BİR ŞİİR YAZMAK İSTİYORUM

BİR ŞİİR YAZMAK İSTİYORUM

BİR ŞİİR YAZMAK İSTİYORUM

Bir gün baştan sona şiir olan, ruhumu dolduran baştan sona hikâye olan bir devir yaşamak istiyorum. Bir deli sevdanın, sürgün bir yüreğin sızlanışlarıyla dolu, buram buram hasret kokan, deli bir yüreği avuçlarıma alıp öpüp öpüp kokladığım tesellisi kendimden olan bir devir. Kendimden önce ve kendimden sonra çağlarıyla zamansız ve mekânsız, adı tadında saklı, papatya fallarından arınmış, suskunluğumda çağıldayan ve göz tomurcuklarımla şenlenen şehirleri olsun.

Saçları yolunası dermansızlığımdan arınmış cevvâl duruşlarla nefeslendiğim. Yorgunluğa meydan okurcasına yükselen sevda dağları sarsın şehirlerimi.

“Beni senden mahrum ettin
Beni benden ettin!”

Dizeleriyle parçalanan gönül dağımın acılarını şehrimin sevda dağlarında avutayım. Ben beni bilmezken beni bil nasıl derim bildiklerime. Ben beni sevmezken beni sev nasıl derim sevdiklerime. Bize kendimizin, gönül dünyamızın katili olmayı belletmişler. Yahut yapmacık süslü laflarla kaf dağında saltanat kurmamızı yalancı gülüşleriyle seyretmişler. Mutluluğu nirvanada yaşarken bir tepikle dipsiz uçurumlara salıvermişler. Kendimize el, kendilerine düşman olmayı yazgılamış beynimizin savunma erleri.

Şiir tadında bir hikâye olan ve hikâye kıvamında bir devir; buram buram yürekçe koksa mesela!

Sevda yamaçlarının engin süsü zihnimin erlerini coştursa. Savunmaksızın devirdaim huzur ve mutluluk ülküsünü yaşasam. Sevmek tanrının en güzel armağanı, sultanlığın her iki cihanda fermanı. Tanrının fermanına bulansam. Sevmek, sevmek diyorum kaînatın şifresi, yüreklerin cilvesi. Sevmek, makamların en alâsı. Ruhun ruhu istilâsı. Yâr olası sezilesi, yâren olası süzülesi. Sevmek hecelerin dizilesi.

Tüm kötülüklerin giyotinlendiği, olmazların olmadığı bir dünyadır hayâl âlemi. Ve burası “Camlardan yansıyan canlarla, gelmişini geçmişine tüm heyecanlarla, matruşka zihnime ayar çekip, kirpiklerinde susuzluğuma kanarak sana uyanmak istiyorum ey sevgili!” diyen yüreklerin buram buram koktuğu tüm necis düşüncelerden arındırlmış bir devrin izdüşümü olsa.

Vazgeçilen engin umutlarla, gayreti çağrıştıran, bereketi artıran uçsuz bucaksız hayâller. Ötelenmeksizin bir de. Bir de suçluluk çukurundan ırakça olsa mesela.

Şiir tadında bir hikâye olan ve hikâye kıvamında bir devir; kuram kuram dilekçe olsa mesela!

Sevmek hangi kör yangının şelâleden risalesi. Dua dua süslenen yamaçlardan, zamana meydan okuyan yudum yudum aşklardan ve cihanı barışla sarmaya hevesli yoldaşlardan adını sormalı kara sevdanın. Bir adı olsa iç yangınlarının.

Yaralı gönülleri almaya yarışsa kelâm. Hecelerden dizeler, dizelerden beyitler, kıtalar, bentler. Damla damla emeklerle iksirlenen, sosyal medya perisinden cihana yankılansa tüm kara sevdalar. Niyetlerin temiz, niyetlerin sahih ve niyetlerin kızıl fitnelere kurban edilmediği yazgı dilekçeli bir devir.

Şiir tadında bir hikâye olan ve hikâye kıvamında bir devir; tutam tutam nefesce sunsa mesela!

“Her şey suskunca olsada, eyvahlarla içimdeki isyanlarla! İster ünlü ahlarla olsun ister ünsüz vahlarla… Ne farkeder ki! İkisi de ederince ve en derince!” dediğim, diyeceğim tüm aymazlıkların sonlandığı nefeslendiğim bir devir.

Nefeslerimin bereketlendiği, ruhumun hareketlendiği ve suskun ömrümün tazelendiği bir devir olsa.
Çağlayanlara dönen huzurun tüm yaratılanlara yettiği bir devir olsa da biz de eyvallah desek yaşamaya!

25/03/2025
Emily Yaramis

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bir önceki yazımı okudun mu? 

https://fisildayankalemler.org/wp-admin/post.php?post=18502&action=edit

Yorumlar (1)

    • 1/04/2025

    Yazmışsın yüreğimize dokunmuşsun işte 🥰 Kaleminize yüreğinize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Emily Yaramis

ilk olarak 1982 yılında Çankırı ilinin Balıbağı köyünde bir sabah vakti annesinin yüzünde bir tebessüm olarak belirdi. Yedi yaşına kadar köyün bütün güzellikleriyle hemdem olmuştu. Duygu ve düşüncelerin en güzel ifadesini oluşturan alfabeyi Çankırı Atatürk İlköğretim Okulunda çok kıymetli ögretmeni Nilüfer Yığın’dan öğrenmişti. Orta ögrenimini Dr. Refik Saydam İlköğretim Okulunda tamamladı. Çankırı Nevzat Ayaz Anadolu Öğretmen Lisesinden Ondokuz Mayis Üniversitesi Sinop Egitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliğine uzanan eğitim yolunun daha nerelere uzanacağını bilmiyordu. Düzce ve Ankara da iki yıl kara tahtanın başında talihinin aydınlık taşlarını döşüyordu. Sevdanın gönül kapısını çalması ile Amerika'ya uzanan yolun kapılarının açılması bir olmuştu. Şimdilerde eşi ve dört evladıyla Oklahoma City'de can ipliğini zaman çıngırağına sarma gayretinde. Öğretmenliği ve anneliğinden taşan kelimelerden ördüğü hayat deseninden oluşan deneme ve şiirleri çeşitli dergilerde gönüllere doğru yol almaya devam ediyor.