TERAS BAKIŞI
- Yazar: Mevlüt Güler
- 3 Mart 2025
- 24 kez okundu

TERAS BAKIŞI
Kadim Kasabanın en hakim noktasındaydı, diğer bir ifade ile kuş bakışı görünüyordu her yer, en ücra köşe. Baktı ta uzaklara, vadinin orta yerinden başlayarak, gözünün görebildiği, zeytin ağaçlarının üstünden.
Bir ara gözü ilişti; eskilerin dediğine göre, çok ama çok eski yani yaşlı olan zeytin ağacına. Geçen yıllar katıldığı, başka bir zeytin diyarında, bir zeytin derneğinin düzenlediği yarışma geldi, gülümsedi, hoşuna gitmişti, aldığı ödül.
“Neymiş bu ödül?”dediğinizi duyar gibiyim, söylersem, siz de gülersiniz. Hadi güldüreyim sizi; her ne kadar ”en büyük acılar, kahkahaların ardında gizlidir” deseler de, olsun, sonuçta herkes ölüyor nasılsa.
Kazandığı ödül; taştan, bildiğiniz taşa oyulmuş, zeytin ve zeytin dalı ile tabii ki zeytin yağı, hakikisinden, soğuk sıkım ecnebi tabiri ile, original ve de naturel. Zeytin derneğinin ödülü herhalde bundan başkası olmayacaktı, değil mi?
Seyir Kafe’nin garsonunun, canlı bir sesle:
“ Evvvett çay isteyen, tavşan kanı bunlar” narası uyandırmıştı onu. Elini çaya uzatırken, içindeki ile konuştu:
“ Ne gülüyorsun oğlum! Kendi kendine gülene, ne derler”
İçindeki öbürü, yani ikinci O:
“ Deli… deli”
Garson verilecek paranın derdindeydi sadece:
“ Evet abi! Ücretler peşin” dedi, yeleğinin küçük cebinden çıkardığı liraları uzattı.
Garson, bir çırpıda kaptığı gibi liraları, kuşağındaki, orta göze indirirken, bir yandan da bağırdı:
“ Verilsin paralar, açılmasın aralar”
Bunu duyan Haşmet, peşinden:
“Sen de haklısın kardeş; bu dünyada bir deliler bir de veliler yaşarmış”
Çok kısık sesle de söylese, duyulması gerekeni, duyurmuşlardı, ani bir manevra ile döndü
Çaycı:
“ Abi deli işi beni aşar şimdilik de veliyi nasıl bulacağız, sen onu söyle?”
Haşmet, tongaya basmıştı bir kere, cevap vermemek olmazdı, o da verecekti kendince:
“ Kardeş! Ne demişler; arayanlar bulamaz, bulanlar da arayanlardır”
Çaycı, sürgün yemiş gibi baktı, baktı ve:
“ Hep arayış içerisindeyiz be abi!”
Haşmet gülümsedi yine güleç yüzlü biriydi zati, dedi ki:
“ Zaten onlar bulunmaz, bulurlar”
Çaycının sesi yankılandı Seyir Kafesi’nin terasında:
“ Yaşar gideriz severek, hiç tanımadan ne garip”
Haşmet, Yunus’un garibe ağıdı ile bağladı:
“ Söyle garip bencileyin”
Mevlüt Güler
Genel Yayın Yönetmeni :Elif Ünal Yıldız
Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?