Habil Yaşar ile Söyleyişi
- Yazar: Elif Ünal Yıldız
- 18 Mart 2024
- 260 kez okundu
Habil Yaşar ile Söyleyişi
Fısıldayan Kalemler yazar kadromuzda da yer alan değerli eğitimci, gazeteci, yönetici, çevirmen aynı zamanda da yazar olan Habil Yaşar ile keyifli bir söyleyişi gerçekleştirdik.
-
Kendinizden biraz bahseder misiniz?
Ben Nabiyev Habil Yaşar oğlu (Habil Yaşar), 26 Şubat 1983’te (“Hocalı soykırımı” nedeniyle doğum günümü kutlamıyorum) Bakü’de doğdum. Bakıhanovda yerleşen 271 numaralı ortaokuldan mezun olduktan sonra Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi Filoloji Fakültesi’nde okudum (2000-2004). “N” saylı askeri birliğinde görev yaptıktan sonra birkaç yıl “Bakü Petrol ve Enerji Koleji”nde öğretmen olarak çalıştım. Öğretmenliğin yanı sıra gazeteci, yönetici, çevirmen, sunucu olarak da çalıştım. Birçok kuruluşa üyeyim. Aynı zamanda birçok kuruluşun yönetim kurulu üyeliğine seçildim.
Azerbaycan Yazarlar Birliği (2003), Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği (Mali Kontrol Denetleme Komisyonu Başkanı-2013), Azerbaycan Cumhuriyeti Gençlik Teşkilatı Milli Konseyi (Mali Kontrol Denetleme Komisyonu üyesi-2009), Uluslararası İnsan Hakları (2007), Dünya Azerbaycanlılar Kongresi (2010)), CASCFEN (MTK üyesi-2012), Azerbaycan Yazarlar Birliği Gençlik Konseyi (2014), Azerbaycan Edebiyat Fonu (2023), Yazşader (Yazarlar ve Şairler Dayanışma Derneği), vb. Yurt içi ve yurt dışı (Türkiye, İngiltere, Kazakistan, Gürcistan vb.) birçok uluslararası etkinliğe katıldım. 2009 yılında Cumhurbaşkanlığı bursu ve birçok edebiyat ödülüne layık görüldüm. Eserlerim İngilizce, Rusça, Türkçe vb. dillere çevrilerek kitap, gazete, dergi ve internet sitelerinde (Türkiye, Rusya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan vb.) yayınlandı.
-
Eserleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
Dört kitap yazarıyım. “Səni sevdim sevəcəyəm” (2001), “Məni sevgi yaratdı” (2003) tamamen şiirlerden oluşuyor, “Yoxluğumun Varlığı” (2012) kitabı ise şiir ve öykülerden oluşuyor, “Yeddinci ayın yeddisi” (2022) ilk romanımdır.
Şiirlerimin konusu oldukça renklidir, farklıdır. Edebiyatın ebedi mevzusu olan aşk, vatan, doğa, evren, din, gizemli olaylar ve başkaları şiirlerimde özel bir yere sahiptir. Kişisel düşüncelerimi elimden geldiğince sanatsal bir şekilde okurlarıma aktarmak en büyük arzum elbette… Şiirlerim Azerbaycan’da seviliyor, okunuyor ve yayılıyor, hatta birçoğu şarkılara dönüştürüldü (“Bir az sən düşmüsən yadıma mənim”, “Yuxuya bənzər şəhər “, “Qadınlar”, “Hz Məhəmməd”, “Anamın sözünə ehtiyacım var” vb). “Hocalı Harayi” adlı dramam neredeyse Azerbaycan’ın her yerinde ; okullarda, üniversitelerde, tiyatrolarda ve diğer mekanlarda sahnelendi ve hatta Genel eğitim kurumlarının 6. sınıfları için yöntemsel kaynaklar, Azerbaycan dili kitabında da yer aldı.
Yanlış anlaşılmasın, sezgilerim çok güçlü olduğundan, bir takım olayları önceden, hatta yıllar öncesinden duyabiliyor ve yazılarıma yansıtabiliyorum. Örneğin 2015 yılında yazılan ” Yuxuya bənzər şəhər ” şiirinde yıllar sonra yaşanacak salgının dehşeti dile getiriliyor. Terk edilmiş şehirler, kayıp insanlar ve tabii ki sayısız ölümler vb. Hatta bu şiire şarkı bestelendi, radyolarda, televizyonlarda seslendirildi.
