BAYRAM SÜSÜ: KINA
- Yazar: KEZİBAN ARIKAN
- 15 Haziran 2024
- 109 kez okundu
Bayram Süsü: Kına
Çocukluğumuzun bayramlarını şimdilerde çok arıyorum. Ne o tatlı telaşlar ne de o bitmek bilmeyen heyecan var. Büyük sofralar, kalabalık aile buluşmaları nerede? Aile büyükleri de vefat etmişse tadı tuzu yok bayramların.
Çocukluğumda her bayram gününün bir gün öncesi, yani arife günü, adeşler birbirinde kalırlardı. Bizim oralarda “adeş” demek, kız çocuğunun en yakın arkadaşı ve sırdaşı olan kız arkadaşıdır. Adeşler arife günü akşamları her bayram sıra ile birbirlerinde kalırlardı. Kaldıkları gece büyükanneler ellerimize kına yakarlardı. Kınalar bazen desenli bazen sade yakılırdı o minik ellerimize.
Adeşimle kınanın adını “bayram süsü” koymuştuk. Yumruk şekli almış, çorap giydirilmiş ellerle yatağımıza girip birbirimize sarılarak masal anlatarak uykuya dalardık. Belki de hayatımızın en derin, en güzel uykusuydu o uyku. Sabah olduğunda yarışa girerdik hangimizin eline fazla kına girmiş diye. Sonrasında büyükannelerin evine gidilir, enfes kahvaltılıklar hazırlanır, amcalar, halalar, yengeler, kuzenler büyük sofrada buluşurdu.
Bayramlaşmak için evden çıkar, saygıyla büyüklerimizin ellerinden öperdik. En hoşuma giden yanı bayramlaşmanın bize verilen bayram harçlıkları idi. Bayramlaşmadan sonra salıncakların kurulduğu, nişanlıların kol kola gezdiği, gizli aşıkların buluştuğu kasabanın tüm çocuk ve gençlerinin ortak buluştuğu bayram yerine giderdik.
Ah o bayramlar ne güzeldi. Salıncakta sıraya girip beklemek, birlikte sohbet etmek keyif vericiydi. Salıncağa bindiğimde kendimi o kadar özgür hissederdim ki, gökyüzünü ele geçirmiş ve gökyüzü sadece bana aitmiş gibi. Bulutlar benim en yakın arkadaşım olur, gökyüzüne elimle değecekmiş gibi olurdum.
Şimdilerin bayramında her şey uzak bana. Paylaşmayı unuttuk, aile büyüklerine gitmek yerine tatillere gider olduk ve dağıldı büyük sofralar. Tadı tuzu yok yediklerimizin, şeker tadında bayramlar değil yalnızlığın tadını aldığımız bayramlar oldu. Her şeyden önce saygımızı, sevgimizi kaybettik.
İşte tam bu nedenlerle ah o eski bayramlar… Bayram süsümüz, arkadaşlıklarımız, dostlarımız nerede?
Önceki yazılarımı da okuyabilirsiniz:
Keziban Arıkan
Editör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının içeriği bütünüyle yazarına aittir.
Bu arada adeş ne demek sayen de öğrendim teşekkür ederim 💐
Bu yaşıma kadar kına yakmak nasip olmadı ama bir gün evlenirsem kına yakmadan evlenmiycem 😊😊😊
Kınayı çok seven biri olarak yazınız eskiye götürdü beni teşekkür ederim kaleminize sağlık...
Her arefe gecesi banyodan sonra kına yakılır sabah ellerimiz kınalı bayrama girerdik