Anadolu’dan Kente

Anadolu’dan Kente

Anadolu’dan Kente

Anadolu’dan kente göçler mi başladı? Yoksa kentten köylere göçler mi? Şehir hayatı, geçmişte çok istenen ve birçok insanın çekim merkezi olan yerlerdi. Belki Anadolu’ da yaşayan insanlarımızın hâlâ çekim merkezleri arasında olabilir. Neden olmasın ki?

Çağımızda sosyal anlamda yapılan değişim ve gelişmeler, yapılan o güzelim tanıtım ve reklam faaliyetleri şehirlerimizi hâlâ çok ilgi duyulan ve yaşanması gereken yerler arasında göstermektedir.

Aslında bu durum gerçektir de. Şehir hayatının özünü yaşadığınız da hayata dair birçok şeyi, ulaşılması güç birçok şeyi elde etmeniz olanaksız değildir.

Olanakları iyi olan, ekonomik sorununu çözmüş bulunan, çoluk çocuğunun geleceğini modern şehir ortamında yetiştirmek isteyen ailelerin tercihlerinin bu anlamda doğru olduğu da yadsınmamalı.

Kentte Yaşam

Bir de gerçekten şehir yaşamını çok istemesine rağmen, ona ulaşamayan ya da “her ne pahasına olursa olsun orada olmalıyım” diyen insanlarımız vardır. Bir umut diyerek çıkarlar doğup büyüdüğü yıllarını verdikleri köylerinden.

Ancak gelin görün ki, kent yaşamı bütün sıkıntılarıyla çöker üstlerine.

Gelir, o modern kentin varoşlarına yerleşirler. Yerleşim yerleri de genellikle kendinden önce gelmiş olan akraba ya da köylüsünün yaşadığı mahalledir.

Önce çok zor koşullarda yaşayacak bir yer edinmeye çalışırlar. Sonra iş kaygısı başlar. Üstüne üstlük bir de çocukların okulları. Derken zor koşullar çöker omuzlarına.

Yaşamın zorlukları içerisinde yıllar sonra belki de kaybolup giderler. Kaybolmasalar da birilerinin egemenliğinde, onların istediği gibi yönlendirmesi ve yönetmesi esaretiyle yaşar dururlar.

Hatta neredeyse köleleri olurlar. Ucuz yaşam metalarıyla hep güdümlerinde olurlar. İşte bu durum karabasan gibi çöker üzerlerine ve bir daha da kurtulamazlar bu esaretten.

Kentin Keyfini Sürenler

Yukarıda anlatabildiğim olumsuzluklardan başka hiçbir şey yok mu kentte? Elbette ki vardır. Şimdi de birazcık onlardan bahsedelim.

Kente işiyle, aşıyla, ekmeğiyle gelen insan grupları ancak kendini bulur kentte. Pek ekmek, iş güç, yer kaygısı yaşamadan girerler kent yaşamına.

Birazcık eğitim ve kültürü de ekledik mi içine epey bir rahat da ederiler kentte. Ancak ister ekonominiz iyi olsun ister olmasın aslında pek de farkları yoktur birbirlerinden.

Sonuçta koca kentin bin bir türlü sorunu ile boğuşup giderler. Mesela, günlük yaşamda bir yerden bir yere gidebilmek öyle zor ki… Akıl almaz yollara başvursanız bile, on dakikada gideceğiniz bir yolu bazen iki saatte bile gidemezsiniz.

Neredeyse ömrünüzün, üçte ikisi kayıp zaman dediğimiz bölümü, yollarda hiçbir işe yaramadan geçer.

Kentte Birlik Olmak,

Kentte hele bir de örgütlü değilseniz vay halinize. Yani bir güvenceniz, bir dayanağınız yoksa işiniz oldukça zordur. Anadolu insanı kente geldiğinde genellikle hemşerileriyle bir arada olmak ister.

Eşinin, dostunun yakınında, yanı başında güvende hisseder kendini. Ancak ne yazık ki biz Anadolu insanları bunu da pek beceremiyorlar sanki.

Birbirleriyle uğraşmaktan, birbirlerini alt etmeye, aşağıya çekmeye çalışmaktan başka iş de yapamıyorlar. Çünkü bu aşamada da bencillik devreye giriyor. Oysa örgütlü olmak ve dayanışma içinde olmak o kadar önemli ve erdemli bir iştir ki…

Diliyorum ki, bundan sonraki süreçleri hep birlikte daha bir dolu, daha dayanışma, yardımlaşma ve örgütlü bir biçimde geçiririz… Kentte güzel yaşam dileğiyle.       ..                                                                                                                                                                        

Yaşar GELER

Editör: Nigar KAYA

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

Okul Zili Çalmak Kimin Hakkı?

Yorumlar (1)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 22/09/2024

    Hocam durum tamamen enerji ve yaşınızla ilgili

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yaşar GELER

01 Mayıs 1959 tarihinde Ardahan İli Çıldır İlçesi Eskibeyrahatun Köyü’nde dünyaya geldi. İlkokul, Ortaokul ve Liseyi Çıldır merkezdeki okullarda bitirdi. Aile, Çıldır merkezde ticaretle uğraştığı için doğal olarak ticaretin içindeydi. 1978 tarihinde Kars Dede Korkut Eğitim Enstitüsünü bitirdi. 01 Mart 1979 tarihinde kendi köyü olan Eskibeyrahatun Köyü’nde sınıf öğretmeni olarak göreve başladı. Aynı yıl, Ebe-Hemşire olan Tamam Hanımla evlendi. İki oğlu var. Ayrıca 2001 yılında Anadolu Üniversitesi İlköğretim Türkçe Öğretmenliği bölümünü bitirdi. Kars-Ardahan Çıldır ilçesi köylerinde ve Çıldır Merkez İlkokulu’nda 10 yıl görev yaptıktan sonra tayinle İstanbul’a yerleşti. Yaklaşık 33 yıl da İstanbul’da çeşitli ilçelerde ve okullarda görev yaptı. Yaklaşık kırk dört yıllık meslek yaşamından sonra 31 Temmuz 2021 tarihinde Uzman Sınıf Öğretmenliğinden kendi isteğiyle emekli oldu. Emeklilikten sonra sahip oldukları MG Danışmanlık Sigorta ve Emlak’ta koordinatörlük yapmaktadır. Ayrıca öğretmen dernekleri, öğretmen sendikaları gibi meslek örgütlerinde çalıştı ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarında Ardahan derneklerinde ve Ardahan Dernekler Federasyonunda yöneticilikleri oldu ve devam etmektedir. Bağımsız Medya ve Gazeteciler Derneği Kurucusu ve Başkan Vekilliği yapmaktadır. UNİ Haber Ajansı yazarlığı yapıyor. Sınırsız Yazarlar Birliği Derneği kurucu ve üyesidir. Atatürkçü Düşünce Derneği Maltepe Şubesi Disiplin Kurulu Başkanıdır. Maltepe Ardahanlılar Derneği Başkanıdır. Halen çeşitli dergilerde, internet sitelerinde ve yerel gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca internet YouTube, Facebook Grup kanalları UNİ TV ve ÇILDIR TV’ de program yapımcılığı yapmakta olup, yayınlanmış dört adet; “bana Çıldır’ı anlat”, “Her Şey Şaka Gibi” “Eğitimde Yarım Asır” “bana Çıldır’ı anlat 2 Âşık Şenlik” kitapları okuyucularıyla buluşmuştur. Yeni kitap çalışmalarım sürmektedir.