𝑮𝒊𝒛𝒆𝒎𝒊𝒏 𝑷𝒆𝒓𝒅𝒆𝒔𝒊 𝑨𝒓𝒌𝒂𝒔ı
- Yazar: Havin EZO
- 28 Temmuz 2024
- 1.136 kez okundu
𝑮𝒊𝒛𝒆𝒎𝒊𝒏 𝑷𝒆𝒓𝒅𝒆𝒔𝒊 𝑨𝒓𝒌𝒂𝒔ı
Londra’nın sisli ve soğuk bir Kasım akşamında, Şairler Kulübü’nde sıcak bir akşam yemeği düzenleniyordu. Kulübün loş ışıkları, koyu renk ahşap mobilyalar ve duvarları süsleyen eski resimler, davetlilerin sohbetlerine gizemli bir hava katıyordu. İşte tam bu atmosferde, dedektif Eliza Hart, kulübün şeref konuğu olarak davet edilmişti. Eliza, zarafeti ve keskin zekasıyla Londra’nın en tanınmış özel dedektiflerinden biriydi.
Eliza, şarap kadehini yudumlarken, kulübün sahibi Lord Leonard Mortimer yanına geldi ve “Eliza, sizi burada görmek büyük bir onur,” dedi nazikçe. “Ama size bir itirafta bulunmalıyım. Bu daveti sadece keyifli bir akşam geçirme amacıyla yapmadım. Sizin özel yeteneklerinize ihtiyacımız var.” Eliza, Lord Mortimer’in yüzündeki ciddi ifadeyi görünce dikkat kesildi ve “Anlıyorum, Lord Mortimer. Nasıl yardımcı olabilirim?” dedi.” Bu akşam, buraya gelen davetliler arasında eski bir dostum ve iş ortağım, Sir Tom Henry var. Ancak kısa bir süre önce, Sir Henry’nin tehditler aldığını öğrendim. Bu tehditlerin ciddiyetini anlamam için burada olmanız gerektiğini düşündüm.”
Eliza, Lord Mortimer’in bahsettiği Sir Tom Henry’i gözleriyle aramaya başladı. Siyah takım elbisesi ve keskin bakışlarıyla hemen göze çarpıyordu. Eliza, Sir Tom Henry’ye doğru ilerlerken, gözlerinin kenarında bir şey yakaladı. Bir adam, Sir Tom Henry’ye doğru yaklaşırken elini ceketinin içine attı. Eliza’nın içgüdüleri hemen devreye girdi. Bir şeyler ters gidiyordu. “Sir Henry!” diye seslendi Eliza, adamın dikkatini dağıtarak. Sir Henry, Eliza’nın sesine döndü ve tam o anda adam ceketinden bir zarf çıkardı. Eliza rahatladı, ancak hala tetikteydi.
Cinayet Gecesi
Gece ilerledikçe, davetliler masalarına çekildi. Şairler Kulübü’nün büyük salonunda yemek servisi başlamıştı. Eliza, Sir Tom Henry’yi izlemeye devam etti. Ancak aniden salonun diğer ucundan bir çığlık duyuldu. Tüm gözler o yöne döndü. Bir kadın, yerde yatan bir bedeni işaret ediyordu. Eliza hemen harekete geçti. Yerde yatan kişinin Sir Tom Henry olduğunu görünce şok oldu. Hemen yanına çömeldi ve nabzını kontrol etti. Ne yazık ki, Sir Henry ölmüştü.
Eliza, vücudunu incelemeye başladı ve boynunda ince bir iğne izi buldu. Bu, zehirli bir enjeksiyonun işaretiydi. Polis çağrıldı ve salon güvenlik altına alındı. Eliza, Lord Leonard Mortimer’e döndü ve “Bu işi çözmek için biraz zamana ihtiyacım var.” dedi, kararlılıkla. Lord Mortimer başını sallayarak onayladı. Eliza, davetlileri teker teker sorgulamaya başladı. Herkesin bir açıklaması ve motive olabilecek bir nedeni vardı. Ancak, Eliza’nın dikkatini çeken bir şey vardı. Sir Henry ile son konuşan kişi, Lord Mortimer’in asistanı Verda Amelia ’dı. Amelia, sakindi ama gözlerindeki hafif bir telaş Eliza’nın gözünden kaçmadı.
