Göçler

Göçler

 

İnsanoğlu dünya üzerinde doğudan batıya, güneyden kuzeye hareket edip durdu.

Neydi bunun sebebi? Oldukları yerleri mi beğenmediler, zaruri bir ihtiyaçtan mıydı? Asırlarca bu sorunun cevabını arayıp durduk. Bazen kuraklık oldu. Bazen savaşlar. Bazen de toprağı, otlağı paylaşamamak. Koskoca dünya hepimize yeterdi oysa.

Paylaşmayı bilseydik.

İnsanın insana, canın cana muhtaç olduğu şu alemde dostluk, kardeşlik gibi güzel hasletler olsaydı ne güzel olurdu. İnsanoğlu, doğup büyüdüğü topraklardan havasını soluduğu diyarlardan vazgeçer miydi kolayca? Göçebelik başka, göçüp gitmek başkaydı. Biri gelmek üzere mevsimsel göç, diğeri sonsuza kadar gelmemek üzere olan göçtü. Yaylak, kışlak göçün faydası çok, çilesi de çoktur. Bir diyardan başka diyara temelli göçler iz bırakır. Öyle izler bırakır ki tarih kitaplarına konu olur. Uğruna romanlar, şiirler, şarkılar yazılır. Geride bırakılan yurtlar, topraklar, hatıralar binlerce yıl süre gelen gelenek görenekler, bir de ah çekilerek özlem duyulan yaşanmışlıklar.

Hatırladıkça gözlerden yaş döktüren hatıralar.

Koskoca dünyanın neresine gidersek gidelim aynı gök kubbenin altındayız. Aynı güneş her sabah doğar, her akşam batar. Ay doğar, yıldızlar kaplar gökyüzünü. Yeni yurtlara, topraklara, coğrafyaya alışırız. Yeni nesiller doğdukları yerleri vatan bilir. Dilini, gelenek göreneklerini öğrenir, benimser. Ya göç edenler? Geçmiş ile gelecek arasında anı kaçıranlar? Hep dillerinde “Biz eskiden…”, “Bizim oralarda…” diye başlanan sohbetler. Yeni nesil büyüklerinden masal dinler gibi dinler atalarının yaşanmışlıklarını, anılarını. Ortak duyguda olanlar o diyarlara gider. Yeniden yaşarlar o günleri. Birçok nesil sonra hafızalarda artık hoş bir seda olarak kalır anılar. Yeni yurtlar artık onların asıl yurdu olmuştur.

Kökler ve geleceğe, yeni yaşanacak acı tatlı günlere gebedir hayat. Yaşam bir yolculuk, insanoğlu ise durmadan değişen yolcudur alemde. Bir pınardan kaynayan, akıp giden sular gibi bir yol bulup akar, akar, akar… Yerini nerede beğenirse göl olur dolar. Yeri daralırsa akmaya devam eder. Bir pınarın aktığı gibi sonsuza dek ve daima…

 

 

Editör: Sonay BİLGİ ARABACI

Baş Editör: Dr. Sibel ÇELİKEL

Etiketler:

#göç #yaşam

Yorumlar (2)

  1. semiraysezgin
    • 5/02/2024

    Yüzyıllara soralım neler var yüreğinde. Kaleminize sağlık. Güzeldi🩷

  2. Yıldız Tek Gamlı
    • 27/01/2024

    Allah kimseyi vatanından milletinden göç ettirmesin hocam Kaleminize sağlık ❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elife AKGÜL

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 58 yaşındayım ve ev hanımıyım. Yörük kültüründen etkilenerek kendi yaşamım ve ailemin yaşantıları üzerinden hatıralar ile roman ve öyküler yazdım. Aynı konseptte edebi ürünler üretmeye devam ediyorum. Şu ana kadar yazdığım fakat yayınlanmamış bir roman, bir öykü, bir tiyatro senaryosu ve bir şiir bulunmaktadır. Tarzımı Cengiz Aytmatov ve Yaşar Kemal’e yakın görüyorum.