Hakikatin Peşinde: Uyanış ve Sorgulama
- Yazar: Metin ÖZDEMİR
- 19 Ağustos 2024
- 35 kez okundu
Hakikatin Peşinde: Uyanış ve Sorgulama
Selam Olsun!
“Tatlı bir yalan söylersen 10 kişi seni alkışlar, acı bir gerçek söylersen sekiz kişi sana saldırır. Ama iki kişi sorgulamaya başlar.” O iki kişiye selam olsun! (Bertrand Russell)
Mutlu olan insanların hepsi uyuyor şimdi, mutsuzlara selam olsun. (Charles Bukowski)
Evet, Bertrand Russell da Charles Bukowski de sorgulayan, uyanmaya başlayan ve uyanmış mutsuzları selamlıyor. Sahi, düşündünüz mü neden diğerlerini selamlamıyor? Çünkü onların kulakları hakikate sağır, gözleri hakikate kapalı, kalpleri hakikatlere mühürlü.
Şimdi önce kendimize, sonra etrafımıza bakalım. Daha kaç hadise olması gerekiyor ki katılaşmış kalbimiz yumuşasın? Daha kaç hadise olması gerekiyor ki apaçık gözümüzün önünde olan olaylara gözümüzü açabilelim? Daha kaç hadise olması gerekiyor ki her türlü şeyi işiten kulağımız gerçekleri de duymayı öğrenebilsin?
Sırf kendi mahallenden değil diye sustuğun, kör olduğun hakikatler; “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın,” diyen kalbini susturduğun günler elbette bir gün geçer. Sanma günü kurtardın. O hakikatler yarın senin kör olmuş gözünü belki açacak, belki taş gibi yaşamaya devam edeceksin, bilinmez; ama yarın çok geç olacak.
Doğruyu dünyada söyleyemeyenler, ahirette de cennet sevdalısı olmasın. Allah (cc) kul hakkı ile gelmeyin diyor. Kimseye zararın olmamış olabilir, ama sustuğun her hakikat, dinlediğin her gıybet, gözünü çevirdiğin her zulüm kul hakkıdır. Öyle ince bir çizgi bu imtihan.
“Rahmânın has kulları yeryüzünde vakarla yürüyen, cahiller onlara laf attığı zaman, ‘selâm’ deyip geçen kullardır.” (Furkan Suresi, 63. ayet)
Bu ayetten ben şunu anlıyorum: Cahillerle münakaşaya girmeyeceğiz. Bu, demek değildir ki onlardan tamamen uzak olacağız. Onları hakikate de gözlerini açmaya çalışacağız. Yoksa bir toplumda eğitimliler cahiller için bir şey yapmıyorsa okumalarının bir anlamı yok. Topluma bir katkıları olmamış ki cahillik almış başını gidiyor.
Eğitimli, ahlaklı, vicdanlı insanların büyük mesuliyeti var. Ya Bukowski’nin dediği gibi uyuyanlar ordusuna katılıp mutlu olacaksın ya da uyanık kalıp mutsuz olacaksın. Bilmek, sorgulamak baştan mutsuzluktur. Bunu kabul ederek bu yola adım atacaksın.
“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.” (Malcolm X.)
Bugünlerde, insanların en asgari davranışı olarak vermesi gereken selam bile azaldı. Selamlar azalınca herkes köşesine çekildi. Artık selamlar sanal âlemde. Sahte kimliklere sahte kimliklerle…
“Selam ile gelenden zarar gelmez,” derdi büyüklerimiz. Şimdi zarar vermek isteyen selam veriyor. Karga ile Tilki masalında hırsızlığa niyetiyle gelen Tilki, günümüzde kutsanıyor. Tek suç karganınmış gibi. Güvenmek suç olmuş, aldatma, hırsızlık alkışlanır hale gelmiş. Hâlâ ders kitaplarında okunuyor maalesef bu şekilde. Tilkiler de selam veriyor. Asıl önemli olan, selam vereni tanıyabilmek…
Kışları bahara çevirmek “Selâm” ile olacak. Fakat selamı vereni iyi tanımak lazım. Münafık mı insan mı?
Bizi bilmeyen ne bilsin?
Bilenlere selam olsun! (Yunus Emre)
Yazan: Metin Özdemir
Editör/Redaktör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
Selam olsun hocam 🥰