Amelia’nın Sırrı
Eliza, Verda Amelia’yı özel bir odaya aldı. “Amelia, bana gerçeği söylemelisiniz. Sir Tom Henry neden öldürüldü?” diye sordu. Amelia, derin bir nefes aldı, gözlerinde bir hüzün belirdi. “Sir Henry, bana çok yakındı ama aynı zamanda büyük bir sırrı da vardı. O sırrı öğrendiğimde, hayatım tehlikeye girdi.” Eliza, Amelia’nın sözlerindeki gizemi çözmeye çalışırken, Amelia devam etti ; “Sir Henry, Leonard Mortimer’in karanlık işlerine bulaşmıştı. Bu işlerde pek çok masum insan zarar gördü. Bir gün, bu sırları ifşa etmekle tehdit ettiğinde, Mortimer onu susturmaya karar verdi.”
Eliza, Amelia’nın itirafını aldıktan sonra, Lord Leonard Mortimer’in ofisine geri döndü. Ancak ofise vardığında, Lord Mortimer’in kaçmak üzere olduğunu fark etti. Leonard Mortimer karanlık sokaklarda hızla ilerlerken Eliza da peşine düştü. Karanlık ve dar sokaklarda bir kovalamaca başladı. Eliza, Mortimer’in karanlıkta kaybolmasına izin vermemeye kararlıydı.
Sokak lambalarının altında gölgeler gibi hareket ederken, Mortimer’in bir binanın arka kapısından içeri girdiğini gördü. Eliza da hemen peşinden içeri daldı. Mortimer, köşede bir sandığın arkasına saklanmıştı. Eliza, silahını çekerek yavaşça ilerledi. “Mortimer, buradan kaçışın yok. Teslim ol!” dedi kararlılıkla. Mortimer, çaresizlik içinde silahını Eliza’ya doğrulttu. –“Beni asla yakalayamayacaksın, Eliza.” dedi. Ancak Eliza, hızlı bir hareketle silahını düşürdü ve Mortimer’i etkisiz hale getirdi.
Mortimer’i kelepçelerken, Amelia’nın söylediklerini düşündü. Bir şeyler eksikti. Amelia, Eliza’nın karşısına geçip, yüzünde karanlık bir gülümsemeyle “Lord Leonard Mortimer’i yakaladığın için seni tebrik ederim, Eliza,” dedi. Eliza, Amelia’nın gözlerine bakarak, “Ama senin gerçek rolünü anlamam uzun sürmedi, Amelia.” dedi. “Sir Henry’nin sırlarını öğrenen ve onu susturmaya karar veren sendin.” Amelia’nın yüzü soldu. “Ne demek istiyorsun?” diye fısıldadı. “Sen, Lord Mortimer’in tüm karanlık işlerini biliyordun. Sir Tom Henry’nin tehlikeli olabileceğini anladığında, onu ortadan kaldırmaya karar verdin. Ancak suçunu Lord Mortimer’in üzerine yıkmak istedin. İğneyi sen sapladın ve Mortimer’in kaçmasını sağladın, böylece suçun ona yıkılacağını düşündün.”
Amelia, gerçeğin ortaya çıktığını anladığında, gözleri öfkeyle doldu. “Evet, doğru.” diye itiraf etti. “Sir Henry, çok şey biliyordu ve Mortimer’in işlerini bitirebilirdi. Bu yüzden onu susturmak zorundaydım.” Eliza, Amelia’nın kelepçelenmesini izlerken, adaletin yerini bulduğunu hissetti. Amelia’nın karanlık planları ortaya çıkarılmıştı. Londra’nın sisli sokakları, bir dedektifin daha başarısına tanıklık etmişti. Eliza Hart, adaletin peşinde koşmaya devam edecekti. Bu gece, adaletin yerini bulması için büyük bir adım atılmıştı. Eliza’nın zekası ve cesareti, Londra’nın karanlık sokaklarına ışık tutmuştu.
—Havin Ezo
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
Editör: Ümmü Özçelik
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
https://www.instagram.com/havince/