ŞÜKÜR

ŞÜKÜR

ŞÜKÜR

“Şükreder ve inanırsanız Allah size niçin azap etsin? Allah şükrün karşılığını veren ve her şeyi bilendir.” (Nisa 147)

Koronavirüs sürecine kadar belki çoğumuz yaşadığımız hayatlara şükür noktasında eksiğimiz vardı. Küçücük bir virüs aslında ne kadar büyük nimetlere sahip olduğumuzu da hatırlattı.

“Ayakları olmayan birini görene kadar ayakkabım yok diye üzülürdüm” sözünü duymuşsunuzdur. Virüs gelene kadar sağlığımızın aslında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak ettik. Sağlık paradan daha önemliydi. Aslında paradan daha önemli birçok önemli değerlerimiz vardı. Paranın önem kazanmasıyla birlikte birbirimizi rakip görmeye başladık. Oysaki yeryüzü nimetleri hepimiz için yeter artardı. Fakat gözü bir türlü doymayan insanoğlu para uğruna birbirinin hakkına girmeye başladı.

Her nefes alışımıza bayram gözüyle bakmalıydık oysa. Aldığımız her nefes için bile ne kadar şükretsek az. Karanlıkta görebilmek bayramımızdı. Elden ayaktan düşmemek bayramdı. Aklımızdan önce bedenimizi kaybetmemek bayramdı. Sevdiklerimizle, aynı ideale baş koyduklarımızla beraber olmayı bilmek bayramdı.

Okumayı bilmeyen bir toplumda cahilliğe inat yaptığımız her eğitim faaliyeti bayramdı. Şimdilerde bayramlar da tarumar oldu. Dünyanın geçici dertleri yüzünden asıl dert etmemiz gereken şeyleri unuttuk.

Alvarlı Efe Hazretlerinin dediği gibi
“Mevla bizi affede bayram o bayram ola.
Günahlarımız affola bayram o bayram ola.”
Çocukların, kadınların, hayvanların, bitkilerin, insanların ölmediği her gün, her saat, her dakika bayram bizim için.Tüm zulümleri durduğumuzda dünyada ve ahirette gerçek bayramı yaşayacağız. Ülke olarak, dünya olarak en başta insan olarak…

2020 yılında bayramda kendi anne babamızı bile yakından göremedik. Bayram ziyaretine virüsten dolayı gidemedik. Anne babamızı görebilmek bile şükür vesilesi. Çocuğumuza sarılabilmek şükür vesilesi. Ne çok şükürsüzlük var. Allah (cc) eğer şükrederseniz nimeti attırırım diyor. Şükretmezseniz de nimeti azaltırım. Dünya şükürsüzlüğe doğru mu meyletti yoksa. Ardı arkası kesilmeyen belalar, musibetler aslında apaçık insanoğluna bir uyarı mı yoksa? Zulümlerin, savaşların, mülteciliğin durmadığı son zamanlarda masumlar ahlarını arza ulaştırmış olamaz mı?
Gelin tekrar sevgi dolu bir dünyaya başlangıç yapalım.

Dünyayı cennet olarak bulmuşken cehenneme çeviren insanoğlu değil mi? Ne oldu yeryüzünün merhametli insanlarına? Kim çeldi aklını? Dünyanın en tehlikeli mahluğu haline geliverdi? Bu virüs acaba tekrar bizi bir araya getirir mi bilinmez ama çok ders çıkaracağımız bir sürece girdik. Allah’ın(cc) bize vermiş olduğu nimetlerin farkında mıyız? Sürekli şekva ediyoruz. Dünya hayatında en büyük nimet imandır. İmanınız varsa ne mutlu. Sıkıntılar misafir. Sıkıntılardan çok o kadar şükredecek çok şey var ki!

Bize şer gibi görünse de yine o bir nimettir.
İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi:
Hak şerleri hayr eyler.
Zannetme ki, gayr eyler.
Ârif anı seyreyler.
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler.
Kainatta her şey O’nun(cc) izni dahilinde oluyor. Onun izni dışında hiçbir şey ne bir adım öne ne bir adım arkaya gidebilir. Sırat dünyada geçilir. O halde bırakalım şekvayı. Başımıza gelen her bir olay kader noktasında zaten planlı.

Kaderin önüne geçilmez. O yüzden biz cüzi irademizi hak ve hakikat yolunda harcarsak ömrümüzün sonunda elhamdülillah ne güzel bir hayat geçirmişim diyebilmemiz gerekir. Bu da şükür ile olur. İnsanların ufak bir iyiliğine karşı on defa teşekkür eden insan sonsuz nimetler için Allah’a(cc) şükretmemesi ne garip.

İnsanın parmaklarını oynatabilmesi, göz kırpabilmesi, uyuması, tuvalete gidebilmesi bile şükür gerektirir.Milyonlarca örnek verilebilir. Buna karşılık en ufak sıkıntıda şekva edebiliyoruz. Oysa “Allah herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutar.”
Hem esas dert ne makam ne şöhret ne de dünya işleri. Esas dert son nefeste ilk nefes gibi düzgün gidebilme.

Allah(cc) bizleri doğru yoldan ayırmasın. Allahım verdiğin nimetlere sonsuz şükürler olsun!
Allah(cc) bizleri verdiği nimetlerin kıymetini bilen ve şükredebilen kullarından eylesin. Amin!
Üç günlük dünya yahu.
Birini çektiklerine say,
Birinisevdiklerine.
Ve birini de beklediklerine…
Çektiklerine”İmtihan”de
Sevdiklerine”Şükür”
Beklediklerine de; “ya nasip” de gitsin…
Tüm günahlar da şükürsüzlükle açılmıyor mu?

Metin Özdemir

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

BÜYÜK TEHLİKE MÜNAFIKLIK

 

Yorumlar (2)

  1. […] Bir önceki yazımı okudunuz mu?  Şükür […]

  2. Yıldız Tek Gamlı
    • 21/06/2024

    Kibir ne zaman gözlerimizi kör etti...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Metin ÖZDEMİR

METİN ÖZDEMİR 1979 yılında Bursa'da doğdum. İstanbul Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden 2002'de mezun oldum.Evli ve bir çocuk babasıyım. Eğitime ve kitaplara olan aşkım hiç bitmeyecek. Elimden geldiğince topluma örnek olmayı amaçlıyorum.