Se7en Movie
- Yazar: Emily Yaramis
- 11 Kasım 2024
- 56 kez okundu
1995 yapımı polisiye filmidir. Bir dedektifin emekliliğine 7 gün cinayet serisi başlar. Dedektif Williams ve genç dedektif Mills katilin peşine düşerler.
Katolik inancına göre yedi büyük günahı cezalandırmak için o günahı işledikleri düşündüğü bir kişiyi; katil, kurban olarak seçer.
Bu günahlar Dante’nin İlahi Komedya’sından esinlenerek sıralanmışlardır.
1.Açgözlülük
2.Oburluk
3.Tembellik
4.Öfke
5.Kibir
6.Şehvet
7.Kıskançlık
seven (movie – film)
karanlığın koyu türküsü gelir cepheden
sandalyede yatıyor kocaman bir cüsse inceden
mundar etmişler adamı elin kolun bağlayarak
arıyorlar ipucu fenerlerin ışığında geceden
adamın tüm damarları derisine yerleşmiş
masmavi gözleriyle ölüm içmiş gebermiş
yatırdılar bir masaya uzunca
dikiş tutan yanıyla bu dünyadan göçüp gitmiş
yemiş yemiş ölmüş diyorlar kadavraya
Milles daldı bilinmeze belki de dalgaya
olay yeri sarı kuşakla donanmış
öldürülen şişmanın katilini bulmaya
karnından çıkan parçalar incelemeye varınca
iş bilen durur mu havadan ipucunu alınca
parçaları takiplendi dikkatlice dedektif
buldu bir not buzdolabı arkasına bakınca
siyah foterli zenci dedektif
iz sürmek istedi arkadaşlarıyla kollektif
herkes kendi hâlinde oyalandı
gizli kütüphanede buldu birkaç objektif
Milles durmadan cesede bakıyordu
o da fotoğraflardan bir şeyler arıyordu
gece boyu kitapları arşınladı dedektif
işe yarar sayfaları kopyalıyordu
şırıl şırıl yağarken yağmur
geceden kalmıştı Milles kızgın ve mahmur
hediyelendi kitaplarla arabasında
hiç durmadan ulaştı dedektifin yanına
Milles’ın kız arkadaşı dedektifi yemeğe çağırdı
neden evlenmediğini sorarken sessizce bağırdı
köpekler çılgınca havladılar durmadan
sallandı ev tren geçerken sanki herkes sağırdı
izliyorum seven filmini durmaksızın
anlasaydım bir de ingilizceyi ansızın
diyecektim belki olayı çözecekler
belki de bulacaklar başkasını cansızın
kandan gözlüklenmiş sarışın bir kadına
yağmur altında varıldı kadının yadına
farkettiler duvardaki o sıradan tabloyu
evirip çevirip baktılar çerçevenin tadına
buralarda bir şeyler olmalı
bu tablo bir şeyleri sunmalı
bekle bakalım bir dakika Milles
belki de ‘help me’ parmak izini bulmalı
bir kargaşa ordusu gibiydi polisler
tar top arabalarına biniverdiler
pek telaşlıydı hâlleri
sabaha kadar konuşarak gitttiler
kimi yangın merdiveninden tırmandı
kimi içerdeki merdivenlere vardı
karanlığı kesen fenerleriyle
üçyüz altıyı hepsi birden sardı
ellerinde silahları odaları dolandılar
bir yatakta üstü örtülü ceset buldular
işkencelenmiş her yerinden
duvara yazılmış ‘sloth’ u gördüler
Milles’ın sinirleri iyice gerildi
dedektifle konuşunca sakinliğe derildi
ceset bir öksürükle canlandı
ortaya çözümsüz bir soru serildi
William siyah dektifin adı
Milles onun iş arkadaşı
konuşarak buluyorlar
ip ucuymuş aslında kütüphane kartı
dedektifler bu konuyu kafayı taktı
bir kapıyı vururlarken adam kurşunu saçtı
koşuyor ateş ediyor koşuyorlardı
katil dans eder gibi kaçtı
apartman dairleri bir bir geçildi
kovalamacada Mills bir hindi
bacağından vurdu arsızı
örümcek adamdı sanki canhırsızı
Pencere kapı demedi kaçıp gitti yola durmadan
arabalar birbirine daldı ortalık harap duman
yağmur bardaktan boşanıyordu
sessiz adımlarıyla vuruldu öfkeli bir argüman
Williams gördü kanlar içinde Mills’i
sakinleştiremedi onun fevri hâlini
bir kadın gördüklerini anlattı
dedektif inceledi katilin evinin ahvâlini
olay yeri kitap fotoğraf dolu
satır satır planlanmış maceranın kolu
tıkır tıkır işliyordu planlar
can hırsızının paketi acıttı solu
kolundaki yara dilinin bağını çözdü
Mills hatununa sevgisini süzdü
sabah bulundu yüzü parçalanmış bir kadın
çaresizlik artık tüm sineyi üzdü
canhırsızı elindeki kanıyla anırdı
“dedektif burdayım!” diye kolarını kanırdı
anlamsız bir hissizlikle coşmuştu
çapsızı ancak arsız aynasız tanırdı
canhırsızının adı john imiş
sakinliğine herkes hayran imiş
dedektifler korumalar aldılar
onun niyeti aslında ne imiş
adam takmış kafaya yedi büyük günahı
tek tek arayıp bulmuş faili meçhul sabahı
insanların dikkatini çekiyor balyozla
kıskançlığa tepkisizlikti öfkenin salahı
10/11/2024
Emily Yaramis
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ
Redaktör ve Editör : Hakan DİNÇAY
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
https://fisildayankalemler.org/nevrimin-fizibilitesi/
Gençliğimde çok severek izlediğim bir filmdi. Şiir şahane olmuş ama yazım hataları var hocam 😔 kaleminize yüreğinize emeğinize sağlık 🥰
Öncelikle elinize Yüreğinize sağlık Emili hocam. Benim en favori filmlerinden birisidir seven sinemada ilk gösterimini izlemek nasip oldu. Şiir yorumunuzu okudukça her bir sahne canlandı gözümde tekrar. Filmi çok dikkatli izlemeyen birisi yorumlarınızı zor anlar diye düşünüyorum.