Satılık Valelik

Satılık Valelik

Satılık Valelik

Ben Ümit… Bana “Vale Ümit” derler. 14 yıldır valelik yapıyorum ve işimde ustayım. “Valeliğin de ustalığı mı olur?” demeyin.

Öyle bir oluyor ki anlatsam şaşarsınız. Bir çok yerden ne teklifler, ne vaadler aldım ben bile şaştım. Ama bende ahde vefa önemlidir. Ben bu işe başladığımda 10 ve 12 yaşlarında iki kızım vardı. Eğitimleri, barınmaları derken iş bulamamak, evlatlarımın aç kalması beni de eşimi de çok üzdü. Şu söz hiç çıkmaz aklımdan “Bazı evlerde babalar hep unutkan, anneler ise hep toktur.” Çocuğum benden çikolata, oyuncak istediği zaman “Tamam kızım akşam işten gelirken alırım” diyordum ama iş yoktu ki! Dönüp dolaşıp eve gittiğimde, çocuklarım boynuma sarılıp “hani baba çikolata… hani baba oyuncak” dediklerinde büyük şaşkınlık ve utanma numarası ile “ahhhh be kızım unuttum! O kadar çok iş vardı ki evin yolunu anca buldum” diyordum.

İki kap yemek bulsak eşim “benim karnım tok siz yiyin, ben komşuda kısır yedim” gibi yalanlar söylerdi. Sonra karşıma şimdiki patronum çıktı. 14 yıl oldu hiç ayrılmadık. İyi kötü günde hep beraberdik. Patronun kötü günü mü olur? Demeyin. Onun ki ayrı dert! Alacaklıları ödeme yapmaz. Rakipleri rahat bırakmaz. Halk uygun fiyata (ucuz demiyorum) yemek yesin diye kampanya yaptığında işine taş koyanları bertaraf etmek benim ek işimdi. 14 yıldır kızlarıma oyuncak, çikolata dışında hemen her akşam yemek de götürebiliyor, kimse aç kalmıyordu.

Benim adım Ümit, ben bu hayatta umudumu hiç kaybetmedim. İşe başladığım ilk yıllarda, restauranta gelen lüks araçlara binip, sağlam yere park edince, emanet arabayı hiçbir yere çarpmadan getirip, tertemiz sahibine teslim edince dünyalar benim oluyordu.

Maaşımı hanıma veriyordum ama aldığım bahşişleri kimseye demiyor, kumbarama atıyordum. “Koskoca adam ne kumbarası” demeyin bahşişleri kızlarım için biriktirdim. Umut kumbarası.

Çocuklarım büyüyecek, okuyacak, yuva kuracaklar. Eee tabi nasipse dede de olacağım. Valelik kötü bir iş değil ama kızlarım da torunlarım da umut ediyorum daha güzel iş sahibi olacaklar. Ben kısa yoldan zengin de olabilirdim. Lüks arabalar içinde unutulmuş değerli eşyaları hemen sahibine verirdim. Onlar için çok da önemli olmasa da benim için büyük paralardı. “Biz unutmuştuk…nerede düşürdüğümüzü bile bilmiyorduk” gibi sözler söylerlerdi ama olsun haram bize gelmesin.

Benim umut kumbaram helalinden dolacak, bereketli olacak. Dedim ya valelik deyip geçmeyin bu işin kazası, belası da var. Ölümden döndüğüm anlar bile oldu.

Aracın çıkışını beklemeyip, üstüme sürenleri mi dersiniz, konvoy yapıp havaya ateş edenlerin mermisine maruz kalmak mı dersiniz neler neler gördü bu can. Ama ben usta valeyim. Bir kere kaval kemiğimin kırılması dışında yaralı bir durum olmadı.

Lüks araca çarpmasın diye araya girdim, araba bana çarptı. Lüks aracın sahibi beni hastaneye yetiştirdi. Ayağıma kadar alçıya aldılar. 40 gün iş kaybım oldu ama neyse ki araç sahibi de patronum da çok yardımcı oldular. Sonra bana hep “Araya girme, araya gitme Ümit” dediler.

