Kendimizi Ne Kadar Tanıyoruz?

Kendimizi Ne Kadar Tanıyoruz?

  İnsan ilişkilerinde ne kadar iyiyiz? 

 Başkalarının düşüncelerine gerçekten değer veriyor muyuz ve en önemlisi bunu yaparken kendimizden ne kadar fedakarlık yapıyoruz?

 Mutlu muyuz gerçekten, kendimiz ile ne kadar yetiniyoruz?

 Özgürce düşüncelerimizi ifade ederken bile ne kadar kısıtlamadan cümle kuruyoruz?

    Yukarıda belirtmiş olduğum konuları detaylıca bu makalemde ele alacağım. 

 İnsan ilişkilerinde ne kadar iyiyiz?

 Her insan bu hayatta ruh eşi ister. Gerek hayatını paylaşabileceği bir partner, gerekse dost, arkadaş ve kardeş…

 Kardeş diyorum çünkü yeri geliyor aynı ebeveynden dünyaya gelmiş olan kardeş ilişkileri de kopuk olabiliyor. Bu duruma etken karakter yapıları, hayata bakış tarzları ve bazen de farklı durumlar olabiliyor. Boşuna dememiş büyüklerimiz 5 parmağın 5’ide bir değil diye… aynen öyle dediğinizi duyar gibiyim:) Haliyle insanlar aile fertleri ile bile zor geçiniyorken dışardan bir kişiyi hayatına sokmak, ilişki kurmak ve  çözümlemek daha zor olabiliyor. Bazen de insanlar aile dışındaki kişiler ile daha güçlü bağ kurabiliyor. Bunun sebebi uyum sağlama, kendini anladığını ve düşüncelerini önemsediğini düşünme, hem fikir olduğu konuların ağır basması…

   Genellikle bu konularda çok iyi olduğumuz söylenemez. İnsanoğlu mükemmel ilişkiler kurmak isterken bu durum tamamen insan ilişkilerinde değişebilir. Çıkar çatışmaları işin içine girdiğinde geçmiş olsun. Mükemmel insan yoktur. Bu durum sizin karşınızdaki kişide ne aradığınıza göre değişebilir. Beklentinizi ne kadar karşıladığı ile bağlantılı olur. Tabi ki sizin de karşınızdaki kişinin beklentilerini karşılamak ile doğru orantılıdır.  

Başkalarının düşüncelerine gerçekten değer veriyor muyuz ve en önemlisi bunu yaparken kendimizden ne kadar fedakarlık yapıyoruz?

Başkalarının düşüncelerine değer veren insanlarımız elbette var. Verdiği değerin karşılığını gören kişiler olduğu gibi hiç değer görmeyen insanlarımız da mevcut. Tam aksine başlıkta da değindiğim gibi verdiği değer ve fedakarlık karşılığında kendi kişiliğinden ödün vermek zorunda olan, sırf karşısındaki insan mutlu olsun diye tam olarak kendi benliğine ters düşen düşünceleri kabul etme eğiliminde olan insanlarımızda var. 

   Bu durum ne kadar doğru? Başkaları mutlu olsun, üzülmesin veya kırılmasın diyerek kendin olma durumundan vazgeçmek kendi benliğine yapılan saygısızlıktan öteye geçmez. Her insana değer verin. Öncesinde size, kişiliğinizi önemseyen ve sizi siz olduğunuz için kabul eden kişiler ile hayatınızı devam ettirin. Başkaları mutlu olacak diye sizin istemediğiniz bir davranışı ve olayı yapmak sizin karakter olarak zayıflamanıza neden olabilir. Kişilik bozukluğu eşliğinde devam eder. 

   Hoşgörü, sevgi, saygı ve güven duygularının oluştuğu bir ilişki daha sağlam temeller üzerine kurulur. 

 Mutlu muyuz gerçekten, kendimiz ile ne kadar yetiniyoruz?

Bir önceki başlık ile benzer cevaplar bulundursa da bir bakıma bu konu biraz farklı diyebilirim. Ne kadar mutluyuz, ne istiyoruz, istediğimiz yerde miyiz? Bazı insanlar bu konuda şanslı olsa da bu durum herkes için aynı sonuçları maalesef doğurmuyor. Bazen çok çalışıyoruz ama diyoruz neden olmuyor? çünkü olaylara hangi konuda yeteneğimiz varsa o doğrultuda değinmiyoruz. Sizin başarılı olduğunuz bir alanda da sizin gerçekten istediğiniz ve olmuyor istediğim gibi dediğiniz kişiler başarılı olamıyor. Bu durum kişiden kişiye yetenek ve becerileri doğrultusunda değişiklik gösterebiliyor. Benim kişisel görüşüm Yeteneğiniz olduğu konuya yönelerek daha çok kendinizi geliştirmeniz yönünde olacaktır. Sürekli sorular sorun. Daha fazlasını sorun… Sürekli cevaplar ile gelen insanlardan uzak durmanız gerektiği gibi… 

  Merak, öğrenme dürtüsü ve sürekli soru sorma arayışında olmanız sizi çalışmalarınız eşliğinde daha iyi yerlere getirecektir. Bir insanın kendi ile yetinmesi ne istediği ve neye yeteneği olduğu ile ilgili ilişkilendirilir. Bırakın sizin başaramadığınız alanlarda daha başarılı olan insanlar daha iyi iş çıkarsın. Sizde aynı şekilde ilerleyin. Bu bakış açısından baktığımızda her şey daha iyi bir şekilde ilerleyecektir. 

