KOMŞULUK KÜLTÜRÜ

KOMŞULUK KÜLTÜRÜ

KOMŞULUK KÜLTÜRÜ

İnsan sürekli olarak iletişim halindedir. Evinde, iş yerinde, sokakta  iletişim kurmak ister. Bu iletişimlerden birisi de Türk kültür hayatının ve toplum yapısının önemli bir unsuru olan komşuluktur.

Aileden sonra sosyal hayatı paylaştığımız insan komşularımızdır. Son yıllarda özellikle büyük kentlerde unutulmaya başlanmış olsa da halen devam etmektedir. Komşuluk ilişkilerimiz üzerine çok atasözümüz vardır.

Ev alma komşu al, komşu komşunun  külüne muhtaçtır, komşuda pişer bize de düşer, hayır dile komşuna, hayır gelir başına gibi…

Komşuluk ilişkileri    birçok fayda sağlar;  güvenlik ve güvenlikle ilgili endişelerin azaltılması, yaşlı ve engelli kişilerin bakımlarına, arkadaş olmasına, zor günde yardımcı olunmasına, bir ihtiyacın ani karşılanmasına birlikte aktiviteler yapılmasına ve sosyal bünye olarak güçlenmemesine olanak sağlar.

Birlikte yaşayan komşular arasındaki samimiyet, sadece günlük hayatı kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda birlik ve beraberliği pekiştirir. Mahalle kültürü ise insanların ortak yaşam alanlarında bir araya gelerek, birlikte etkinlikler düzenlemesi, sorunları birlikte çözmesi ve birbirlerine destek olması anlamına gelir.

Mahallelerde düzenlenen sokak iftarları, mahalle piknikleri gibi etkinlikler, komşular arasındaki iletişimi güçlendirir ve toplumsal bağları kuvvetlendirir.

Ancak günümüzde teknolojinin ilerlemesi, şehirleşme ve göç gibi faktörler, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir. Bu sebeple, mahalle kültürünün ve iyi komşuluk ilişkilerinin yeniden canlandırılması önemlidir.

Üzülerek belirtmeliyim ki  insanların birbirine güvenin azalması ile tüm ilişkilerde olduğu gibi komşuluk ilişkilerinde de azalma olmuştur. İnsanların birbirine saygı ve hoşgörülerinin azalması ile komşuluk dayanılmaz hale gelmektedir.

Özellikle binalarda ya da toplu konutların bulunduğu alanlarda komşular birbirine saygı göstermelidirler. Çünkü toplu yaşam alanını paylaşılıyor ve o alanı paylaşırken belirli kurallara uyulmak gerekiyor. Bu kurallar;

  • 22.00 ile 06.00 saatleri arasında apartman içerisinde gürültü yapmak yasaktır.
  • İş günleri içerisinde sabahın erken ve gecenin geç vaktinde gürültü yapmak yasaktır.
  • Apartmanda enstrüman çalmak, yüksek sesli müzik keyfi yapmak, televizyonun sesini çok yüksek açmak gibi davranışlardan uzak durulmalıdır. Bu tarz faaliyetler için dairenize yakın olan diğer daire sakinlerinden izin almanız gerekir.
  • Hafta sonları, sabahın erken ve gecenin geç saatleri, genel ve resmi tatil günleri gibi zaman dilimlerinde matkap vb. aletleri kullanmayınız. Bu tarz işlerinizi belirlenen zamanlarda yapmanız gerekir.
  • Bina sakinleri apartman kurallarının her birine uymakla yükümlüdür.
  • Pencerelerden ve balkonlardan yemek artığı atılması yasaktır.
  • Şişe, sigara izmariti, kırıntılar gibi şeylerin bina içerisine ve çevresine atılması yasaktır.
  • Apartman içerisinde parlayıcı, patlayıcı ve yanıcı maddeler olmamalıdır.
  • Apartman içerisinde dairenin kapısı önünde bina temizliğini engelleyecek herhangi bir eşya bulunmamalıdır.

Çevremde aldığım duyumlar ve  gözlemlediğim kadarı ile maalesef, bu kurallara uymayan komşular mevcut. Bizler komşu olarak birbirimize faydalı olmalıyız, zarar tüm ilişkileri yok eder.

Sonuç olarak, komşuluk ve mahalle kültürü, insanların birbirleriyle olan ilişkilerini güçlendirir, dayanışmayı artırır ve toplumsal uyumu sağlar. Bu nedenle, komşularımıza karşı anlayışlı, yardımsever ve saygılı olmalı, mahalle kültürünü canlı tutmalıyız.

 

Keziban ARIKAN

Editör: Nigar KAYA

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

Bu Hayat Benim

 

 

Yorumlar (3)

  1. Hayriye
    • 11/10/2024

    Eski komşulukları zaten bulamıyoruz günümüzde ama en azından saygılı komşulara denk gelmeniz ümidiyle.

  2. Yıldız Tek Gamlı
    • 11/10/2024

    Şehirde yaşamakla şehirli olmuyor. Son dönemde olan göçler de bunu destekliyor

  3. şenay
    • 10/10/2024

    Kaleminize sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KEZİBAN ARIKAN

1985 Isparta doğumluyum. Ailenin en küçük çocuğuyum. İlköğretimi ve liseyi Isparta’da tamamladım. İlk Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünü bitirdim. Mersin Üniversitesi Eczane Hizmetleri ön lisans bölümünü tamamladıktan sonra Niğde Ulukışla ilçe devlet hastanesine Eczane Teknikeri olarak atandım ve şu anda görevime devam etmekteyim. Son olarak Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümünü bitirdim.İngilizce ve Rusça dillerini biliyorum. Eczane teknikerliği mesleğim dışında şair ve yazarım. Çeşitli dergilerde şiirlerim yayınlanmaktadır. 2024 yılında ilk antoloji kitabi olan Bir Kadın Bir Hikayede yer aldım. Şiir kitabım ve masal kitabım için hazırlık aşamasındayım. Türk Kızılay’ı ve Açev'de gönüllüyüm. Çocukları ve hayvanları çok seviyorum.