Gölge

Gölge

Gölge

Oğlum Mehmet sakin bir yapıya sahipti, yaşıtları gibi çok fazla isteği olmazdı. Mesela diğer çocuklar gibi oyuncak aldırtmak için saatlerce ağlamazdı. İstediği bir şeyi söyler ben de şu zaman alabilirim derdim ve konu kapanırdı.

Ama bir yıldır değişmeyen bir isteği vardı ve bu hediyeyi almaya söz vermiştim. Lakin ne zaman alacağımla ilgili bir tarih vermemiştim çünkü istediği varlığı evime almaya henüz hazır değildim.

Bana ısrarla kedilerin faydasından, kendisi için kardeş değerinde olacağından bahsedip duruyordu. Ona inanmasam da denemeye karar verdim. Çünkü daha önce aldığım balık ölmüş, kuş kaçmış, uzun ömürlü olan kaplumbağa bile bizim evde hayata gözlerini yummuştu.
O sebepten hayvanlara zarar vermemek adına evime kabul etmiyordum.

Sonunda beni ikna etmeyi başardı. İlk günler hem kedimiz Gölge hem de ben birbirimize alışamadık ama ilerleyen günlerde üç kişilik olan hanemiz yeni ferdimizle dört kişi olmuştu.

Birbirimizi kabul ettikten sonra evimizin enerjisi değişmiş, mutluluğumuz artmıştı. Kedi diğer beslediğimiz hayvanlar gibi değildi ya da bana öyle geliyordu.

Gölge, oğluma düşkün olmasına rağmen bir süre sonra geceleri benimle yatmaya başladı. Devamlı olarak sağ göğsümün yanına sokuluyor, mırlıyor ve beni rahatlatıyordu. O zamanlar bilmesem de meğer kanser olduğumu hissediyormuş…

Diyorum ya kediler farklıydı…

O zamanlar benim için zordu. Sonrasında sağ göğsümün alınmasıyla devam etti. Tedavi, ışın, saçlarımın dökülmesi…

Bir süre sonra kanser, diğer göğsüme daha sonra da rahmime sıçradı. Yani illet içimde hareket ediyor onu her yenişimde başka bir organıma saldırıyordu.
Düşman birlikleriyle savaşmak için evden enerji topluyor, bütün gücümle saldırıyordum ama her yenişin sonu yeni bir hastalık oluyordu. Yorgundum ama savaşmaya devam ediyordum.

Bu sırada evin içerisinde benden kaynaklanan bir hüzün olsa da Gölge’den kaynaklanan mutluluk vardı. İyi ki oğlumu dinleyip almıştım Gölge’yi.

Sonra zaman ilerledi organlarım birer birer iflas etti. Sona yaklaşıyordum, hastanede daha fazla yatmak istemediğim için evime geri döndüm. Gölge, yanımdan bir an olsun ayrılmıyor sanki bana şifa vermek ister gibi mırlıyordu.

Eski Mısırlılar kedilerin kutsal olduğuna inanırlarmış ya işte öleceğim gece Gölge bir an olsun yanımdan ayrılmadı. Dünyaya veda edeceğimi biliyor, ev halkı uyurken beni diğer aleme yolcu ediyordu.

Ruhum içimden çekilmeden hemen önce kapkara olan tüyleri ışıkla kaplanmış, bal rengi olan gözleri cam gibi parlamıştı. Ruhumu yalayamayacağını bildiğinden son bir kez canım bedenimdeyken parmaklarımı yalamış ruhum ayakucumdan başlayarak ağzımdan çıkıp gitmişti.

Olanları şok geçirerek insan gözümle görmüştüm. Buna rağmen ruhum bedenimden çıkarken Gölge tepki vermemiş beni bir daha göremeyeceğini bilir gibi boynunu büküp bakmıştı bana. Işık huzmesini benim hissettiğim gibi hissetmiş buna rağmen olgunlukla karşılamıştı.

Kedilerin insanlar gibi olmadığını biliyordum. Onların gözlerinde bizim gibi perde yoktu. O yüzden ölüm anıma şaşırmamıştı. Evime veda ederken arkamda bıraktığım oğlum Mehmet henüz on dört yaşındaydı.

Eşim için üzülmüyordum çünkü koca insandı, yaşamak için bir yolunu bulurdu ama oğlum ve arkamda bıraktığım Gölge için gözyaşı döküyordum. Keşke oğluma daha fazla sevgi vermek için biraz daha zamanım olsaydı.

İnsanlar doğar, büyür ve ölürdü. Hayatın değişmez kuralı buydu. Ne bilgeler, dervişler, zenginler gelmiş, simya ile uğraşanlar bile ölmüştü. Hiç kimse dünya hayatının son bulmasıyla ilgili bir çözüm bulamamıştı.

Belki de zor olan burasıydı. Tıpkı anne karnında olduğu gibi belki de dünyaya sıkışıp kalmıştık. Özgürlük ölerek geçtiğimiz diğer taraftı. Burası sadece bir duraktı.

 

Dilek NAZLIOĞLU

25.01.2024

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

YENİDEN DOĞUŞ

 

 

 

Yorumlar (6)

  1. DİLEK NAZLIOĞLU
    • 4/04/2024

    TEŞEKKÜR EDERİM. KANSER SAVAŞÇILARI ZATEN HİÇ YILMASIN. DAİMA HASTALIĞA KARŞI KAZANAN TARAF OLSUN.

  2. Yıldız Tek Gamlı
    • 28/03/2024

    Ölmeseydiniz iyiydi... Bir kanser savaşçısı olarak son nefesime kadar yenilgiyi kabul etmiyorum

  3. Gülizar Bozkurt
    • 23/03/2024

    Ya ne kadar etkileyici bir yazı

  4. Menekşe
    • 23/03/2024

    Bazen hayvanlar insanlardan daha duyarlı, içsel bir yazı olmuş. Tebrik ederim. Keyifle okudum.

  5. Fatih
    • 22/03/2024

    Hayvanlar bazı insanlardan daha duyarlı

  6. Nadire
    • 22/03/2024

    Gerçekten çok güzel olmuş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dilek NAZLIOĞLU

Dilek Nazlıoğlu ben. Yüksek okul mezunu (Turizm Seyahat İşletmeciliği) 1981 doğumluyum. Ailemle birlikte Manavgat’ta yaşıyorum. Çocukluğumdan bu yana şiir, hikâye ve roman yazıyorum. Manavgat’ta insan kaynakları müdürü olarak çalışmaktayım. Yazmak hep köşede hep kıyıda beni bekledi ve içimdeki yazma tutkusu bunlara rağmen asla bitmedi. Bazı insanlar bunalınca içer, gezer, dans eder, dışarıya çıkar hava alır. Ben hep yazmayı tercih ettim. Kimi zaman yaktım, kimi zaman yırtıp attım, kimi zaman kendim için öyle acımasız cümleler kurdum ki aylarca tekrar kötü yazarım diye elime kalem dahi alamadım. Geçen zamanda hamdım, piştim, olgunlaştım. 2021 yılında “Derin Kuyu” romanımı, 2022 yılında “Odunların Gücü Adına” hikâye kitabımı 2023 yılında Karnımdaki Viski Şişesi romanımı yayınladım.