MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ

   Mevlana…

Hz. Mevlana’nın 17 Aralık 1273’te vefat etmesinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra Selçuklu Sarayı’ndan Alameddin Kayser ile Selçuklu Emiri Süleyman Pervane’nin karısı Gürcü Hatun tarafından Tebrizli Bedreddin’e bir türbe yaptırılmıştır. Hz. Mevlana’nın türbesi etrafında gelişen Mevlana Dergahı’na Osmanlı Padişahlarından Yavuz Sultan Selin Şadırvan, 2. Selim Semahane ve Mescid, 3. Murad Derviş Hücreleri ve Matbahı yaptırmıştır. Selsebil, Şeb-i Arus Havuzu gibi su yapıları ile avlusunda Hürrem Paşa, Hasan Paşa, Fatma Hatun, Sinan Paşa, Mehmed Bey Türbeleri bulunmaktadır. 

   Dört fil ayağı üzerinde yükselen türbenin üç tarafı açık, üst örtüsü dıştan dilimli olup çinlilerle kaplıdır. Türbe içten alçı üzerine kalem işi süslemelerle bezenmiştir.

Sultan Veled

 Hz. Mevlana’nın öğretileri üzerine kurulan Mevleviliği müesseseleştiren Bahaeddin Sultan Veled, 25 Nisan 1226’da Karaman’da dünyaya gelmiştir. Babası Mevlana Celaleddin Rumi; annesi, Semerkandlı Şeyh Şerefüddin’in kızı Gevher Hatun’dur. Mevlana çok sevdiği oğluna “Sultanül- Ulema” (Alimler Sultanı) olarak anılan babasının adını vermiştir.

Hz. Mevlana oğluna buyurdu ki:

 “Ey oğlum Sultan Veled! Benim dünyaya gelmemin sebebi, senin dünyaya gelmen içindir. Kalbim marifetler, Allahu tealanın zatı ve sıfatlarıyla ilgili bilgilerle doludur. Bu bilgilerin cümlesini sana öğretmekle vazifeliyim”

Mevlevi Kıyafetleri

Sikke (Külah)

Yekpare dövme keçeden iki kat yapılan, devetüyü renginde, nadiren beyaz ve şeker renk uzun başlık. Mevleviler için Külah, mezar taşını temsil etmekte olup dünyayı terkin ve fakrın bir sembolüdür. 

Arakiyye

 Beyaz yün veya tiftikten yapılan, geceleri sikkenin yerine giyilen; ayrıca henüz sikke giymeye mezun olmayan dergah canlarının giydiği külahtır.

Hırka

 Kalın kumaştan yapılan ve yaz kış giyilen yakasız, kollu giysi, cübbe. Şeyhin huzuruna, mescide, meydana, semahaneye hırka ile girilir. 

Elifi Nemed

Bele sarılan, 4-5 parmak genişliğinde yünden yapılmış ucu sivri ve uzun kuşak. Tarikate girilirken(ikrar verilirken) mürşid tarafından nevniyazın beline sarılır.

Tennure

Mevlevi dervişlerinin giydikleri kolsuz, yakasız, önden göğse kadar v şeklinde açık, beli dar ve belden aşağıya doğru parçalı geniş eteği olan uzun elbisedir. Mevlevilerde sema tennuresinden başka siyah veya koyu kahverengi kumaştan yapılmış hizmet tennuresi de kullanılmıştır.

Destar

 Mevlevi şeyhlerinin sikkeleri üzerine sardıkları, 5-8 cm. eninde beyaz veya yeşil renk tülbentten özel şekilde dikilmiş uzun bir kurdeladır. Seyyid olan şeyhlerin yeşil destar, Seyyid olmayan şeyhlerin de beyaz destar sardıkları bilinmektedir. Çelebiler, destarı alttan sikke görülmeyecek biçimde sarmışlardır.

Destegül

 Tennurenin üzerine giyilen önü açık, yakasız, belsiz, hırkaya verilen addır. Ön etek ucunda dikili bulunan kaytan sema sırasında açılmaması için kuşağa sıkıştırılır.

Hücrenişın

 Derviş, kelimeyi meydana getiren “dal, ra, vav, ye,şın” harflerinin sembolize ettiği ” dünya, riya, varlık, yalan ve şehvet” ten kendini arındıran insandır. 

