Konu Sağlıksa
- Yazar: Nigar KAYA
- 5 Eylül 2024
- 53 kez okundu
Konu Sağlıksa
Bir sağlıkçı olarak acı ya da tatlı o kadar çok anı biriktiriyoruz ki… Bana en sık sorulan sorulardan biri şu; “Meslek hayatında yaşadıklarını kaleme almayı düşünmüyor musun?”Elbette düşünüyorum ama bir köşe yazısına bunları sığdırmam mümkün değil. Notlar halindeki anılarımı bir kitaba aktarmak istiyorum ama burada da bazı anılarımı paylaşmak istedim.
Sağlık camiası uzun yıllardır bir çatı altında olmaktan çıkarıldı. Önceden bütün sağlıkçılar bir çatı altındaydı ve sessiz bir rotasyon vardı. Hastanede çalışan sağlık ocaklarında ya da acil hemşiresi Ağız Diş Sağlığı’nda çalışabiliyordu. Şimdi yerinizden oynamanız birazcık zor.
Ben ise bir hemşire olarak, Aile Hekimliği’nde çalışıyorum. Bizim kuruluşumuzda ameliyatlar, acil müdahaleler yapılmıyor ancak bazen bizim de acil müdahale etmek zorunda kaldığımız vakalar olabiliyor.
Birinci basamak olarak ilk teşhis çok önemli ve bir kan tahlili sonucu bir hastalığı, kalp krizini ya da kanser taramalarında erken teşhis açısından çok önemli adımlardır.
İnsanlar sadece birinci basamağı ilaç yazdırılacak ya da rapor alınacak bir kurum gibi değerlendirse de doktorun dikkati, tecrübesi ve gösterdiği özenle birçok hayat kurtulmaktadır. Ne diyorduk? Erken teşhis hayat kurtarır. O yüzden bazen hastalanınca bazen hastalanmadan geldiğiniz sağlık kuruluşunu küçümsemeyin ve doktorunuzun dediklerini dikkate alın diyorum.
Biz hemşireler ise hastalarımızla artık neredeyse akraba boyutuna geçtik. Tabii bunun uzun süre çalışıyor olmamla da alakası var. Çocuklar enerjime enerji katarken ağrıdan gelen bir hastaya ilacının uygulanmasından sonraki rahatlaması muhteşem bir duygu. Her gün aldığımız duaların şükür ki haddi hesabı yok.
Bir nevi bakarsanız kutsal bir meslek olduğunu da söyleyebilirim. Anılarımı yazmamı istiyorlar buraya ne kadar anı sığar bilmem ama onlarla yaşadığım en tatlı diyalogların birkaçını sizinle paylaşmak isterim.
Mesela yeni doğum yapmış annelerin bebeklerinden topuk kanı alınırken döktüğü gözyaşları ve bebeklerine kırılacakmış gibi davranmaları, merhameti şefkati iliklerinize kadar hissettiriyor. Ağrısı sağ tarafında olan amcam ya da teyzemin enjeksiyonu “Aman kızım ağrı sağ tarafımda iğnemi oraya yap” demesi gülümsetiyor.
Aşıdan önce var gücüyle ağlayıp perişan olan, ortalığı ayağa kaldıran çocuğumuza aşı yaptıktan sonra “Aaa acımıyormuş ki !” demesi ya da şekeri verince aniden susmasından sonra derin bir nefes aldırıyor.
Evde bir başına yaşayan ve kimsesi olmayan dedemizin sohbet edecek kimsesi olmadığından, türlü bahaneler bulması veya her gün tansiyon ölçtürmeye gelmesi. Tansiyon ölçtüre ölçtüre eni sonu yüksek tansiyon hastası olması şaşırtıyor.
Her gün aynı saatte gelen zihinsel engelli kardeşimizin, aralıksız kalem ya da postit istemesi bıktırıyor. Anne babasının şefkatini abartan çocuğun kanını alırken canı yandığı için küfretmesi bizi sarsıyor. İlgi görmek için bayılan hastanın, yakınlarına haber verdiğimizde gözlerimize bakan teyzemizin gözündeki minnet bize huzur veriyor.
Hiçbir şey bilmeyen ama bizi soru yağmuruna tutup “ah ben bunu bilmiyordum, çok teşekkür ederim.” diyen gebemize öğretmek bizi yeterli hissettiriyor. Kim gelirse gelsin elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığımızı ve herkesin bizim için çok önemli olduğunu bilsinler yeter. Çünkü bir hastamızı kaybettiğimizde ailemizden birini kaybetmiş gibi üzüldüğümüzü sadece biz biliyoruz.
Her daim sağlıcakla ve huzurla kalın…
Nigar KAYA
Editör: Nigar Kaya
Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ
Yazarın Diğer Yazılarını Okudunuz mu?
Yüreği güzel kalemi güzel kendisi güzel harika insan kanatsız meleğim❤️🤲
Sağlıkçılar hastalarıyla gönül bağı kuruyor biz canımızı onlara emanet ediyoruz aslında bizler içinde cok kıymetliler.