ÇOCUĞUN DÜNYASINDA BABA

ÇOCUĞUN DÜNYASINDA BABA

 

                                 ÇOCUĞUN DÜNYASINDA BABA

 

Çocuklar dünyaya geldikten sonra hem fiziksel bakıma hem de ruhsal desteğe ihtiyaç duyarlar. Bu destek, insanlığın başlangıcından bugüne annenin sorumluluğundadır. Çünkü emzirme, uyutma gibi temel ihtiyaçlar anneye bağlıdır.  İlk iki yıl da çocuk annesini kendi uzantısı olarak görür. Aralarında güçlü bir bağ vardır. Bu bağın ve şefkatin neticesinde hem fiziksel ihtiyaçlar karşılanır hem de ruhsal doyum sağlanırsa çocuklar gelecek yıllarda güçlü bir karaktere, sağlıklı bir ruh haline, aktif bir zihne sahip olurlar. Yakın bir geçmişe kadar anne-çocuk ilişkisi üzerine durulmuştu. Çocuğun dünyasında annenin önemi, annenin sorumlulukları araştırılmıştı. Fakat 0-2 yaş aralığında çocuğun dünyasında sadece annenin var olması gerektiği teorisi, babaları arka planda bıraktı. “Gölge etme, başka ihsan istemez,” düşüncesi babalığın serencamı oldu. Fakat bir çocuk için anne ne kadar önemliyse babanın varlığı ve ilgisi de bir o kadar önemlidir.

Allah’ın Rahim sıfatı (şefkat gösteren, koruyan, affeden) anneye verilirken, Rab sıfatı (düzen veren, terbiye eden, öğreten) babaya verilmiştir. Bu bağlamda baba, anneden farklı konumdadır; öğreticidir. Yaşamın getirdiği zorluklara karşı yavrusunu korumak, dayanıklı kılmak için ona yaşayışı ve duruşu ile rol model olur. Yaşama karşı çizgisi belli bir duruş kazandırır baba. İyilik ve güzellik kavramlarının işleyişine formül öğretir.

 

BABAYA ÖZLEM

Babalık, bir erkeğin yaşayacağı en kıymetli, en derin deneyimdir. Modern yaşamda kısa zamana kadar babanın görevi işe gitmek, para kazanmak, maddi ihtiyaçları karşılamak ile sınırlıydı. Evde de sert bir duruşla disiplin etme(!) sorumluluğu vardı. Baba, evdeki zirvesine ulaşılamayan bir dağdı. Aile imajı, baskın baba ve arkasında ona itaat eden anneden, çocuklardan oluşurdu. Babalar bir lider, gemiyi tek yöneten aile reisiydi. Hiyerarşik bir yapılanma söz konusuydu.

Babalar ulaşılmaz makamda olmasından dolayı evde silik bir görünüme sahipti. Bu durum çocuğun babaya özlemini artırdı. Çocuk onu arıyor, çevresinde baba varlığının eksikliğini hissediyor. Bir baba istiyor fakat bu varlığı bir “disiplin edici” değil,  “Yaşamına yön veren, tanık olan” bir profilde istiyor. Yaptığı seçimlerde kendisine yön verecek, anlam arayışlarında tecrübelerinden yararlanacağı bir tanık. Düşmek üzereyken tutunacağı sağlam bir dal, kararsız kaldığında onun hikayesinden kendi hikayesini yazacağı bir tanık. Gerçek bir baba. Bu sebeple baba ulaşılmaz makamından ailesinin seviyesine inmeli, ruhen eve dönmeli. Yuvalardaki baba açlığı son bulmalı.

Baba bir masal anlat bana türküsü, çocuğun dünyasından uzakta kalan babalara olan özlemi çok net ifade etmektedir. Çünkü baba, arkamızdaki en sağlam dağdır. Elimizi bırakmasını hiç istemeyiz. Babanın yokluğu çocuğun ruhuna en büyük yıkımdır. Bu yokluğu sadece vefat ile ilişkilendirmemek lazım. Beden olarak çocuğun yaşamında var olup ruhen uzak kalan babaların durumu da büyük bir yokluktur, kayıptır. Kalbinde babasını hissedememiş her çocuk, gelecek yıllarda ruhunda büyük boşluk hissedecektir. Ve bu boşluk bir karadelik misali tüm güzellikleri içine çekecektir. Çocuğun dünyası bomboş kalacaktır.

Fakat günümüzde yaşam şartlarının değişmesi, kadınların da iş hayatına atılması, çocuk gelişiminde daha ayrıntılı ve doğru teorilerin sunulması sebebiyle bu hiyerarşik düzen değişti. İkinci planda kalan ve ulaşılmaz makamda sevgi bağını görünmez tutan babalara ulaşılabilir sevgiye dayalı geniş sorumluluk alanı açıldı.

BABANIN ZEKA GELİŞİMİNDEKİ ROLÜ

Babanın yuvadaki varlığı çocukları bilişsel, sosyal, duygusal alanda geliştirir. Baba ile çocuk arasındaki kuvvetli bağın çocuğun okul yıllarındaki akademik başarısını olumlu etkilediği gözlemlenmiştir. Birlikte geçirilen keyifli zaman, etkinlikler, farklı deneyimler öğrenmeyi ve zeka gelişimini desteklemektedir. Birlikte filmler, belgeseller izlemek, kitap okumak, doğa gezileri yapmak, güce dayalı oyunlar oynamak, gösterdikleri çabayı övmek, keşfetmelerini sağlamak, günü konuşmak, sohbet ederken gözlerinin içine bakmak, duygularına saygı göstermek çocukları bilişsel yönde geliştirecektir.

