Motivasyon Etkisi

Motivasyon Etkisi

Motivasyon Etkisi;

Köken olarak hareket ettirme, ilgi uyandırma, etki yapma, teşvik etme anlamlarına gelen Latince “ Movere” kelimesinden türemiştir.

Çok sıradan bir kelime olarak görünse de altına sayfalarca yazılacak çok önemli bir kavramdır aslında. Her şeyimiz ona bağlı demek çok abartı olmaz bence. İşimizde, okulumuzda, tecrübelerimizde çok iyi olabiliriz ama motivaston olmazsa bu bilgiler sadece bilgi olarak kalır ve hayata geçirmemiz çokta mümkün olmaz. Çünkü insana ben bu işi koparırım deme gücünü motivasyon verir.

O özgüveni size motivasyon sağlar. Günümüzde motivasyon etkisi en çok tartışılan konulardan biridir. Etkisi altındayken bakış açımızı değiştiren birçok konuda ilerlememizi sağlayan önemli bir unsurdur. Bu yüzden motive kalmanın sürekliliği bir sorun haline geliyor. Günümüzün en yaygın gündelik hayat problemi olan erteleme hastalığının asıl sebebi motivasyon eksikliğidir.

Erteleme gündelik hayatımızın kanseridir. Eski bir atasözü “ Bu günün işini yarına bırakma” aslında tam da bu hastalık için söylenmiştir. Bir insanın hayatı boyunca başarabileceği en önemli şeylerden biri tembelliğine karşı mücadele etmektir. Ertelemenin alışkanlık yapmış haline biz tembellik diyoruz.

Belirli bir hedefe sahip olmak, sizi üst düzey bir performans sunmaya motive eder. Tarihte hedefleri sayesinde aşırı derece motive olan birçok örnek mevcut. Büyük İskender dünyayı işgal etmek gibi bir hedef belirledi ve neredeyse dünyanın yarısını işgal edecek bir motivasyona sahipti.

Hedef belirleme motivasyonun temelidir aslında. Peki, motivasyon insanlığa her zaman yarar sağlamış mıdır? Yıl 1939 Almanya Polonya’yı işgal ediyor ve hedefine kitlenmiş aşırı motive bir zorba, altı yıl içinde yetmiş milyon insanın ölümüne sebep oluyor.

Hedef belirleme ve motivasyon birbirinden ayrılamaz terimlerdir. Hedefsiz bir motivasyon süreklilik sağlayamaz. Hedef belirlerken kendinizi tanımanız , ilgi alanlarınızı, yeteneklerinizi ve değerlerinizi tanımlamanız gerekiyor.

Uzun vadede bir vizyonunuz olmalı, araştırma yapmalı ve değişiklileri kabullenmeniz gerekli. Misyon olarak değişiklik gösteren bir süreçten geçeceksiniz ve bu vizyonunuzu değiştirebilir. Her şeyden önce kararlılık esastır.

Hedefe ulaşmak için sağlanan motivasyon sizin kararlılığınıza da bağlıdır. İlk önce küçük hedefler belirleyip büyük hedefe doğru ağır ama emin adımlarla yürümek en doğrusu olacaktır. Çünkü çıtayı çok yükseltip günün sonunda hayal kırıklığı yaşamak hayatınız boyunca kazandığınız motivasyonu kaybetmenize sebep olabilir.

James Clear Atomik alışkanlıklar kitabında şöyle der. ”Her küçük başarının belli bir ödül karşılığı olması gerekmektedir. Belli bir süreden sonra başarı motivasyonunuz kırılabilir.” Kendinizi her başarıdan sonra ödüllendirseniz, motivasyonunuzu korumuş olursunuz. Her hangi birinin sizi takdir etmesine veya ödüllendirmesine gerek duymadan insan kendini ödüllendirebilir.

Her başarının ardından takdir alma isteği doğal bir istektir ama bu, zamanla sizi basitleştirebilir. Yaptığınız iş veya elde ettiğiniz başarı sadece takdir temelli bir eyleme dönüşebilir. Onun için başkasından beklediğiniz takdiri veya ödülü kendinize sağlamanız daha güvenli bir yol olacaktır.

İnsan türü kâinatta kendini en çok seven türdür. Hayvan türünün aksine içgüdüleriyle değil, tamamen duygu ve düşünceyle hareket eder. Beynimizde bulunan yaklaşık bir badem büyüklüğündeki amigdala sayesinde endişe, korku, sevinç, hüzün gibi duygularımız bizim hayatımıza önemli derecede yön verir.