Dahi Azerbaycan şairi Nizami Gencevi hakkında yazılmış “SMS” hikayem sadece Azerbaycan’da değil, Türkiye’de de büyük ilgi gördü. Türkiye’de 30’dan fazla internet sitesinde ve 20’den fazla dergide yayımlandı. Bu hikayenin film haline getirilmesi ve sahnelenmesi de önerildi.
“Yedinci Ayın Yedinci” adlı romanımın konusu edebiyatın kadim müvzularından biri olan aşktır. Nihat, Ferid, Aysel vb. karakterler de eserde yer almaktadır. Roman gençlere hitap ediyor ve esas olarak genç kızların talihsiz seçimlerini ve kaderlerini anlatıyor. Kitapta çeşitli konularda düşündürücü felsefi fikirlere de yer veriliyor. Değerli yazarımız Varis Bey’in başkanlığını yaptığı “Azerkitab” yayınevinde yayımlandı. Önsöz’ün editörü ve yazarı, “Dünya Genç Türk Yazarlar Birliği” eski başkanı ve Kültür Bakanlığı Kamu Konseyi üyesi Ekber Bey Qoşalı’dır.
Uzun zamandır gençlerin, özellikle de genç kızların bazı başarısızlıkları kalbimi kırıyordu. Bir an rahatlayamadım. Şiirlerimde ve öykülerimde bu konuya biraz yer ayırsam da bununla yetinmedim ve sonunda bir gün bu konuda bir roman yazarak en azından kısmen kendimi özgürleştirmek istedim. Çünkü roman, fikirlerin daha kapsamlı ifade edilmesi açısından harika bir tür ve ben de bu türden faydalanmadan edemedim. Aynı zamanda aforizmalarımın çoğu geniş çapta yayıldı.
Şu anda dünyada ilk olabilecek farklı bir pandemiyi konu alan bir roman üzerinde çalışıyorum. Eserde sanatın yanı sıra araştırmaya da yer verilecek. Tabii ki, hikayeler, şiirler, köşe yazıları da yazmaktayım.
-
Eğitimci yanınızın dışında gazeteci, yönetici, çevirmen ve sunuculuk alanlarında da bulundunuz. Sizi bu meslekleri seçmeye ne yönlendirdi?
Çocukken yalnız kalmayı çok severdim. Ama bu toplumdan uzak duracağım anlamına gelmiyor, hayır. Bazen yalnızlığa çekilip kendi başıma gösteriler yaptım, senaryolar yazdım, oyunculuk yaptım ve en sevdiğim spor olan futbol hakkında konuştum. Kulağa komik gelse de kendi dünyamda yalnız bir izleyicisi, o da kendim olan bir televizyon kanalım vardı. Kendim sunuculuk eder, programlar yapardım. Birinci sınıfta “cırttan” rolünü oynadım. Çok başarılı olmuş, çok sevilmişti. Belki tüm bunlar benim gazeteci, yönetici, çevirmen ve sunuculuk alanlarında da çalışmama, hayallerimi gerçekleştirmek için vesile oldu. Bir yazarın yazmanın yanı sıra birçok gözlemi de olmalıdır.
-
Yazmaya başlamanız da en önemli etken ne oldu?
Belki çocukluğumda pek çok hüzünlü gün geçirmiş olmam, biraz yalnızlığın getirdiği sessizlikte fırtınalar ve aynı zamanda okula gitmeden önce ebeveynlerimin, özellikle babam, bana sık sık edebi eserlerden, yazarların hayatlarından bahsetmesi bende edebiyata karşı büyük, sonsuz bir ilgi uyandırmıştı. Onlara göre ben küçük yaştan itibaren bazı düşüncelerimi kafiyeli olarak söylemeye başlamışım. Edebiyat aşkı çocukluğumdan beri ruhuma işlemiş olmalı ve hiç bitmeyecek.
İlk şiirim birinci sınıfta, 7 yaşımdayken yazıldı (“Kosmos” uzay, şiiri) ve hayatımda silinmez bir iz bıraktı. O ilk şiiri yazarken o kadar mutlu ve heyecanlıydım ki… İlk okuyucum her zaman annem oldu. Şiirlerimi her zaman sevgiyle dinlerdi. Ayrıca ilk öğretmenim Henife Hanım ve edebiyat öğretmenim Zahir Bey her zaman bana destek oldular ve “bir gün adını duyuracaksın” dediler.
-
Yazarlara ve yazar adaylarına ne söylemek istersiniz?
