Madde Bağımlılığı

Madde Bağımlılığı

MADDE BAĞIMLILIĞI

Bugün burada hepimizi ilgilendiren bir konu var; madde bağımlılığı. Bu sadece bireysel bir sorun değil; aileleri, toplumları ve gelecek nesilleri etkileyen bir sorun.

Madde Bağımlılığı Nedir?

Madde bağımlılığı; beynin ödül sistemini ele geçiren bir hastalıktır. Bu maddeler beynin doğal yapısını bozarak mutluluk duygusunu artırırlar. Kişi, keyif ve haz duygusunu yalnızca maddeyle ilişkilendirmeye başlar. Beyin, bu aşırı mutluluk duygusunu öğrenir, tekrar tekrar aynı duyguyu arar. Kişi, bu istekle doğal ödüllerden zevk alamaz hale gelir, yalnızca madde kullanımıyla mutluluk duyar.

Bağımlılığın Döngüsü

İlk Kullanım: Merak, arkadaş baskısı veya stres nedeniyle başlar.

Mutluluk Patlaması: Madde, ödül sistemini aşırı uyarır.

Tolerans: Beyin zamanla bu yüksek mutluluk seviyesine alışır, aynı etkiyi görmek için daha fazla madde gerekir.

Bağımlılık: Kişi artık maddeyi bırakmak istediğinde bile beyin “tekrar kullan” sinyali verir.

Yeşilay’ın 2025 raporuna göre Türkiye’de bağımlıların %70’i ilk denemeyi 18 yaşından önce yapıyor. Bu bağımlılığın ne kadar erken yaşlarda hayatımıza girdiğini gösteriyor.

Neden Başlar?

1.Merak ve Arkadaş Baskısı: Özellikle ergenlik ve gençlik döneminde beyin yeni deneyimlere açıktır. “Bir kereden bir şey olmaz” düşüncesi, riskin küçümsenmesine yol açar. Oysa beyin yeni uyaranlara daha hassastır, bu da deneme isteğini artırır.

Gençler için “gruba ait olmak” çok güçlü bir ihtiyaçtır. Arkadaş grubunda dışlanmamak için istemediği halde maddeyi deneyebilir.

Ergenlikte kimlik arayışı ve aidiyet ihtiyacı çok güçlüdür. Merak ve baskı birleştiğinde, kişi riskleri görmezden gelir. Bu yüzden bağımlılıkta mücadelede “hayır diyebilme becerisi” en kritik koruyucu faktördür.

Yeşilay’ın saha araştırmalarına göre, gençlerin %60’tan fazlası ilk madde kullanımını arkadaş ortamında yaşıyor.

2.Stres ve Yalnızlık: Stres anında salgılanan kortizol (negatif duygular), beynin ödül sistemini baskılar. Kişi kendini huzursuz, gergin ve yetersiz hisseder. Bu duygudan kurtulmak için hızlı bir “rahatlama” yolu aranır. Madde kullanımı, kısa süreli mutluluk patlamasıyla bu boşluğu doldurur. Sınav kaygısı yaşayan bir genç, sigara içince rahatladığını düşünür. Ancak bu rahatlama geçicidir, kaygı tekrar yükselir ve sigara ihtiyacı artar.

Sosyal etkileşim doğal mutluluk kaynağıdır. Yalnız kalan kişi bu eksikliği maddeyle telafi etmeye çalışır. Oysa madde kullanımı sosyal ilişkileri daha da zayıflatır, yalnızlık artar, maddeye yönelim güçlenir.

Hem stres hem yalnızlık, kişiyi “anlık rahatlama” arayışına iter. Madde bu rahatlamayı kısa süreli sağlar ama uzun vadede sorunu büyütür.

3.Kolay Ulaşılabilirlik: Üzgünüm; maddeler çevrede, günlük yaşamda veya sosyal ortamlarda artık kolayca bulunabiliyor. Bu maddelerin ticaretini yapan yasadışı örgütlerin; sokağımızda, okulun çevresinde ya da çocuğunuzun arkadaş çevresinde bulunduğunu bilmek hepimizi korkutuyor. Ucuz ve küçük paketlerle gençlerin kolayca satın alabilmesi mümkün. Sosyal medya ve internete hâkim olan gençlerin bu platformlarda özendirici içeriklerle ruhunuz duymadan bu maddeleri alabilmesi zor değil.

Madde Kullanmanın Sonuçları:

Bağımlılık sadece sağlığı değil, hayatın bütün alanlarını etkiler.

Fiziksel Sonuçlar: Kalp- Damar hastalıkları, akciğer ve karaciğer hasarı, bağışıklık sisteminde zayıflama gibi sağlık sorunları doğurur. Hafıza kaybı, dikkat bozukluğu ve öğrenme güçlüğü ile beyni etkiler. Tolerans gelişir, aynı etkiyi görmek için daha fazla madde gerekir. Örneğin uzun süreli alkol kullanımı siroza neden olur.

Psikolojik Sonuçlar: madde kullanımı kısa sürede rahatlama sağlarken uzun vadede ruhsal bozuklukları artırır. Öfke patlamaları, motivasyon kaybı ve içe kapanma gibi kişilik değişimlerine neden olur. Özellikle esrar ve sentetik uyuşturucular halüsinasyon ve paranoya yaratabilir.

AMATEM raporlarında tedaviye başlayan gençlerin büyük kısmında yoğun kaygı ve sosyal fobi gözlemlenmiştir.

Aile ve Sosyal Sonuçlar: güven kaybı ve aile içi çatışmalar iletişim kopukluğu sebebidir. Arkadaş çevresinden uzaklaşma ve yalnızlık sosyal izolasyona neden olur. Madde etkisiyle aile içi şiddet ve suç davranışları artar.

Birçok aile, bağımlı bireyin davranışları nedeniyle hem ekonomik hem duygusal çöküş yaşar.

Toplumsal ve Ekonomik Sonuçlar: Madde kullanımı ile hırsızlık, şiddet ve organize suç arasında güçlü bir ilişki vardır. Sağlık harcamaları, tedavi masrafları ve iş gücü kaybı ekonomik yüktür. Madde kullanımı toplumda korku ve güvensizlik yaratır.

Türkiye’de bağımlılığın sosyoekonomik maliyeti milyarlarca lira olarak hesaplanıyor. İş gücü kaybı ve tedavi masrafları bu yükün büyük bir kısmını oluşturuyor.

Çıkış yolu ve Umut

Bağımlılık bir kader değil, bir süreçtir. Bu süreç değiştirilebilir.

Madde bağımlılığında ilk iş aileye düşmektedir. Aile; açık iletişimle, yargılamadan konuşarak, güvenli yollarla merakını gidermelidir. Davranış değişikliklerini erken fark etmek, gözlemlemek, gerektiğinde yardım almak ailenin önceliğidir. Suçlama yerine sevgi ve dayanışma ile yanında olmak kişiye güven verir. Rol model olup sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla birey değiştirilebilir.

Devlet; yasal düzenlemelerle yaş sınırı getirse de mücadele konusunda kontrol sahibi olmalıdır. 

AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi) ya da ÇEMATEM (Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi) gibi ücretsiz tedavi merkezleri yaygınlaştırılmalıdır. 

Bu kurumlar profesyonel tedavi merkezleri; psikiyatri, psikoloji ve sosyal hizmet desteğini artırmalıdır. 

Yeşilay, farkındalık kampanyaları, gençlere yönelik eğitim programları, danışmanlık hatları ile hizmet vermeye devam etmelidir. Okullarda bağımlılık önleme programları, rehberlik hizmetleri birimleri aktif çalışabilir. 

Farkındalık seminerleri, burs ve sosyal etkinliklerle gençlere alternatif yaşam alanları sağlanabilir. 

Uluslararası projelerle toplum bilinci kazandırılabilir.

Tüm bunlara ek olarak doğal mutluluk kaynağı spor, doğa yürüyüşleri stresle başa çıkmayı kolaylaştırır. 

Müzik, tiyatro, resim gibi yaratıcı alanlar duygusal boşluğu doldurabilir. 

Toplumsal aidiyet duygusunu güçlendirmek için gönüllülük esasına dayalı kurumlarda görev alınabilir.

UNUTMAYIN!

Bağımlılık karanlık bir tünel gibi gözükebilir. 

Birlik olunduğunda ışığa ulaşmak çok daha kolay, mücadele daha güçlüdür. 

Dayanışma ruhu en büyük gücümüzdür.

Bağımlılıkla mücadele sadece zararları anlatmak değil, aynı zamanda umut ve çözümler sunmaktır.

Yıldız Tek Gamlı

Eğitimci Yazar

 

Kaynaklar:

1.   Yeşilay Türkiye Bağımlılık Raporu 2025

2.   AMATEM ve ÇEMATEM üzerinden Sağlık Bakanlığı verileri baz alınmıştır.

 

    Diğer yazılarımı okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/yazmak-mi-yazmamak-mi/

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yıldız TEK GAMLI

1976 yılında Ankara’nın Altındağ ilçesinin bir semti olan Doğantepe’de büyüdüm. Aslen Nevşehirliyim. Tipik bir Anadolu ailesinin altı çocuğundan biriyim. Konya Selçuk Üniversitesi Akşehir M.Y.O. Muhasebe bölümünü bitirmek dışında Ankara’dan ayrılmadım. Ankara Hacettepe Üniversitesi Sağlık İşletmeciliğini tamamladım. Amerikan Kültür Derneği’nde İngilizce öğrendim. Bu arada Ankara Tabipler Odası’ndan Hastane Yönetimi eğitimini bitirdim. Tüm bu eğitimleri tamamlarken Ankara Özel Güven Hastanesi’nde 7 yıl çalıştım. Evlenince kendi sağlık işletmemize geçip 4 yıl Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nü yürüttüm. AÇEV (Anne-Çocuk Eğitim Vakfı)’le tanışıp, gönüllü annelik yaptım. Çocuklarla daha mutlu olduğumu fark edince Çocuk Gelişimi ve Eğitimi’ni bitirip, 2 yıl devlet okullarında sözleşmeli, 2 yıl özel kurumlarda İngilizce ve İngilizce Drama öğretmenliği yaptım. Meme ve lenf kanseri nedeniyle çocuklarım olan öğrencilerimden ayrıldım. Tedavim devam ederken TEMA Vakfı ile tanışıp, çocuklara doğayı anlatmanın yanında, ara ara yine onlarla birlikte vakit geçirmenin yolunu buldum. 2019 yılında Bursa Nilüfer’e taşındım. Kızlarım üniversiteye başlayınca, “eğitimin yaşı yok” deyip, hayalim olan Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü (Almanca) okudum. Minik Saka Kuşu, Sabun Kokulu Masal, Lunaparkta Keyifli Bir Gün, Cemilhan'ın Maceraları, Büyüklere Küçüklerden Masallar, Kayıp Balerin, Yüzyılın Masalları, Yavru Kedi, Gökçe Özgür Olmak İstiyor, Bir Pazar Günü, Paylaşmak Çok Güzel kitaplarının yazarı.