İç Huzur ve Yaşam Üzerine Düşünceler

İç Huzur ve Yaşam Üzerine Düşünceler

İç Huzur ve Yaşam Üzerine Düşünceler

Yaşamadan Ölüyoruz…

Hangimiz değerinde sevdik? Ya da sadece mutlu olmak için sevebildik mi? Bu kadar hayat dolu insanlara ne oldu?

Son günlerde yaşanan pek çok olumsuzluk arasında insanoğlu tek yaşamayı tercih ediyor artık. “Bireysel özgürlük” adıyla hepimiz kendimizi yalnızlığa hapsediyoruz. Ya kalbimiz kırılmıştır ya aile sorunlarımız vardır ya da geçim kaynaklarına ulaşırken yaşadığımız pek çok inişli çıkışlı yokuşlar yormuştur bizi. Kendimize ağır gelir olduk.

Oysa çevresel ve yerleşim olarak cennet gibi güzel bir memlekete sahibiz. Eskilerden diye başlamayacağım; adı üzerinde, eskide kaldılar.

Şimdi diyorum ki: En büyük mutluluk “iç huzurunuzda” saklıdır. Hayat devam ediyor; kendini iyi hissetmek için hasta olmayı bekleme. Eğer hasta isen, henüz nefes alıyorken yaşamdan vazgeçme.

Bazen bir kuş sesi, bazen bir ağaç gölgesi, bazen köy deresinin şırıl şırıl akan suyu… Doğa, o kadar olağanüstü bir iyileşme sağlıyor ki bizlere, kendimizi ancak burada yalnız bırakmalıyız, bence.

Çıkartın

Ayakkabılarınızı çıkarın, yalın ayak basın toprağa. Yaşanmamış her ne kaldıysa, iki kat üzerinden geçerek yaşayın. Şanslı olmayı beklemeyin asla. En büyük şansınız sağlıklı olmak, unutmayın.

Şu anda tek başına ve kedisi “By Nisan” ile yaşayan biri olarak bunları kaleme almak oradan bakınca mantıksız geliyor olabilir. Geçici bir süre yalnızlığı tercih ettim, o kadar.

Uzun Uzadıya

Çok sevdiğim hayata, dünyaya ve muhteşem güzelliklere, en önemlisi de yaşama küsmemek için şu anda en çok kitap okuyan, arada yazmaya çalışan biri olarak, umutlu bekleyiş sürüyor geleceğime doğru. “Umut Hep Yaşatır Zaten.”

Oysa ki

Yalnızlık çok tehlikelidir; bağımlılık yapar. Çünkü insan o huzuru yaşayınca bir daha insanlarla uğraşmak istemez. Kendini, çoğu alışkanlıkları olan insanoğlu, yalnızlığa alışmamalı. Devamında pek çok sağlık sorununa zemin hazırlar, kanımca. Paylaşarak, bölüşerek, severek, saygıyla yaşamak varken neden hep yalnız kalıyor insanlar?

En çok da duygusal kökleri derin ve edebiyatı güçlü insanlar yalnız yaşamayı tercih ediyor. Bazen de yapayalnız ölüyorlar. Şiirler, romanlar, hikâyeler kalıyor geride bıraktıkları sevgi serzenişleriyle. Sevgili büyük üstat Âşık Veysel Şatıroğlu ne güzel söylemiş giderken: “Benim sadık yârim kara topraktır.”

Yazan: Semanur Perim

Editör/Redaktör: Murat Çatal

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Gitmeden

 

Yorumlar (1)

  1. Yalnızlık iyi gelir hocam ❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Semanur PERİM

14.02.1973 Lüleburgaz Kırklareli doğumluyum. Uzun yıllar yerl basın vekendi blog sayfamda yazdım. Değerli hocam "Celil GÜVEN" Bu yazılarımı okuyup bana cesaret vererek "Mum olan ışığımı,Kaleme çevirerek" Siz okurlarıma olan yolculuğum başladı. Kısaca: "Kitap kokusu ile ,Evlat kokusu arasında " Kalmış Bir anneyim. Altı tane adım ile basılmış kitabım, Üç tane "Antoloji"eserim var. Halen yazmakta olduğum NÜKTELER Kitabımla yolculuğuma devam ediyorum.Kitap okumayı sevmeyen bir Toplumda "YAZAR" olup yüreğinize dokunmak ve "Tekrar Kitap SEVGİSİ" Kazandırmak gibi masumca bir isteğim var. Belki: Bir kaçınız kalemim ile tanışıp Okumayı daha çok sevebilir Ne dersiniz...?