Cevat Bey

Cevat Bey

Cevat Bey

İnsan yürekten isterse her şeyin üstesinden gelir derdi Cevat Bey. Çocukluğunda anasının anlattığı hikâyeye sıkı sıkı sarılırdı.

Efsane bu ya, çölün ortasında kalmış dervişin biri bakmış ki küçük bir kulübe var. Çalmış kapısını. Susuzum bana su verir misiniz demiş.

Karı koca yorgun bitkin olan dervişi eve buyur etmiş. Yedirmişler, temiz yatak vermişler. Sabah olunca derviş sizin için ben de bir duayla dilekte bulunmak isterim demiş.

Ben Allah’ın sevgili kuluyum demiş. Karı koca bizim çocuğumuz olmuyor bize çocuk dile demişler. Derviş söylemiş dileğini. Cevap gelmiş kısmetlerinde çocuk yok. Derviş üzülmüş. Olamayacağını söyleyememiş.

Oradan ayrılmış yıllar sonra yine yolu düşmüş o eve doğru yaklaşırken ne görsün boy boy çocuklar. Şaşırmış galiba o insanlar taşındı demiş. Ama yanılmış karı koca buyur etmiş dervişi nasıl olur, kısmetinizde yoktu ama çocuklarınız olmuş demiş.

Karı koca cevap vermiş. Olana da olmayana da razı olduk ve yaratandan çok istemeye devam ettik demiş. Cevat Bey kızlarının okumasını çok istiyordu. Kızlarına okumaları gerektiğini hatırlatır dururdu.

Bu hikâyeyi anlatır ve sonunda onlara başarmanın yarısı istemektir derdi. Günlerdir bu hikâye dönüp duruyordu zihninde. Böyle sıkıldığı anlarda kendi kendine sorardı.” kimler bana yardımcı olur “işte yine soruyordu. Öyle kimseden yardım istemeyen onurlu biriydi Cevat Bey.

Oturdukları kasabada öyle okuyan pek yoktu. Cevat Bey’in kızının kazandığını tüm kasaba duymuştu. Soğuk kış gününde yanan sobanın başında ders çalışan kızlarına baktı Ayşe.

Şöyle derin bir nefes aldı gülümsedi. Az kaldı ha gayret diye mırıldandı kendi kendine. İlk göz ağrısı kızı Neriman tıp fakültesini kazanmıştı.

Kaç gündür içli içli düşünürdü Ayşe. Cevat Bey’de illaki vardır derdinin çözümü. Lakin bu kız nasıl okuyacaktı? Ocakta fokurdayan tarhana çorbasını bir kez daha karıştırdı Ayşe. Elinde sofra beziyle ve kaşıklarla odaya geri döndü.

Sofra bezini yere sererken ilk göz ağrısı Neriman yardım edeyim anne dedi. Diğerleri de kalktı. Ayşe kızlarına sarıldı her birisinin başından öptü kokladı.

Yardım edecek bir şey yok derken sesi titredi. Sofrada bir tencere tarhana çorbası ve ekmekti akşam yemekleri. Tahta kapı küt küt vuruldu. Gelen Cevat Bey’di. Sofraya oturuldu. Neriman biraz durgundu.

Çorbasını içmeyen kızına uzun uzun baktı Cevat Bey. Müjdeli haberi vermek isterim. Bizim kurum müdürünün çok yakın zengin akrabası tüm masraflarını karşılayacak sana burs verecek güzel kızım.

Bu yaşanmış gerçek bir olaydır. Cevat Bey’in kızı sonraları kardeşlerini ve kasabasındaki birçok genç kıza yol oldu yoldaş oldu. Araya aracı koymadan isteklerimize odaklandığımızda eğer bizim hayrımızaysa her şey olur.

Sizlerin de belki Cevat Bey gibi hayatınızda sıkıştığınızda hatırlamadığınız ama sizi güçlü kılan hikayeleriniz vardır. Haydi hatırlayın ve ona sımsıkı sarılın.

 

Songül POLAT

Editör: Nigar KAYA

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/author/songulpolat/

Yorumlar (1)

  1. Aydan bilgesoy
    • 10/05/2024

    Neguzel bi hatırlatma bak şimdi benide güçlü kılan hikayem varmis;)))kaleminiz daim olsun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Songül POLAT

15 mart tarihinde Afyonkarahisar'da ailemin 4. kızı olarak dünyaya geldim. İlkokulu Denizli'de, Aydın'da ise orta ve lise eğitimimi tamamladım. Daha sonra Ege üniversitesinde lisans eğitimimi tamamladım. Öğretmen olmak benim çocukluk hayalimdi. Bir hayata dokunmak küçük bir çocuğun gözlerinin içinin gülmesi bana hep iyi ki öğretmenim dedirtti.