Özgürce düşüncelerimizi ifade ederken bile ne kadar kısıtlamadan cümle kuruyoruz?

Önemli bir konu değil mi? Bir konu hakkında konuşurken kendimizi ifade ettiğimizi söylerken bile ne kadar cümlelerimizi kısıtlamadan konuşabiliyoruz?

 Yanlış anlaşılmaktan, farklı görüşte olmaktan çekinerek ne kadar cümlelerinizi törpülediniz? Her insanın başına bu durum mutlaka gelmiştir. Başkaları üzülmesin diyerek veya tepki toplamaktan çekinerek hareket etmişizdir. Bu durum bizi mutsuz etmiştir. Yine burada başkalarının düşüncelerine değer vererek kendi fikirlerimizi yine diyorum yeniden arka plana atmış, ertelemişizdir. Siyaset, bir olay olgusu, din, inanış, hobilerimiz ve benzeri…

   Bizleri biz olduğumuz için kabul eden kişiler ile ilişkiler kurmak yerine kendi kişiliğimize saygısızlık yapıyoruz. 

 

  Fikirleriniz önemli…

sizler bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım.

Sevgiler…

Yorumlar (12)

  1. Gizem
    • 18/01/2024

    Kendimizi tanıyor olsaydık en büyük haksızlığı kendimize yapıp kimseye fedakarca davranacağım diye kendimizi yok saymazdık. Kendimizi tanımıyor ve en büyük kötülüğü de kendimize yapıyoruz esasen.

  2. Yıldız Tek Gamlı
    • 18/01/2024

    Kendimiz olmak insan olmak ne kadar zor olsa da

  3. Mehmet Ünal
    • 14/01/2024

    Çok güzel bir yazı olmuş kalemine yüreğine sağlık

  4. Zehra
    • 25/10/2023

    Kendimiz olmak için bile malesef bi mücadele vermek zorundayiz bizi biz olarak kabul eden kişilerin yanında rahatsak eğer gerisi hayatımızda olmasa da olur diyebiliyorsak basarmisiz demektir Yalnız keşke sadece yanında rahat olduğumuz insanlarla muhatap olsak kendimizi susturdugumuz bastirdigimiz anları hiç yasamasak

  5. Elif Ünal Yıldız
    • 23/10/2023

    Çok teşekkür ediyorum

  6. Büşra
    • 22/10/2023

    Yanlış anlaşılmaktan o kadar çok korkuyorum ki hep bir aciklama yapma durumunda oluyorum bu da beni çok yoruyor. Yazınız tam bana göre olmuş emeğinize sağlık

  7. Ebru
    • 22/10/2023

    Kendimize olan saygımızı kaybetmeden iyi ilişkiler kurmak nasip olsun. Sizinde başarınız daim olsun

  8. Emin
    • 22/10/2023

    Yine beyin yakan sorularla bizi derin düşüncelere saldınız. Sıkı takipteyim her seferinde sasirtiyorsunuz

  9. Şükrü
    • 22/10/2023

    Emeğinize sağlık başarınız daim olsun

  10. Murat
    • 22/10/2023

    Konuşmadan bile anlasacagimiz kendimizden fazla ödün vermeyeceğiz insanlar çıksın karşımıza. Yüreğinize sağlık ne güzel yazmışsınız

  11. Bilge
    • 22/10/2023

    Aslında maskeler takıyoruz evde ayrı maske dışarı da ayrı maske . Tek derdimiz karşımızdaki tarafindan görülmek bu uğurda da düşüncelerimizi sozlerimizi davranislarimizi hep karşımızdakine göre ayarliyoruz. İnsan olmak zor iş Elif hanım . Kaleminize sağlık

  12. Meryem
    • 22/10/2023

    Ah bu insan ilişkileri yazdıklarınız çok doğru Elif hanım yazılarınızın devamını bekliyorum. Kaleminize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elif Ünal Yıldız

fisildayankalemler.org online gazetesinin Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmenidir.Aynı zamanda Fısıldayan Kalemler Yazarlık Atölyesi Kapsamında Yazarlık Eğitimi vermektedir. Makale ve köşe yazarlığı yapmaktadır ve Alaska yayınlarında Yayın koordinatörüdür. 1986 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Ankara'da ikamet etmektedir.. Kamu Yönetimi mezunudur.. UMUDA YOLCULUK adında 2. Baskı yayında olan bir roman kitabı vardır. Şuanda ikinci romanına hazırlanmaktadır.