HARMAN YERİ

HARMAN YERİ

HARMAN YERİ

Toroslar’ın eteklerinde ekim, kasım aylarında ekilir ekinler. Toroslar’ın zirvesinde nisan, mayıs aylarında sürülen toprakla buluşur tohumlar.

Yaylada at ve öküzle karasabanla varsa traktörle sürülür topraklar. Yarı çamur yarı karlı topraklar, nice zahmet çekilerek sürülür. Buğday, arpa, çavdar, nohut, mercimek, burçak, fiğ, yonca ekilir.
İki ay sonra yemyeşil filizler çıkar, yeşerir bozkırlar koyaklar.

Beş altı ay sürecek yayla dönemi ve yaylacıları bekler usulca sessizce. Sahilde ise traktörle kara sabanla sürülen tarlalara, buğday, arpa, çavdar taneleri saçılır. Üstüne bir de yağmur yağarsa değme keyfine. Ilık toprak tohumla suyla buluşunca toprak üstüne çıkmak için hazırlık yapar.

Sarı taneler yeşil elbisesini giyer. Nihayet gün yüzüne çıkar ve yemyeşil süsler toprağı. Ağır ağır usul usul boy verirler. Yabani otlarda nasiplenir bu düzenden. Renkli çiçeklerini açar. Koyuna kuzuya ot olur.

Havalar iyice ısınınca yeşil buğday filizleri sarıya döner. Başaklar ağırlaşır boynunu büker. Altın sarısı olmayı bekler. Yaz ayı gelince daha fazla bekletilmez. Orakla ellikle derilir, desteler halinde harman yerinde toplanır. Tınazlar yükselir tepeleme. Düz ovada biçer döver derer ekinleri.

Kocaman oluktan kamyon traktör kasasına dökülür buğdaylar. Hasat edilen ürünler, hiç zahmet çekilmeden. Harmana dökülen ürünler, kalbur, gözerle, yabayla dirgenle rüzgarda savrulur, elenir. Taneler saptan samandan, yabani tohumlardan ayrılır. Bu işler yapılırken alından akan ter elin tersiyle silinir.

Yerde karıncalar gökte kuşlar cümle mahlukat nasiplenir. Buğday taneleri tas tas yün ala çuvallara doldurulur. Saman ise hararlara dolar, balyalar samanlıkta depolanır kışın hayvanları beslemek için. Yazın başı pişmeyenin kışın aşı pişmez der büyüklerimiz dosdoğrudur.

Yaz gelip de Toroslar’ın zirvesine çıkınca yaylacılar kıraç koyaklar yemyeşil karşılar onları. Buğday, arpa çavdar filizlenmiş, başağa durmuştur. Mor çiçekli yoncalar, sakız otu, yemlik, gelincikler ekinlerin içinde boy gösterip yerini almıştır. Yeşil halı üstünde bahar çiçekleri gibidirler.

Tavşanlar yavrularıyla taze otların tadını çıkarırlar. Keklikler palazlarına avlanmayı, ötmeyi öğretirler. Dağların kenesi çekirgesi uçan kaçan ne varsa besindir onlara. Bu kadar renk cümbüşüne pek yakışır, adına türküler yazılan kınalı kekliğin ötüşü. Doğa cömertçe ikramda bulunur yaylacılara ve sakinlerine.

Bozoğlan çiçekleri (altın otu), sarı çiçekli sığır kuyruğu, mis kokulu kekik, adaçayı, acem arpası, mor çiçekli geven, borcak, karamuk, gelincik ve binbir çeşit kır çiçeği eşlik eder onlara . Çalı dibinde anız dibinde kuşlar yuva yapar yumurta bırakırlar. Hayat bir yanda biterken bir yanda yeniden başlar.

Kar sularının erimesiyle coşkun akan dereler, çeşmeler, buz gibi soğuk suyundan ikram eder susamış canlara. Kuyu başında teknede vızıldayan arılar, sinekler, kelebekler, yusufçuklar da nasiplenir soğuk sudan. Çalı çırpı yakılarak harlanan ateşte taze nohuttan, buğdaydan ütme yapılır.

Yaz ortası buğdaylar biçilmeye başlanır. Orakla ellikle imece usulü derilir ekinler. Desteler harman yerinde toplanır.

İmkanı olan patoza çektirir, olmayan da dövenle günlerce zahmet çekerek taneyi samandan ayırır. Nohutlar burçak ve mercimekler nazikçe topraktan koparılır. Baş aşağı kümelenir kurumaya bırakılır.

Altta toprağın, üstte güneşin sıcağıyla kurumaya başlar. Harmanda toplanan mahsul, atın öküzün çektiği dövenle döne döne ezilir. Taneler kabuktan ayrılıncaya kadar sürer bu işlem. Rüzgar eserken yabayla savrulan harman kalbur gözerle elenir. Yabani tohumlar alta geçer. Çecedilen buğdaylar çuvala girerken yerde karıncalar gökte kuşlar nasiplenir davetsiz izinsiz.

Ekinler derilince, nohutlar yolununca, davar, oğlak, koyun, kuzu sürüleri salınır koyaklara kalan otlardan beslenirler. Sütleri daha da yağlanır, lezzetlenir. Harmandan ihtiyaç sahipleri de nasibini alır. Emek birlikte imece usulü çekilir. Paylaşmakta imece usulüdür. Kimse aç kalmaz. Paylaştıkça çoğalır harman, bereketlenir ürünler.

Harman demek, ürün, emek, imece. Alın teri, paylaşmak, kardeşlik, bir arada var olmak demek. Harman yeri, tohum, tane, ekin, orak, ellik, kalbur, gözer, yaba, dirgen, karasaban, patoz, biçerdöver, hayvanlarımız demektir.

Harman yeri, dökülen alın teri, çekilen çile, dostluk, yardımlaşmak, kardeşlik, paylaşmak, yazın başı, kışın aşı pişmek demektir. Ürünümüz bol, hayvanlarımız sağmal, tarlalarımız verimli, sularımız bereketli, harmanımız düğün yeri olsun. Güzel mevla duamızı kabul etsin.

 

Elife AKGÜL 

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

ÇERÇİLER 

 

Yorumlar (2)

    • 9/04/2024

    Kaleminize ve emeğinize sağlık hocam.

  1. Hocam gittim o tarlalarda çalıştım, alın terimi sildim sayenizde... Çocukluğum karne alınca koştur koştur gittiğimiz köy, o telaş, emek ... Kaleminize sağlık ❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elife AKGÜL

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 58 yaşındayım ve ev hanımıyım. Yörük kültüründen etkilenerek kendi yaşamım ve ailemin yaşantıları üzerinden hatıralar ile roman ve öyküler yazdım. Aynı konseptte edebi ürünler üretmeye devam ediyorum. Şu ana kadar yazdığım fakat yayınlanmamış bir roman, bir öykü, bir tiyatro senaryosu ve bir şiir bulunmaktadır. Tarzımı Cengiz Aytmatov ve Yaşar Kemal’e yakın görüyorum.