ÇEKİNGENLİK VE ÖN YARGI

ÇEKİNGENLİK VE ÖN YARGI

ÇEKİNGENLİK VE ÖN YARGI

Yeni bir ortama girdiğimizde bir çekingenlik olur üzerimizde. Bizden önce gelen herkes orada ev sahibidir ve oturacak yeri bile bilememek bizi şaşkına çevirir.

Nerede oturacağız, nerede yemek yiyeceğiz, çayı, kahveyi nereden alacağız, ne tür kıyafetler giyeceğiz, yemeği nereden söyleyeceğiz veya kim amir, kim memur? Ne kadar sıkıcı geliyor insana. Hepsinin nedeni “çekingenlik” değil mi?

Oysa bir süre sonra orada bizler de birer ev sahibi oluruz ve gelecek yeni kişilere ev sahipliği yaparız. Peki çekingenliğin sebebi nedir ona bakalım mı?

Evet aile baskısı, sosyal yaptırımlar, etikler, disiplinli bir hayat, şiddet, söz hakkı verilmeme, yok sayılma, dinlenilmeme gibi sebepler diye düşünüyorum.

Çocuklarımızı yok saydığımız, dinlemediğimiz ve ister psikolojik ister fiziki şiddet olsun; şiddet uygulamak, ileriki yaşlarda bile içine kapanık ve çekingen kişiliklere sebep olacaktır. Oysa ne çok özenirsiniz, özgüvenli insanlara. 

Halbuki beğenmediğiniz bu karakteri siz oluşturdunuz…

Yenisinizdir ve oranın en popüler, en sevilmeyen kişisi kim bilemediğiniz için size bu konuda dahi bilgi vermek için can atarlar. 

Yıllar önce yeni başladığım bir ilçede herkesin sevmediği kişi benim en sevdiğim kişi olmuştu. Yeni başlamıştım ve zaten kimseyi tanımıyordum. Yani insanın aklına şöyle bir şey geliyor, herkes haksız da o kişi mi haklı? Yoksa herkes biliyor da ben mi yanıldım diye.

Halbuki çoğunluğun sesine kulak vermek gerekir öyle değil mi? Ben öyle yapmadım. Yüreğimin sesini dinleyip ondan yana gittim. Yalnız zaman geçtikçe bana da yanlışı olduğunu söylemeliyim. Ancak tam not vermek için daha çok hata yapması gerekiyordu.

En nihayetinde çoğunluk haklıydı ama bu çoğunluğun kişiye, karakterinden çok olay karşısındaki tepkisinden dolayı cephe almışlardı. O yüzden ilk ortama girdiğimde ya da yeni bir insan tanıdığımda, her daim iç güdülerimi dinlemeyi tercih etmişimdir.

Bu konular insanı yorduğu için olsa gerek bulunduğu alandan insanlar ayrılmak istemiyor. Zor geliyor, yeni mekan ve yeni insanlar tanımak. Bunun yaşla alakası var mı bilmem ama arkadaşımla muhabbetimizde oradan ayrılmaktan korktuğunu hissettim. 

Karşısına kimler çıkacak, anlaşabilecek mi ya da alışabilecek miyim? Yeni dostlar edinebilecek miyim diye kaygılar yaşıyordu. Düşündüm ondan pek de farkım yoktu.

İnsanlar neden yeni ortamlardan korkardı? Kendini kabul ettirmek, yeni karakterlere alıştırmak neden bu kadar zordu acaba? Belki çekingenlik belki kendisini kabul ettirmenin zorluğu belki de insanların, insanlara tahammülsüzlüğünden kaynaklı olabilir. 

Sebep ne olursa olsun şunu unutmamak gerekir, her horoz kendi çöplüğünde öter ve bir gün gelir herkes o çöplüğe alışır. İnsanları ayrıştırarak ya da önyargılı davranarak elimize hiçbir şey geçmeyecektir.

Ancak bazı zamanlar gardınızı alarak girersiniz bir ortama. Önceden yaşadığımız aksaklıklar bize önemli tecrübeler kazandırmıştır. Her insandan farklı bilgi, deneyim ve tecrübe almışızdır.

Bu tür davranışlar, yeni ortamlardan korkmak yerine girdiğimiz her ortamda kazanacağımız tecrübelere kucak açmak gerekmektedir.

İlerleyen zamanlarda, daha çok insan tanıdıkça özgüvenimiz artacak, yeni bir ortama girdiğimizde çekimser davranmayacağız. Çünkü biliyoruz ki adaptasyon dönemi diye bir şey var ve adapte olduktan sonra o yeni ortama ayak uyduracağız.

Elimizi nereye koyacağız, bizimle birisi ilgilenmediğinde ne tepki vereceğiz. Yalnız olduğumuzda kiminle muhatap olacağız. Yorucu, sıkıcı gibi görünse de düşünmemiz gereken tek şey şu; o ortamda hiçbir zaman yabancı olarak kalmayacaksınız.

Kim bilir belki ilk defa gördüğünüz o yabancı sizin ömür boyu kopamayacağınız dostunuz olacak… Bütün insan ilişkilerimiz öyle başlamadı mı?

Ön yargılarınızı ve çekingenliğinizi bir kenara bırakın ve hayatın tadına bakın…

Nigar KAYA

Editör: Sonay BİLGİ ARABACI

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

Yazarın Diğer Yazılarını Okudunuz mu?

VEFA

 

Yorumlar (1)

  1. Damla
    • 8/06/2024

    👏👏👍

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Nigar KAYA

Doğma büyüme Çankırılıyım. İlk Orta Lise eğitimimi Çankırı'da gördüm. Anadolu Üniversitesi Laborant ve Veterinerlik bölümünü bitirdikten sonra Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Acil Afet Yönetimi Lisans bölümünü tamamladım. Halen Yeni Medya ve Gazetecilik bölümünde okumaktayım. Hemşireyim, hemşirelik mesleğim yanında Yazar-Şairim ve Editörlük yapıyorum. Bir çocuk annesiyim. Oğlum Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi.