Yapay Et Çıkmış! Proteini de Var mı?

Yapay Et Çıkmış! Proteini de Var mı?

Yapay Et Çıkmış! Proteini de Var mı?

Çok yakın tarihte akşam elimde kumanda televizyonda haberleri izlerken karşıma yapay et yapılacağı ile alakalı bir haber çıkıyor. Üstelik bunu bas bas bağırarak, gizleme gereği duymayarak, aleni bir şekilde yapay etin üretime geçtiği ile alakalı haberler veriliyor.

Benim anlamadığım nokta şu; esasında etin yapay olduğunu bile bile bunu da insanların alacak olması yönündeki inandırıcılık. Eminim ki bu eti hiç kimse almayacak. Almayalım diyebilmeliyiz. Nedendir bilmiyorum onların da bu eti alıp insanların yiyeceği konusunda, müthiş bir şekilde inanıyor olması. Evet çünkü yiyecekler, yenileceğini biliyorlar.

Aklımdan geçen şey sadece şu oldu. Bunlar etin yapayını ürettikten sonra kasaplara giderse ben gerçek et ile sahte eti nasıl ayıracağım. Eminim ki bununla alakalı da bir sürü haber verilecektir.

Örneğin, gerçek zeytin ile sahte zeytin ayrımı, gerçek peynir ile sahte peynirin ayrımı gibi bir sürü haberlere şahit olduk. Şimdi de gerçek et ve sahte etin ayrımı ile alakalı bir sürü görseller paylaşılacaktır, biz bunu biliyoruz.

Kesinlikle biliyoruz evet ve bunu da bile bile tüketeceğimizden de eminim. Çünkü bizim sahte olan yiyeceğimiz, sadece et değil. Çünkü bizim soframıza gelen domates, salatalık, biber, havuç, marul, maydanoz, ıspanak, pırasa, bezelye vs. vs.

Bunların hepsi de sahte. Artık çocuklar bile tükettiğimiz gıdaların hibrit tohumlardan elde edildiğini biliyor. Çocuğum markette bir cips, krakere, çikolataya uzandığı zaman yavrucuğum onlar sağlıklı değil yeme demeye utanıyorum.

Çünkü artık sağlıklı olmayan besinler sadece paketli gıdalarda mevcut değil. Pazardan elimize aldığımız koklayarak tartarak organik sandığımız yiyeceklerimiz bile artık organik değil. Üzülerek söylüyorum ki bu beni gerçek anlamda çok düşündürüyor.

Vücudumuza giren her gıda bize vitamin, mineral, D vitamini, demir, kalsiyum, magnezyum potasyum yapması gerekirken zehre dönüşüyor. Sonra insanoğlu kanserli, hastalıklarla, zayıf bağışıklıkla mücadele etmek zorunda kalıyor. 

Şu anda gözlemlediğim ve hayatımda tecrübe ettiğim en önemli bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum. Nasıl ki bizim ülkemizden giden hammaddeler bize makine olarak, eşya olarak, giyim olarak geri dönüyorsa aynı şeyin gıdalarda da söz konusu olduğunu düşünüyorum.

Fakat tabii bu biraz daha farklı bir şekilde oluyor.  Hemen söyleyeyim. Şimdi bizim tarımımız şu anda üretim elde ediyormuş gibi görünse de dediğim gibi tarımımızda bizim ihtiyaçlarımızı karşılayacak önemli vitaminler yok.

Konuya dönecek olursak bizim tarımımız kısırlaştırılıp yapay gıdalarla üretilirken biz bu eksik kalan vitaminleri almak için tarımı daha güçlü, organik olan ülkelerin ürettiği  takviyeleri fahiş fiyatlarla alarak vücudumuzdaki vitamin eksikliklerini tamamlamaya çalışıyoruz. Beni çok üzse de bunu çoğumuz yapıyor.

Yani tarımdan, yiyeceklerimizden almamız gereken vitamin minerallerini biz ilaç olarak almak zorunda kalıyoruz. 

Şimdi de bunlar yetmezmiş gibi protein kaynağımız olan eti değiştirerek bize sunacaklar. Belki tadı kokusu benzeyebilir ama şunu sormak istiyorum içinde organik bir protein olacak mı? Belki takviyelerle bunu da sağlayabilirler ama kanserojen etkisi olacak mı bunu sormak lazım.

Yapay olan her şeyin zarar verdiği gibi yapay olan etin de zarar vereceğini düşündüğüm için ben yapay ete karşıyım. Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum. Siz bu yapay etten tüketecek misiniz sormak istiyorum. Ben bundan sonra kurbanda gözümle görmeden et yemeyeceğime eminim. Sağlıkla kalın…

 

Editör: Elif Ünal YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/asi-bela-mi-sifa-mi/

 

Yorumlar (3)

    • 25/01/2024

    Yemem de yemem😂

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 22/01/2024

    Toprağın tükenmez olduğunu sanıyoruz, oysa toprağımız tükeniyor ve varolan toprağımız da zehirli maalesef... Ürünlerden önce toprağı iyileştirmeliyiz bence... Doğa kendini yeniler tabi biz izin verirsek... Harika bir yazı teşekkürler 🥰

    • 20/01/2024

    Ben almam da yemem de...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Nigar KAYA

Doğma büyüme Çankırılıyım. İlk Orta Lise eğitimimi Çankırı'da gördüm. Anadolu Üniversitesi Laborant ve Veterinerlik bölümünü bitirdikten sonra Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Acil Afet Yönetimi Lisans bölümünü tamamladım. Halen Yeni Medya ve Gazetecilik bölümünde okumaktayım. Hemşireyim, hemşirelik mesleğim yanında Yazar-Şairim ve Editörlük yapıyorum. Bir çocuk annesiyim. Oğlum Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi.