Sağlıkta Geri Bildirim
- Yazar: İsmet Serhat KAHYA
- 20 Aralık 2024
- 35 kez okundu
Sağlıkta Geri Bildirim
Sağlık Sisteminde Geri Bildirimin Gücü ve Engellilik Raporlarının Önemi
Sağlık hizmetleri, bireylerin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen ve sürekli gelişim gösteren bir alan olarak geri bildirim mekanizmalarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır.
Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi’ne (SABİM) yapılan başvurular ve engellilik oranlarının belirlenmesine yönelik sağlık kurulu süreçleri, bu alandaki iki kritik değerlendirme aracı olarak öne çıkmaktadır.
Bu yazıda, SABİM başvurularına ilişkin retrospektif analizim ve sağlık kurulları üzerine yürüttüğüm araştırmalar ışığında sağlık sistemindeki iyileştirme potansiyellerini ele alacağım.
SABİM: Geri Bildirimlerin Sağlık Sistemine Etkisi
SABİM, vatandaşların sağlık hizmetlerinden memnuniyetsizliklerini, önerilerini ve taleplerini iletebildiği bir platform olarak, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırma çabalarına değerli bir katkı sunmaktadır.
2016-2019 yılları arasında yaptığım çalışmada, başvuruların %29,2’sinin randevu alamama sorunlarına, %19,6’sının tedavi taleplerine ve %19,1’inin teşhis-tedavi memnuniyetsizliğine ilişkin olduğunu tespit ettim.
Bu bulgular, vatandaşların sağlık hizmetlerinden beklentilerini daha iyi anlamamıza olanak sağladı.
SABİM üzerinden alınan geri bildirimler, sağlık sistemindeki eksikliklerin tespiti ve bu eksikliklerin giderilmesi için bir rehber niteliğindedir.
Örneğin, iletişim sorunlarıyla ilgili başvuruların, hasta-hekim veya hasta-sağlık personeli arasında yaşanan problemlerin çözümüne yönelik eğitim programları düzenlenmesine öncülük etmesi, SABİM’in bu anlamdaki kritik rolünü ortaya koymaktadır.
Engellilik Raporları: Toplumsal Bir Sorunun Yansıması
Sağlık kurulları, engellilik oranlarının belirlenmesi ve bireylerin sosyal haklardan yararlanabilmesi adına önemli bir görev üstlenmektedir.
Yürüttüğüm retrospektif analizde, engellilik nedeniyle sağlık kurullarına başvuran bireylerin %90’ının %40 ve üzeri bir engellilik oranına sahip olduğunu belirledim.
Bu oran, bireylerin büyük bir kısmının sürekli destek ihtiyacı içinde olduğunu göstermektedir.
Araştırmamda en sık başvuru nedenleri arasında kanser (%28,19), endokrin hastalıklar (%12,16) ve kardiyovasküler rahatsızlıklar (%22,23) öne çıkmıştır.
Bu hastalıklar, engellilik oranlarını artıran temel unsurlar olarak, hem bireysel hem de toplumsal açıdan ciddi bir yük oluşturmaktadır.
Özellikle sürekli rapor oranının %71,9 gibi yüksek bir seviyede olması, bu bireylerin yaşam kalitesini artırmak için sürdürülebilir bir destek mekanizmasının önemini vurgulamaktadır.
SABİM ve Sağlık Kurulları: Ortak Dersler
Her iki mekanizma da sağlık sistemine farklı açılardan katkı sağlarken, ortak noktaları açısından değerlendirildiğinde ilginç sonuçlar sunmaktadır.
SABİM, bireylerin hizmet kalitesine ilişkin geri bildirimlerini yönlendiren bir kanal olarak dikkat çekerken, sağlık kurulları bireylerin tıbbi durumlarını belgeleyen ve sosyal haklarını koruma altına alan bir sistem olarak çalışmaktadır.
Her iki süreçte de karşılaşılan ortak sorunlardan biri, geri bildirimlerin ve verilerin sistematik olarak işlenip değerlendirilmemesidir.
SABİM başvurularında sıkça gündeme gelen iletişim sorunları, sağlık çalışanlarının empati ve hasta hakları konusunda düzenli eğitimi ile çözülebilirken, sağlık kurulları için ise standartların güçlendirilmesi ve kurullar arası uygulama birliğinin sağlanması gerekmektedir.
Gelecek İçin Öneriler
Geri bildirim mekanizmalarının etkili bir şekilde kullanılması, sağlık sisteminin daha şeffaf ve insan odaklı bir yapıya dönüşmesine olanak tanıyabilir.
SABİM verilerinin düzenli analiz edilmesi ve sonuçların somut iyileştirme projelerine dönüştürülmesi, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmanın en güçlü yollarından biridir.
Benzer şekilde, sağlık kurulları arasındaki uygulama farklılıklarının azaltılması ve raporlama standartlarının güçlendirilmesi, engelli bireylerin haklarına erişimlerini kolaylaştıracaktır.
Yürüttüğüm bu çalışmalar, sağlık hizmetlerinde geri bildirim ve standartlaştırmanın önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Sağlık sistemimizin daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapıya ulaşması, bireylerin geri bildirimlerini dinleyen ve bu geri bildirimleri hizmetlere yansıtan bir yaklaşımın benimsenmesiyle mümkün olacaktır.
Sağlıkta kaliteyi artırma yolculuğunda elde ettiğim bu bulgular ve öneriler, birey odaklı bir sağlık hizmeti anlayışının hayata geçirilmesine katkı sağlama amacını taşımaktadır.
Gelecekte, bu tür mekanizmaların etkinliğini artıracak daha kapsamlı araştırmalarla sağlık sistemimizin daha ileri bir noktaya taşınması mümkün olacaktır.
Hocam ruhsal durum ve çöküşler de engellilik kapsamında olmalı Bununla ilgili bir çalışma var mı?