BABA- ÇOCUK İLETİŞİMİ VE DUYGUSAL GELİŞİM

Çocuğun gelecekteki başarısı yalnızca akademik yeteneklerine bağlı değildir. Sosyal çevresi ile sağlıklı iletişim kurabilme yetisine de bağlıdır. Bu da ebeveynlerin sağlıklı iletişim atmosferi oluşturmasıyla ilişkilidir. Bozuk bir Türkçe ile iletişim ya da argo kelimelerin kullanıldığı bir konuşma, muhataba gösterilmeyen nezaket ve edep, çocuklara “sağlıklı iletişim” eğitimi vermeyecektir.

Sağlıklı iletişim, hem çocuklukta hem de yetişkinlikte ruhsal sorunlara karşı koruyucu bir etki oluşturur. Ebeveynlerin çocuklarına gösterdiği sevgi ve verdiği güven, çocuğu hayata karşı dik tutar. “Ben de bu tabloda varım, ben de değerliyim.” mesajını verir.

Ailesi tarafından kabul görülen, sevildiğini hisseden çocuk kendisini değerli hisseder. Özellikle babaların çocuklarıyla kurduğu eleştiriden uzak, destekleyici ve sağlıklı iletişim, benlik saygılarını geliştirir. Kendisine saygısı olan her birey de muhatabına gereken saygıyı gösterecektir. Bu sebeple babalar çocuklarının dış dünya ile kurdukları ilişkide bir köprü niteliği taşıdığını asla unutmamalı. Çünkü duygusal gelişimde en büyük rol babanındır. Ses tonundan, bakışlarından, sorunlara verdiği tepkilerden sözel iletişim olmasa dahi çocuk, ilk basamakta babasının iç dünyasındaki duyguları hisseder. İkinci basamakta kendi hissettiği duyguları nasıl dışa vuracağını öğrenir. Yaşamı bu doğrultuda şekillenir. Sorun çözme yetisi, öfke kontrolü, duygularını ifade edebilme becerilerini geliştirir.

Sosyal gelişimi destekleyen en temel madde çocuklarla oynanan oyunlardır. Çocuklar oyun ile öğrenir ve sosyalleşirler. Sosyalleşen çocuk güçlü ittifaklar kurar, işbirliği yapabilir. Kalp zekası yüksek olur. Kaliteli sosyalleşen çocuklar kurdukları sosyal ağlarla ileri zamanlarda büyük başarılar elde edebilirler.

BABANIN EVDEKİ SAYGINLIĞI

Babalar annelerin konumlandırdığı yerdedir. Bir kadının eşine babalık rolünde açtığı alan ne kadar geniş olursa baba çocuk arasındaki bağ o kadar sağlam olur. Aynı zamanda kadının eşine gösterdiği saygı, hissettirdiği sevgi, kurduğu iletişimin kalitesi ne derece yüksekse çocuğun babasına yaklaşımı da o oranda olur. Çocuğun sağlıklı gelişimi anne babasının arasındaki sevgi ve saygı bağından geçmektedir. Sağlıklı nesiller yetiştirmek, ancak sağlıklı eş olabilmeye bağlıdır.

Çocuğun dünyasında baba eşsiz bir güç, en eğlenceli oyun arkadaşı, en güvenilir koruyucu, büyük bir idol. Kadın “Annelik göreviyle” kodlanırken, erkeğin “Yardım eden bir baba” dar kalıbından çıkıp “Çocukların ruhuna temas eden, sorumluluk alan, eğlendirebilen, ulaşılabilen bilge güç” profiline geçmesi gerekmektedir. Çünkü çocuğu dünyası, babanın o dünyada var olmasıyla çiçeklenip güzelleşecektir; tüm yıkımlardan korunacaktır.

Sevgiyle kalın…

Bu metnin tamamı yazarına aittir.

 

RUMEYSA KAYA ODABAŞ

https://fisildayankalemler.org/author/rumeysaodabas/#google_vignette

YAZARIN KİTABINA ULAŞABİLİRSİNİZ:

https://www.kitapyurdu.com/kitap/gokbey-goklerde-her-gezegen-ozeldir/689997.html?srsltid=AfmBOoqF93AkEdsgDxpkb5SqahSbyT4uh-2y7EY2OeiA_K5DFdo91ul3

BİR ÖNCEKİ MAKALEMİ OKUDUNUZ MU?

https://fisildayankalemler.org/tukenmislik-hissi-ve-ebediyet/

 

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ

Editör/Redaktör: Hakan DİNÇAY

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Yorumlar (1)

    • 24/02/2025

    Ebeveynlerin okuması gereken bi yazı olmuş.kaleminize saglik

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Rümeysa KAYA ODABAŞ

14 Mayıs tarihinde dünyaya gelmiştir. İlahiyat mezunudur. Yedi yıl ücretli öğretmenlik yapmıştır. Beden Dili, hitabet, Diksiyon, Aile İçin İletişim, Çocuk Psikolojisi , Öğrenci Koçluğu, Özel Eğitim Öğretmenliği alanında eğitimleri vardır . Dil İşçileri Edebiyat Projesinde yer alıp mini hikayeler yazmaktadır. Çocuk kitapları yazma üzerine projeleri vardır .GÖKBEY GÖKLERDE-HER GEZEGEN ÖZELDİR kitabının yazarıdır. Evli ve bir çocuk annesidir.