Restaurantın bulunduğu bulvarda uçan kartal gibiyim. İşimi severek, canla, başla neşeyle yapıyorum. Kızlarım başarılı karnelerini bu bulvarda getirdiler bana. Yağmur altında sırılsıklam olduğum sömestr tatilinde herkes çocuğunu, eşini alıp yemeğe getirirlerken kızlarımda bana takdirli karnelerini getirdiğinde nedendir bilinmez çocuklarım ile bulvarda sanki davul çalıyor gibi oynamıştık. Hele bir de üniversite sınav sonucunu görmeliydiniz “Vale Ümit’in kızı eczacılığı kazanmış” dediler ya bir kabardım, bir gururlandım ki görmeliydiniz.

Restoran müdavimi müşterilerimiz benim neşeme dayanamayıp hep beraber bulvarda halaya durduk. Patronum davul zurna şarkısı açıp ortalığı inletti. Kolay mı yaa herkesin çocuğu dersanelere gider, kaç defa sınava girer yine yapamaz.

Benim akıllı kızım ilk girişte kazandı ama kazandığına sevinememişti “Baba üniversite çok masraflı” dediğin de “bizim paramız var, üzülme sen”demiştim, umut kumbaramızı açma vakti gelmişti.

6 yıl içinde topladığım paraya ben bile şaşmıştım. Hanım önce kızdı ama sonra hak verdi, takdir etti. Kızıma dedim “hemen senin adına banka hesabı açalım. Bütün parayı oraya yatıralım. Artık 18 yaşında oldun. Adına kredi kart da alırsın, kendi hesabını bil” kızım afalladı “Ama baba bu çok para, kardeşim de var” dedi. Aslan kızım benim. “Tamam işte senin hesabında dursun, ben ekleme yaparım. Sıra kardeşine geldiğinde ona da yardımcı olursun” dedim.

Bu zaman zarfında iki kızımı da karşıma alıp “Bakın gençisiniz, güzelsiniz, insansınız. Elbet gönlünüz birine kayar. Yeter ki bana baba ben bu adamı seviyorum deyin.” Dedim de damat adayı bile gelip bulvar üzerinde benimle tanıştı. Kızımı sevdiğini, ona çok iyi bakacağını söylerken “heyttttt sen kim oluyorsun da benim kızıma bakıyorsun” diye bağırdığımda kavga var sanıp, bütün çalışanlar yanıma koştu.

Damat adayı şaşkın, ne olduğunu anlamadı. Şimdi iki yıllık evliler. Düğün yemeği tabi ki restaurant da oldu. Havamı görmeliydiniz. Bulvarda yine halay çektik. Gözlerim doluyordu ama belli etmemeye çalışıyordum. Gurur da vardı, hüzün de, mutlulukta.

Ben Ümit. Yağmur, fırtınaya maruz kalmış, güneş yakmış kan ter içinde kalmış, kurşunlara hedef olmuş, arabalara kafa atmış Vale Ümit, bir kızı eczacı bir kızı öğretmen olmuş, asla babaları ile utanmamış, çektiğimiz tüm sıkıntılara rağmen güzel günlere ulaştık.

Karneydi, diplomaydı, damat filan derken yine o bulvar üzerinde, restaurant önünde torunumun kucağıma verilmesi en ama en güzeliydi. 14 yıllık kralığımın taçlanmış en güzel anıydı. Ömrüm yettikçe, son nefesime kadar buradayım. Sahibinden satılık vale görevi yoktur.

Satılık Valelik 

Azem CANER 

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ 

Etiketler:

#yaşam

Yorumlar (17)

  1. Emel çakır
    • 1/03/2024

    Kalemine yüreğine sağlık duygu dolu bir yazı olmuş

  2. Yıldız TEK GAMLI
    • 28/02/2024

    Bizim böyle "Ümit"lere ihtiyacımız var Bir ayakkabı boyacısı olacaksan bile dünyanın en iyi ayakkabı boyacısı olmalısınız derim tüm çocuklarıma... Harikasınız...

