eskitürkler #tarih

Yorumlar (2)

  1. Bekir SEVİK
    • 22/01/2024

    Kesinlikle öyle Dilek hanım. (Dön de bir bak tarihe, Türk'e baş kaldıranların hali nice olmuştur.)

  2. Dilek Nazlıoğlu
    • 22/01/2024

    Zaten tarih sahnesinden Türkleri çıkarsak büyük bir boluk olacak birde tarih kayıtlarımız tam olsaydı kim bilir neler ortaya çıkardı. Yüreğinize sağlık Bekir Bey.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bekir SEVİK

Bekir SEVİK, Türk tarihi roman yazarı. Eserleri, Alp Börü Öç, Alp Börü Orun, Alp Börü Büyük Duvar (bunların üçü seridir) ve Kurtuluş Savaşı'nda bir öksüz.