GELECEĞİN EĞİTİMİNE DAİR

GELECEĞİN EĞİTİMİNE DAİR

GELECEĞİN EĞİTİMİNE DAİR

Dünyanın en büyük online alışveriş sitelerinden Ali Baba’nın kurucusu Jack Ma: “Çocuklarımız ancak eğitimi değiştirirsek makinelerle rekabet edebilir” diyor. 2030 yılına kadar robotlar 800 milyon işini yerini alabilir.

Eğer öğretme şeklimizi değiştirmezsek 30 yıl sonra başımız büyük belada olacak. Çünkü öğretme şeklimiz ve çocuklara öğrettiğimiz bilgi tabanlı şeyler. 200 yıl öncesinden kalma. Ve çocuklarımıza makinelerle rekabet etmeyi öğretemez. Onlar daha akıllılar.

Öğretmenler bilgi öğretmeyi bırakmalılar. Çocuklarımıza özgün şeyler öğretmeliyiz. Değerler, inanmak, bağımsız düşünme, ekip çalışması, başkalarına değer vermek. Makineler bunları daha iyi yapıyorsa oturup düşünmeliyiz.

Eğitimde ve çoğu alanda son yıllarda dijital bir dönüşüm ve değişim sağlıyoruz. Bizden önceki kuşaklar ile bugünün çocukları artık farklı tekniklerle öğreniyor. Artık her sınıfta her öğrencinin teknoloji ile birlikte farklı hızda öğrenmesi söz konusu olacak. Geleneksel yöntemde zil çalıyor öğrenci sınıfa, zil çalıyor öğrenci teneffüse. Dört duvar arasında geçen eğitim günleri.

Her gün aynı saatlerde aynı öğretmenler ile aynı mekanda eğitim. Her öğrenci hakiki öğrenmeyi sağlamış mı sağlamamış mı karnede öğretmenin notlarını görüyoruz. İleride günlük değerlendirme ile öğrencinin gelişim düzeyi telefonumuza mesaj gelecek. Çocuğumuzun anlık eğitim alanında gelişmelerini takip edebileceğiz sene sonunu beklemeden.

Artık bilgi bir okyanus gibi. Sadece o okyanustan bize lazım olana en kısa zamanda ulaşabilmek. Gelecekte kişiselleştirilmiş eğitim bizleri bekleyecek. Teknoloji ile birlikte dünyadan istediğimiz öğretmeni seçebilecek, istediğimiz mekanda, istediğimiz saatlerde eğitim alabileceğiz.

Oyun oynayarak öğreneceğiz çoğu zaman. Normalde sınavlarda en yüksek alan öğrenciler kendini mutlu hissederken oyunlaştırılmış eğitimlerde de daha az başarılı öğrencilere anlık dönüşler ile başarı grafiği oluşturulacak. Tam öğrenme için belki günün 24 saati ulaşabileceğimiz robot öğretmenler devreye girecek. Tek bir komutla istediğiniz konuyu istediğiniz saatte size tekrar tekrar anlatabilecek. Öğrenciler kendi hızında kendi öğrenme sürecini yönetebilecek.

Teknoloji öğretmenleri tamamen ortadan kaldırmasa da teknolojiyi daha iyi kullanan öğretmenler, teknolojiyi kullanmayan öğretmenlerin yerini alacağı kesin. Gelecekte artık online liseler, online üniversiteler çocuklarımızı bekliyor.

Öğretmenin artık eğitim rolü de değişecek. Binalara gerek kalmayacak. Doğru yönlendirilen öğrenci bilgiye belki de öğretmenden daha hızlı ulaşacak. Hayat boyu öğrenmenin temelleri atılacak.

Sınav odaklı eğitimden kurtulup, üretim odaklı eğitime yöneldiğimizde, olmazsa olmazların en başında, çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerini bulup geliştirmek gelmelidir. İşverenler çok test çözeni değil en yetenekli olanı arayacak. Hayatları A, B, C, D,E şıklarından ibaret olan öğrencilerin de teknoloji işine gelecek.

Bazı yetenekler doğuştan gelir, bazıları da sonradan kazanılır ve geliştirilir. Önemli olan, farkındalığın önemine inanmak. Eğer bunu, eğitim sistemimize ve dolayısıyla çocuklarımıza, mümkün olduğunca erken yaşta kazandırabilirsek, gelecek adına, çok önemli bir adım atmış oluruz.

Zihni açan, aklı çalıştıran, öğrenmeyi kolaylaştıran, çabuk öğrenmeyi sağlayan “Zeka Oyunları” geleceğin eğitim metodudur. Akıl oyunları, işlem oyunları, strateji oyunları, karma zeka oyunları, sözcük ve mantık oyunları, mekanik zeka oyunları şeklinde gruplandırılmaktadır.

Zeka oyunlarının temel amacı kişilerin düşünme becerilerini geliştirmektir. Özellikle 6-12 yaş arasındaki çocuklar için bu oyunlar çok önemlidir. Zeka oyunları, çocukların algılarını, hafızalarını, bilişsel becerilerini geliştirmek ve güçlendirmek için kullanılabilir.

Bunun için doğru materyaller ve doğru eğitmenler eşliğinde, farklı öğrenme metotları göz önünde bulundurularak eğitim verildiğinde çocukların gelişmesi önemli derecede görülmektedir.

Gelecekte çocuklarımızı ne bekliyor? Tüm anne babaların sorması gereken temel sorudur. Papağan gibi bilgiyi ezberleten eğitim sisteminden ve vizyonsuz eğitimcilerden hızla uzaklaşmak gerekir.

Önceki çalışmamı da okuyabilirsiniz:

Kaleme Selam Olsun

Editör : Mesude Bozkurt

Genel Yayın Yönetmeni : Elif Ünal Yıldız

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Metin ÖZDEMİR

METİN ÖZDEMİR 1979 yılında Bursa'da doğdum. İstanbul Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden 2002'de mezun oldum.Evli ve bir çocuk babasıyım. Eğitime ve kitaplara olan aşkım hiç bitmeyecek. Elimden geldiğince topluma örnek olmayı amaçlıyorum.