Zamanın Tadı ve Yaşamın Anı
- Yazar: Ali YURTSEVEN
- 30 Haziran 2024
- 92 kez okundu
Zamanın Tadı ve Yaşamın Anı
Zaman, başlangıçtan sonsuza doğru akan bir nehirdir. Yaşamın bize sunduğu melodi, bu akıp giden zaman nehrinde insanlar için hep aynı frekansta çalmaktadır.
Akıp giden bu nehrin melodisini yakalayabildiğimiz, yani anı yaşayabildiğimiz sürece, içimizdeki duygu ve hissiyat yoğunluğunun kabardığını da hissederiz.
Zaman geçiyor ve biz müdahale edemiyoruz. Öncemiz mazi, sonramız bilinmeyen sürpriz gelecektir ve yaşadığımız elimizde kalan sadece şimdiki anımızdır.
Geçmişten gelip geleceğe doğru akıp giden bu zaman ırmağında, sadece bize ait olan, sonunun ne zaman ve nerede biteceğini bilemediğimiz ve müdahale edemediğimiz belirli bir zaman diliminde, kendimiz gibi olanlarla, ayrı frekanslarda yaşamaktayız.
Bize ait olan bu anımızı, gökkuşağının renkleri gibi renklendirelim, güneşin o sarı sıcaklığını beraberce hissedelim ve gönül kırmadan, sol yanından içten ve derinden gelen o saf duygusal yaşamın saf melodileri ile konuşan aynı frekansı yakaladığımız ve paylaştığımız insanlarla paylaşalım.
Bir an gelecek ki, farkında olmadan, şu anda sahip olduğumuz bize ait olan veya olmayan, maddi ve manevi her şeyi ait olduğu bu yaşadığımız yere bırakıp biz de ait olduğumuz esas yerimize gideceğiz.
Her şey bizim elimizde; kış gibi sert, soğuk ve acımasız, ilkbaharın serinliği, yazın o tatlı sarı sıcaklığı ve sonbaharın kahve tadındaki lezzeti de olabiliriz.
Yaptığımız tercihlerin sonuçlarını yaşayarak hayatımızı şekillendiririz. Sevinç ve üzüntü anlarımız ve anılarımız hep böyle oluşur.
Anı yakalayalım, güzel anılar biriktirelim, vefalı olalım, değer verelim ve değerlenelim.
Bazen çayın tadı şekerden değil, eşlik edenden gelir. Aynı frekansta olduğunu hissettiğimiz arkadaşlarımızı, dostlarımızı günlük çıkar, heves ve arzularımıza uyarak kaybetmeyelim. Konfor alanlarımızı kalın duvarlarla örüp, ulaşılamaz olmayalım; her zaman yalnızlığı seçmeyelim.
Yalnızlık sadece yaratana ait olup, paylaşıldığı sürece yalnızlık olmaz. Kendimizi yalnız ve mutsuz hissettiğimiz anlarda bile yalnız değiliz; bizi var eden ruhumuz ve iç sesimizle birlikteyiz. Sol yanımızdan gelen o içsel ve duygusal sesimiz hiç kesilmesin. Hayatın karmaşasında bile o sesi duyarsak, işte o zaman kendimizi daha iyi hissederiz.
Cemal Süreya’nın da dediği gibi:
“Güzel hayat isteyen güzel insan biriktirsin”
Derviş
Bir ermişe sordum
Her şey için
Zaman
Geç mi erken mi diye
Şöyle bir baktı yüzüme
O seni bulur
Yalnız
Zamanını bekle
Ali Yurtseven
30.06.2024
Editör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
Dünya Sanat Günü (Leonardo Di Ser Piero Da Vinci nin Dogum Günü)|
Kaleminize sağlık ,bildiğimiz halde hep unuttuğumuz bir gerçeği çok güzel işlemişsiniz