ROMAN KARAKTERLERİ

ROMAN KARAKTERLERİ

ROMAN KARAKTERLERİ

Roman yazarının, hayal gücünü ve yazma yeteneğini kullanarak gerçeğe benzer şekilde ortaya çıkardığı eserde başlıca ilgi odağı kişidir, çünkü eserdeki diğer öğeler kişi unsuruyla bir anlam ve işlev kazanırlar. Gerçek dünyada yani gündelik hayatta iletişim ve etkileşim ağı nasıl sadece insanlar için kurulmuşsa, bu romanda da aynı şekilde olmalıdır.

Romanın amacı, kurmaca da olsa gerçek dünyayı yansıtmak olmalıdır. İnsanı en güçlü şekilde anlatma amacı taşıyan roman türünün, doğuşundan bugüne kadar geçen süre içerisinde insan değişik konumlarda değerlendirilmiştir. Kişi, olayın canlandırılması ve okuyucunun anlatı dünyasına çekilmesi açısından oldukça önemli bir elemandır, ayrıca yazarın romandaki temsilcisidir.

Kişi, olayları canlandırmak için kullanılan, hikâyeyi sürükleyici yapacak ve okuyucunun ilgisini çekecek en önemli unsur olduğundan, özenle seçilmeli ve inandırıcı niteliklere sahip olmalıdır. Kişiye, beşeri bir yapı kazandırılarak anlatılmasına ise karakterizasyon denir. Yani canlandırılmak istenen kişiye bedensel ve ruhsal bir yapı kazandırılarak karakterize edilir.

Yazarın bu karakterize etme işlemi iki yolla olur. Birincisi açıklama yöntemi, ikincisi ise dramatik yöntemdir. Açıklama yönteminde, yazar anlatmak istediği kişi ile ilgili bilgileri kendisi verir. Dramatik yöntemde ise kişi, davranış düşünce ve duygularıyla kendini ortaya koyar. Yazar, karakterize etmede bu yöntemlerden herhangi birini kullandığı gibi istediğinde her iki yöntemi de kullanabilir.

Goethe’nin Genç Werther’in Acıları isimli romanından aktaracağım şu bölümler yazarın açıklamalarıyla gerçekleştirilen karakterizasyon uygulamasının tipik bir örneğidir.

“Birkaç gün önce V. adında: oldukça mutlu bir yüz ifadesi olan açık yürekli bir gençle tanıştım. Akademiyi henüz bitirmiş; akıllı, bilge olduğunu düşünmüyor, fakat başkalarından daha fazlasını bildiğine inanıyor. Birçok şeyden çıkardığım kadarıyla çalışkanmış da: kısacası çok hoş bilgilere sahip.”
(J.W.Goethe, Genç Werther’in Acıları, 2004: s.32)

Yukarıda verdiğim örnekte yer alan bilgiler anlatıcıya aittir. Böyle uygulamalarda kişiyle ilgili bilgiler topluca sunulur ve romanın daha sonraki bölümlerinde bu kişiyle ilgili bilgilerin okuyucunun zihninde pekişmesi sağlanır.

Açıklama yöntemiyle gerçekleştirilen karakterizasyon uygulaması zamanla verini dramatik yönteme bırakmıştır. Açıklama yönteminde bilgiler somut ve topluca verildiğinden okuyucunun anlatılan karaktere bir anda ve derinlemesine tanıması sağlanır.

Dramatik yöntemde ise bu mümkün değildir. Okuyucu, kişiyi roman genelinde verilen ipuçları ve bilgilerle tanımak zorundadır. Klasik romanla modern roman arasında kişileri tanımada farklar vardır. Klasik romanda, önce kişinin kim olduğu öğrenilir daha sonra öğrenilen bilgilerin doğru olup olmadığı anlaşılır. Modem romanda ise, kişi oldukça iyi tanıtılır hatta bazen bu tanıma işi romanın son sayfasına kadar da sürebilir.

Roman yazarı eserinde yer alan kişileri özenle seçmelidir ve kişileri gerçek bir portreyle okuyucunun karşısına çıkarmalıdır. Anlatı adı verilen yapıyı kişiler sistemi oluşturmaktadır. Yazar bu sistemi biçimlendirirken dış dünyayı esas alır ve farklı yapılardaki kişilerin benzerlerini eserine yerleştirir. Bunu yaparken de roman sanatının imkânlarından olan karakterizasyon imkânından yararlanır.

Okuyucu da karakterleri tanıma aşamasında şu üç yolu dener:
1) kahramanı yazar tanıtır
2) kahraman kendi kendisini tanıtır
3) kahraman diğer roman kahramanları tarafından tanıtılır

Kahramanın kendi kendini tanıtmasında başvurulan bir yol da anı veya mektup yöntemidir. Bu yöntemler kişinin kendisi hakkında bilgi vermesine oldukça uygundur. Mektup yönteminde kişisel duygu ve düşünceler aracısız yansıtıldığından okuyucuda daha inandırıcı bir etki bırakır. Goethe’nin bu romanı da mektup tarzında yazılmış bir eser olduğundan romanın hem başkahramanı hem de anlatıcısı konumunda bulunan Werther hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşılabilir.

Kahramanın bir başka kahraman tarafından tanıtılması da önemlidir. Roman ben anlatıcı tarafından sunuluyorsa doğal olarak kahramanın tanıtımı yine bu anlatıcı aracılığıyla gerçekleşir. Yine bu uygulamanın da en güzel örneği incelediğimiz bu eserdir. Roman kahramanı Werther’in bakış açısından diğer kahramanlar tanıtılır.

Toplumsal hayatta duyuş, davranış, düşünüş ve eylem bakımından diğer insanlardan farklı olan kişilere tip adı verilir. Bu kişiler toplumsal kimliğiyle temsili bir nitelik taşır. Tip kendinin dışında kalan değerlen temsilcisidir. Romanda yer alan tip adı verilen romanın diğer kahramanlarından farklıdır. Çünkü o yazarın yeteneğinin bir ürünü değil, sosyal ve tarihsel koşulların belirlediği bir şahsiyettir.

Toplumsal ve psikolojik tiplerin belirli zamanlarda kabul görmesi toplumsal ve kültürel şartlara bağlıdır. Özetle tip; roman sanatının bir gerçeğidir. Tip’in ortaya çıkmasında tarihsel şartların da etkisi olduğundan tip, roman yazan tarafından tarihsel ve toplumsal sorunları açıklamak ve yorumlamak amacıyla ortaya çıkarılır. Bir tip’in çevresinde bulunan dünyayı araştırmak, inceleyip eleştirmek okuyucunun tarihe bakış açısına katkısı olabilir.

Tip, yazarın hayat hakkında söylemek istediği şeyleri taşıyacak bir araç konumundadır.

İbrahim ATİK 

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İbrahim ATİK

1990 yılında İzmir’de doğdu. İlk, orta ve Lise eğitimini doğduğu şehirde tamamladıktan sonra Üniversite eğitimini sırasıyla ilk önce Bosna Hersek’in Sarajevo şehrindeki International University of Sarajevo’da daha sonra Cumhuriyet Üniversitesi’nde ve Çift Semester olarak Erasmus için gittiği Almanya’nın Düsseldorf şehrindeki Heinrich Heine Universität‘de tamamladı. Aktif olarak yazarlığın yanı sıra Öğretmen ve Yeminli Tercümanlık yapmaktadır. Şuan yeni kitabı üzerine çalışmalarını sürdüren yazar, İzmir’in Karşıyaka ilçesinde yaşamaktadır.