Alnından Öp Ruhunun…

Alnından Öp Ruhunun…

Alnından Öp Ruhunun…

Yavaş ilerlediğin için üzülüyorsun ve kendini başarısız görüyor olabilirsin. Sana bir sır vereyim mi? Kendi ışığınla yürüdüğün sürece yavaş yürüyor olmanın hiçbir önemi yok. Evet diğerlerine göre menzile ulaşma süren uzayacaktır, yolculuğunda karşılaştığın badireleri atlatırken yorulacak hatta yaralanacaksın. Olsun. Olsun. Yine olsun.

Bunların hiçbir önemi yok. Önemli olan ne biliyor musun? Kendi ışığınla, kendi kanatlarınla kendin olarak yürüyor olman. Bu senin için bir anlam ifade etmeyebilir kısa vadede. Hatta söylenebilirsin olanca öfkenle. Kim bilir, belki de ellerinden tutulanlara, iyi koşullarda yürüyenlere imrenebilirsin.

Sakın yapma! Hayır sakın bunu yapma! Görünen manzarada onlar mutlu olabilirler. Hayatı yaşıyor gibi görünebilirler. Herşeye kolaylıkla ulaşıyor olabilirler. Fakat bu sadece görünen. Bu madalyonun sadece bir yüzü. Öteki yüz bambaşka. Öteki yüz karanlık. Öteki yüz acı. Öteki yüz keder. Öteki yüz sadece dıştan yüzü gülen ruhu aç, ruhu huzur duymayanların acı dünyalarından ibaret.

Sen, güneş doğunca güneşle konuşabilecek kadar yaşam doluyken onlar güneş doğduğu için acı duyanlardır. Sen, güneşi yeni bir başlangıç ve mücadeleye değer bir fırsat olarak görürken onlar bunun bir yük olduğunu düşünürler. Sen, nefes alırken içten şükran duyarken onlar oflarlar. Sen, attığın her adım için ayaklarına teşekkür ederken onlar kapılarının önünde park halinde duran araçlarına birkaç adım atacak takati dahi bulmazlar çürümüş bedenlerinde.

Sen, tanıdık tanımadık her gördüğüne tebessüm edip günaydın derken, selam verirken onlar insanların i’sini duymak istemezler ve huzuru insan dışında her şeyde ararlar. Sen, önüne çıkan zorluklara pratik zekânla çözüm üretirken onlar en küçük bir zorlukta telefona sarılıp ağababalarından yardım isterler. Sen, kasırgaları alnınla karşılarken onlar saklanacak bir kuytu arayıp fırtınanın geçmesini beklerler…Bunlar sadece birkaç örnek. O kadar çok şey sayabilirim ki. Sayfalara sığmaz, mürekkepler yetmez.

Sen azizim, sen yüreği acıdan ipeğe dönüşmüş can… Sen hayatın zorluklarına kafa atan, sen gücünü, mücadelenden, karakterinden alan! Sakın kendini kıyaslama başkalarıyla!

Ne acılarını, ne karakterini, ne mücadeleni…Ve sakın imrenme kolay hayatlara! Sakın kendini acınacak halde kurtarılmayı bekleyen bir aciz, bir kurban gibi görme!

Seni besleyen, güçlendiren zorluklara sarıl. Onlar senin ruhunu besleyen, karakterini sağlamlaştıran ve geleceğini inşa eden lütuflardır bu hayatta. Sarıl dört elle yüreğini lime lime eden acılarına! Sarıl dört elle gözlerinden seller akıtan acılarına. Sarıl dört elle hayata ve hayata meydan okuyan cesaretine!

Bir selam ver kendine. Alnından öp ruhunun… “Seni seviyorum” de yüreğine. Sarıl sımsıkı zorluklarına. “Merhaba” de, “hoş geldin” de. Sevgiyle, şükranla karşıla seni büyüten zorlukları…

Remziye Gül YURT 

Editör: Mesude BOZKURT 

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

Benzer çalışmaları da inceleyebilirsiniz:

Kişisel Gelişim Nedir Dersek!

 

Yorumlar (1)

    • 4/06/2024

    ❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Remziye Gül YURT

Annemin deyimiyle yazın tam ortasında, sımsıcak bir ayda bu güzel hayata şehr-i Diyar-ı Bekir’de açtım zeytin karası gözlerimi. Yoğun araştırmalardan sonra ancak kırklı yaşlarımda doğum günümün 17 Temmuz olduğunu öğrenebildim. Bu yüzden burcum aslan mı yengeç mi bilemezdim. Bir yengecin duygusal ruhuna, ailesine, insanlara sevgi ve merhamet ile bağlı anaç kollara sahipken; asla pes etmek nedir bilmeyen aslan pençelerim de vardı. Zorluklar karşısında kükrerken yelelerim savrulurdu rüzgârda. Hayata, zorluklara karşı şikâyet edenlere anlam veremezdim. Bana göre şikâyet varsa çözümde olmalıydı. Sonra sloganım oldu bu felsefem. Şikâyet etmeyi bırak yol ol, ışık ol, rehber ol, kahraman ol! unutma sen öylesine bir rastlantı sonucu burada değilsin, senin bir hayat amacın var, varlığını onurlandır ey güzel insan dedim şikâyet eden herkese. Dilerim bu satırlar insanların bir nebze de olsa dokunur ruhuna. Unutma güzel insan sen bir rastlantı sonucu burada değilsin. Sevgiyle…