  3. IŞIL A.
    • 27/02/2024

    Hayattaki herkesin bir hikayesi olduğu gösteren harika bir yazı olmuş. Her cümlesi etkileyici ve insanda derin duygular uyandırıyor. Yazarın kalemine yüreğine sağlık:)

  4. IŞIL A.
    • 27/02/2024

    Hayattaki herkesin bir hikayesi olduğu gösteren harika bir yazı olmuş. Her cümlesi etkileyici ve insanda derin duygular uyandırıyor. Yazarın kalemine yüreğine sağlık:)

  5. Sevda
    • 25/02/2024

    Öncelikle yazı su gibi akıcı, okuduktan sonra sorguluyorsun.. her yönüyle ders verici.. Bir babanın dürüst, ahlaklı ve helal yoluyla evini geçindirmesi, eşinin büyük olgunluka çocuklarını ve evini idare etmesi.. Çocuklarının babasının mesleğini küçük görmeyip babası ile gurur duyması.. Aile bağlarının kuvvetli olması ve damlaya damlaya göl olur diyip çocukların geleceği için birikim yapması.. Şu yaşamış olduğumuz ülkemizin unutulmuş olan insanlığı yaşanmışlığı anlatan çok güzel bir yazı olmuş. Emeğine kalemine sağlık…

  6. Didem basık
    • 25/02/2024

    Şahane bir yanın olmuş duygu hüzün sevinç başarıyla başarı ama dokunuşlar Şahane eline emeğine sağlık arkadasim

  7. Dilek
    • 25/02/2024

    Hayallerin. Ve umutların bitmediğini anlatan hayattan bir kesit yüreğine kalemine sağlık. AZEM.C Vale ümit her daim mutlu ol.❤️

  8. Suzan Kuyumcu
    • 24/02/2024

    Her kesimden okuyucunun anlayabileceği anlatım dili. Anlam bütünlüğü de güzeldi. Kutluyorum sevgili arkadaşım ⚘

  9. Suzan Kuyumcu
    • 24/02/2024

    Her kesimden okuyucunun anlayabileceği anlatım dili. Anlam bütünlüğü de güzeldi. Kutluyorum sevgili arkadaşım ⚘

  10. Bekir SEVİK
    • 24/02/2024

    Helal olsun vale ümit, helal olsun Azem CANER 😊😊😊

  11. Tülay Çoban
    • 24/02/2024

    Ailesinin geçimini helal yoldan kazanan dürüst ,sevgi dolu bir baba ...Bu babaya layık evlatlar ..Tabii ki mutlu son...Emeğinize ,yüreğinize sağlık..

  12. Serpil
    • 24/02/2024

    Kaleminize sağlık👏👏👏👏

  13. Çetin çevirme
    • 24/02/2024

    Güzel bir yaşanmışlık.

  14. Nagihan Bıçak
    • 24/02/2024

    İçimizi ısıtan böyle umut dolu güzel yasanmisliklara ihtiyacımız var.kalemine yüreğime sağlık AzeM C..

  15. Nagihan Bıçak
    • 24/02/2024

    İçimizi ısıtan böyle umut dolu güzel yasanmisliklara ihtiyacımız var.kalemine yüreğime sağlık AzeM C..

  16. Nurdan Çetin
    • 24/02/2024

    Okurkun çok çok duygulandım. Yüreğine sağlık, kalemine sağlık güzel kadın☺️ İnsan yaptığı hiçbir işle utanmamalı. Utananlar utansın diyorum. Allah razı olsun

  17. Ali
    • 24/02/2024

    Böyle emek ve sonu krallarin bile kiskanacagi güzel bir son.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Azem CANER

2007 yılında blog yazarlığına başladım. Önce Av. Ege Bağatur'un yanında iş hayatına başlayıp 5 yıl katipliğini yaparken dava dosyalarından hayatları, olayları izleyerek kaleme alarak yazın hayatına başladı. 2007 yılında blog yazarlığına başladı. Hayatı, insanları, doğayı, hayvanları yazarak çok yönlü edebiyat hayatına devam etti. Blog yazılarını 'Toparla Duygum Ders Hayat Bilgisi" ve blog şiirlerini "Ay Şahit Kalbime" adlı kitaplarında toplayarak basılı edebiyat dünyasına geçerek kitaplı yazar oldu. Kozadaki Kadın kahramanı ile dört seri roman yazarak yalnız, şiddet gören, mağdur, zorda kalan kadınların sesi olmaya çalıştı. Halen 6 kitabı var ve hiç durmadan yazmaya devam ediyor. Basılı eserleri: Ay Şahit Kalbime (şiir) Toparla Duygum Ders Hayat Bilgisi (deneme) Kozadaki Kadının Can'ı (roman) Kozadaki Kadının Hayal’i (roman) Kozadaki Kadının Ada'sı (roman) Kozadaki Kadın Can&Ada (roman/final)