Mesela amigdala olmasaydı, hızla üzerimize gelen bir arabanın bize zarar vereceğini beynimiz algılamaz ve korkmazdık. Korku dürtüsü hayatımızı korumak amaçlı bir dürtü olduğu için arabanın bize çarpmasına izin verirdik. Motivasyonda hayatımızın amigdalasıdır. Motivasyon olmadan hayatımızı sürdürmek amigdalasız bir beynin bizi yönetmesi gibidir. Hedef  belirle, hedefinin seni motive etmesine izin ver ve esnek olup değişiklikleri kabullen.

“Başarı için her yol mubahtır” bu söz aslında hırs ve kibri anlatan, başarın için başka canlıların hayatını hiçe sayan bir anlayışın ürünüdür. Bencillikle kazanılan bir başarı, başarı değildir. Bu başarının sağladığı zirveden düşüş çok sert olabilir. Kişinin bir daha kendini toparlaması neredeyse imkânsız hale gelir. “ Başarı için her yol mubahtır” sözünü kendine ilke edinmiş birinden bahsetmek istiyorum.

Nikolay Çavuşesku eski Romanya devlet başkanı. Fakir bir çiftçi ailenin çocuğu iken siyasette kazandığı başarılar onu bir hırsız ve canavara dönüştürdü. Dünya tarihinde en çok yolsuzluk yapan devlet başkanı ünvanı o yıllarda onundu. 60 bin insanın ölümünden sorumluydu.

Takvimler 1989 yılını gösterdiğinde bencilikle zirveye çıkan Nikolay ve eşi Elena’nın zirveden sert düşüşleri başlamıştı. Yargılanıp idam cezasına çarptırıldılar. Cesetleri sokaklarda kendi halkı tarafından aşağılandı, tekmelendi. Tıpkı, yine bir kibir abidesi olan eski İtalyan faşist diktatörü Benito Mussolini ve eşi gibi ayaklarından meydana asılıp günlerce bekletildiler.

Halkın öfkesi bir gün mutlaka cezalandırır. Başarının temelinde emin adımlar ve dürüstlük şarttır. Ağır ilerleyin ama kendinizden emin olun. Unutmayın, “ Taşı delen suyun sertliği değil, sürekliliğidir.”

 

Zafer DEĞİRMENCİ

Editör:Nigar KAYA

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/adrenochrome/

https://fisildayankalemler.org/ojenik/

 

 

Yorumlar (7)

  1. Harikasınız hocam ❤️ "Taşı delen suyun şiddeti değil sürekliliğidir"

  2. […] MOTİVASYON ETKİSİ […]

  3. […] https://fisildayankalemler.org/motivasyon-etkisi/ […]

  4. Bekir SEVİK
    • 28/02/2024

    "Taşı delen suyun sertliği değil, sürekliliğidir" Bu söz neredeyse 20 yıldır ilkemdir. Kaleme döktüğünüz yazıyla da çok uyumlu. Kaleminize sağlık Zafer bey, harika bir konu.

  5. Zafer DEĞİRMENCİ
    • 28/02/2024

    Çok teşekkür ediyorum. Maalesef erteleme hastalığı toplumun yozlaşmasını sağlayan en büyük sebeplerden biri. 😞

    • 28/02/2024

    Tebrik Ediyorum Hocam Güzel Bilgi birkimli bir makale olmuş Kaleminize sağlık 🙏👍

  6. Aysel Gedik
    • 28/02/2024

    Maalesef ' ertelemek' günümüzün hastalık boyutuna ulaşan bı sorunu. Üstelik artık insanlar bundan kurtulmak çok isterken içinden çıkmamak için de sürekli bahaneler üretip kısır döngü içine giriyorlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer DEĞİRMENCİ

30.08.1979 yılında Erzurum’da doğdu. Babasının memur olması nedeniyle 1983 de Kayseri’ye göç ettiler. İlk, orta ve lise öğrenimini Kayseri’de tamamladı. İş hayatına atılıp sonrasında askerlik görevini tamamladıktan sonra yine değişik işlerde çalıştı. En son 2013 de bir iş için gittiği Diyarbakır da eşi Yeliz Değirmenci ile tanıştı. ve evlenip Diyarbakır’a yerleşti. Roman yazma isteği çocukluğunda babasının eski bir daktiloda yazmaya çalıştığı fakat bir türlü bitiremediği roman denemelerinden gelmekte olup, eşininde desteğiyle ortaya çıktı. Yayımlanan Ağaç dalından kuşlar, Simon, Ölüm var! Hasan ve Çoban isminde dört romanı var. Ayrıca araştırmacı tarih yazarı olan Zafer Değirmenci çeşitli platformlarda yazdığı makalelerlede tanınmaktadır.