Yazmaktan çok okuyun. Yapabildiğiniz kadar çok geziye çıkın. Güzel müzik dinleyin. Farklı dünya görüşlerine sahip insanlarla sık sık tanışın ve en önemlisi her gün, hatta her saat kendinizi keşfedin. En zor anlarınızda bile hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Onları bırakmadan sarılın onlara… Unutmayın, zaferler büyük çalkantıların, ısrarlı mücadelelerin sonucudur… Her yazara “bir rüya gibi” yaratıcılık diliyorum… Yaratıcılık hiç bitmeyen bir yolculuktur.
-
Azerbaycan kültürünü genel olarak değinecek olursak ne söylemek istersiniz?
Azerbaycan kültürü o kadar zengin ki… Sanatın her alanında konuşmuş ve konuşmaya devam ediyor. Büyük Nizamiler, Nesimiler, Füzuliler sadece Azerbaycan’da değil, genel olarak tüm dünyada ünlüdür. Büyük bestecilerden Üzeyir Hacıbeyov, Qara Qarayev, Fikret Emirov, ressamlardan Settar Behlulzade ve sanatın her alanında büyük dehalarımız var.
Birçok dahimizin ismi gök cisimlerine de verilmiştir (Nizami Gencevi, Hüseyn Cavid, Nesireddin Tusi, Müslüm Maqomayev). Tüm bunların yanı sıra harika mutfağı, mimaride yabancılar dahil herkes tarafından seviliyor. Gizemli halılarına denilecek bir söz yok. Azerbaycan’ın Doğu ile Batı’nın güzel niteliklerini birleştiren bir mucizeler ülkesi olduğunu söyleyebilirim. İnşallah her birinizi kardeş Azerbaycan’da görmekten mutluluk ve gurur duyarım.
-
Azerbaycan’da okuma alışkanlığı ve insanların eğitime bakış açısı nasıldır?
Eğitim her ülkede olduğu gibi Azerbaycan’da da en önemli sütunlardan biri veya ilkidir. Güçlü bir eğitim geleceğe yapılan en büyük yatırımdır ve Azerbaycan da bunu yeterince kullanmaktadır. “EĞİTİM VARSA GELECEK VAR, EĞİTİM YOKSA YARINLAR YOK.” Okuma alışkanlığının tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tatmin edici olmadığını söyleyebilirim. İnsanlar sıklıkla internetin okumayı öldürdüğünü söylüyor ama buna kesinlikle katılmıyorum.
Bugün erişemediğimiz kitap ve dergileri internet üzerinden indirip okuyabiliyorsak bunda ne sakınca var? Önemli olan okumak, öğrenmektir… Ancak geleneksel kağıt kitapları daha çok tercih ettiğimi itiraf etmeliyim. Çarşaflara dokunmanın verdiği hazzı hiçbir alet bana veremez. Kağıtlar çiçek gibi kokar. Kim çiçeklerden sıkılabilir?
-
En sevdiğiniz yazar kimdir?
Her yazarın kendine ait bir yeri vardır. Ancak en sevdiğim yazar Azerbaycan’ın dahi şairi Nizami Gencevi’dir.
-
Bir eseri okurken sizi asıl çeken detay ne oluyor?
Bir eseri okuduğumda, konusu ne olursa olsun beni ilk etkileyen şey sanatsal güzelliğidir. Daha sonra onun felsefesi. Konuyu kendi isteğim doğrultusunda okurum.
-
Fısıldayan Kalemler yazar kadrosuna dahil oldunuz. Fısıldayan Kalemler size ne ifade ediyor?
Hayatımızda birçok başarı ile karşı karşıyayız. O başarılar bize her zaman ilham veriyor. “Fısıldayan Kalemler” yazar kadrosuna dahil olmam benim için büyük başarılardan biri. Yetenekli, geniş fikirli insanlarla, aynı zamanda çok samimi ve dost canlısı insanlarla bir arada olmak ne büyük mutluluk. Sizleri tanımak, düşüncelerimi paylaşmak bana ayrı bir enerji veriyor ve daha da gelişmemi sağlıyor. Beni de uygun bilip kendi kadronuza aldığınız için sonsuz sayıda teşekkür ederim Elif Ünal Yıldız hanım. “Fısıldayan Kalemler”e her zaman iyi şanslar diliyorum.
Bu güzel söyleyişi için kendisine çok teşekkür ediyorum. kıymetli yazarımızın videosu ile sizlere veda ediyorum ve yorumlarınızı bekliyorum.
Habil YAŞAR
Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ
Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?
Heya i am for the primary time here. I found this board and I find It truly useful & it helped me out a lot. I hope to present one thing again and aid others such as you aided me.
Bu güzel söyleyişi için ben teşekkür ediyorum
Çox Təşəkkür edirəm Elif Ünal Yıldız xanım! Daima Başarılar "Fisildayan Kalemler"!