  Mevlevilikte bin bir günlük çile hizmetlerini tamamlayan dervişe ” dede ” unvanı verilerek bir hücre tahsis edilir. Hücreye yerleşen dedeye aynı zamanda ” hücrenişın” ve ” hücregüzın” de denir.

  Nevniyaz adı verilen derviş, matbah merkezli ayakçılık, abrızcilik, şerbetçilik, bulaşıkçılık, pazarcılık, somatçılık, kandilcilik, süpürgecilik gibi on sekiz farklı hizmeti tamamladıktan sonra, kendisine hizmetinin bittiği ve hücreye çıkacağı bildirilir. Nevniyaz o akşam abdestini alır, üzerindeki matbah tennuresini çıkarıp derviş elbisesini giyerek matbahta saka postuna oturur. Akşam yemeği matbahta yendikten sonra dua edilerek on sekiz budaklı şamdan uyandırılır, tarikatçı dede veya aşçı dedenin çektiği gülbang ile hazırlanan odaya götürülür., böylece nevniyaz, hücrenişın olur. 

  Hücre sahibi derviş, odasına yerleşir yerleşmez ilk üç gün zaruri ihtiyaçlar dışında hücreden, sonraki 18 gün de dergahtan dışarı çıkmamak kaydıyla hücre çilesine girer. Meydancı dede, hücre çilesini tamamlayan yeni dervişi şeyhe götürür, sikkesini tekbirletir. Nevniyaz bundan sonra ” Mevlevi Dedesi ” dir.   

Matbahında çille-keş bir can iken

Kıldı sahib- hücre Mevlana beni

Tahir

Ben mathabında çile çeken bir can iken

Hz. Mevlana sonunda beni hücre sahibi eyledi.

Hz. Mevlana’nın Vasiyeti

 “Ben size, gizli ve aleni, Allah’dan korkmanızı, az yemenizi, az uyumanızı, az konuşmanızı, günahlardan çekinmenizi, oruç tutmaya ve namaz kılmaya devam etmenizi, daima şehvetten kaçınmanızı, halkın eziyet ve cefasına dayanmanızı avam ve sefihlerle düşüp kalkmaktan uzak bulunmanızı, kerem sahibi olan salih kimselerle beraber olmanızı vaziyet ederim. 

İnsanların hayırlısı, insanlara faydası dokunandır. Sözün hayırlısı da az ve öz olanıdır. Hamd, yalnız tek olan Allah’a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun.”

Mevlana Celaleddin-i Rumi

Yorumlar (8)

  1. Gizem
    • 18/01/2024

    Bilgilendirici ve güzel yazı için çok teşekkürler... Kaleminize, yüreğinize sağlık.

  2. Mehmet Ünal
    • 14/01/2024

    Çok teşekkür ederiz hocam kalmine sağlık

  3. Elif Ünal Yıldız
    • 18/12/2023

    Çok teşekkür ediyorum

  4. Elif Ünal Yıldız
    • 18/12/2023

    Çok teşekkür ediyorum

  5. Elif Ünal Yıldız
    • 18/12/2023

    Çok teşekkür ediyorum

  6. Furkan DİKER
    • 18/12/2023

    Kaleminize sağlık Elif hocam. Bilgilendirici çok güzel bir makale.

  7. Yıldız Tek Gamlı
    • 18/12/2023

    Mevlevilik ile ilgili çok bilgilendirici bir yazı olmuş Oğlu Alaaddin olmasaydı dergah ne kadar korunurdu bununda farkedilmesi için güzel bir anlatım emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık hocam

  8. Zeynep
    • 15/12/2023

    Çok güzel bir yazı olmuş kalemine yüreğine sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elif Ünal Yıldız

fisildayankalemler.org online gazetesinin Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmenidir.Aynı zamanda Fısıldayan Kalemler Yazarlık Atölyesi Kapsamında Yazarlık Eğitimi vermektedir. Makale ve köşe yazarlığı yapmaktadır ve Alaska yayınlarında Yayın koordinatörüdür. 1986 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Ankara'da ikamet etmektedir.. Kamu Yönetimi mezunudur.. UMUDA YOLCULUK adında 2. Baskı yayında olan bir roman kitabı vardır. Şuanda ikinci romanına hazırlanmaktadır.