Geleceğin Tohumları

Geleceğin Tohumları

Geleceğin Tohumları

 TDK’nın tanımına göre çocuk: Henüz yetişkin olmayan insan yavrusu anlamına gelir. Diğer anlamları şu şekilde sıralanabilir. Yetişkin olmasına rağmen sözleri ya da davranışları yeterince olgunlaşmamış olan, toy.” demektir.

Tanımda da belirtildiği gibi çocuk; toy, henüz büyümeyen zamanla dünyayı tanıyan ve gelişmekte olan aynı zamanda evlat demektedir. Tıpkı bir fidan gibi onu ekersin ve zamanla o fidanı sular, ilgilenirsen, korursan, zarar vermezsen o fidan, ağaç olur ve güzel bir meyve verir. Hoş kokulu çiçekler yeşerir.

Sadece bize de değil dünyanın ve insanlığın geleceğine büyük bir katkı sağlar. Ama o fidanla ilgilenmez ve sulamazsan, hor görürsen boynu bükülür, meyve vermek şurada dursun, yaprakları dökülür ve öylece solar gider.

Çocuk da tıpkı bir fidan gibidir. Onunla ilgilenmemiz, onu anlamamız onun gözünden dünyaya bakabilmemiz lazım. Bizler onları hor görüyoruz. Biz onları anlamaya çalışmazken onların o küçücük bedenleriyle bizleri anlayabilmesini bekliyoruz. Yetişkin bir birey olarak hiçbir şeye tahammül gösteremezken çocuklardan sabır bekliyoruz.

Biz onlara bu cihetleri göstermezsek, öğretmezsek onlar bunu nereden bilebilir, nasıl öğrenebilir?
Anne ve babalar siz çocuklarınızın öğretmenlerisiniz, çocukların ilk örnek aldığı kişilersiniz. Onlara sözlerden çok hareketleriniz daha çok etki eder.

En ufak bir mimiğinizi bile çabucak kavrayabilirler. Bu nedenle onlara karşı olan hâl ve tavırlarımıza çok dikkat etmeliyiz. Sizler sadece bir evlat değil aynı zamanda geleceği yetiştiriyorsunuz.

Evet anne babaların evlatları üzerinde hakları vardır fakat aynı zamanda evlatların da anne babaların üzerlerinde hakları vardır. Evet çocuğa bakmakla, ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Fakat sadece maddi değil manevî yönden de ilgilenmesi gerekmektedir. Karnını doyurayım, barınma, giyim kuşam gibi ihtiyaçlarını karşılayayım demekle olmaz. Onu dinlemelisiniz, duygusal anlamda bir bağ kurmalısınız.

Hatta çocuklar arasında birbirini örnek gösterme (kıyas) yapılmasını da asla doğru bulmuyorum. Çünkü bu çocuğun körelmesine ve özgüvenini kaybetmesine, kendini işe yaramaz hissetmesine neden olur.
Ebu Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre, Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu:

“İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat.”

Biz öldükten sonra amel defterimiz kapanır fakat dünyaya hayırlı bir evlat bıraktığımızda amel defterimiz kapanmaz. Çocuğumuzun yaptığı iyilikler bizim amel defterimize de yazılır.

Bu nedenle çocuklarımızı güzel ve özenle yetiştirmeliyiz. Onlara öğrettiğimiz ve öğretemediğimiz değerler çok önemlidir.

Çocuklar bizim ve hepimizin geleceğinin en önemli parçası. Bizler bir nesil yetiştiriyoruz. Lütfen onları dinleyelim önemseyelim. Şimdi kalkıp  çocuğunuzun yanına gitmeli, onu karşınıza alıp ve tüm samimiyetinizle onu dinleyin ve onunla konuşun. Göreceksiniz, bu size çok güzel bir şekilde geri dönecektir.

Tutku Batmaz

Editör: Nigar KAYA

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILFDIZ

Yazarın Diğer Yazılarını Okudunuz mu?

Teknoloji Ve Medya

Yorumlar (4)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 25/01/2025

    Gayet güzel bir yazı olmuş ❤️ Çocukların özgürce yaşadığı, eşit haklara sahip olduğu mutlu bir dünyada yaşamaları dileğimle...

    • 23/01/2025

    Kalemine sağlık güzel yazarım.🧿

  2. Hanife gökce
    • 23/01/2025

    Kalemine sağlık Tutku, yazınla aslında her yetişkinin önceden çocuk olduğunu ve buna dayanarak onlarla empati kurabileceğini hem kaleme almış hemde güzel bir örneği olmuşsun, anne olmadan bir çocuğa nasıl yaklaşılmalı ve onların ruh halindeki safiyaneliğe zarar vermeden meshuliyet duymalıyızı anlatmışsın.

  3. Çok güzel anlatmışsınız, tebrik ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tutku BATMAZ

08.07.2000 Çankırı doğumluyum. Üç kardeşli ailenin ortanca çocuğuyum. İlk-Orta ve Lise eğitimimi Çankırı’da gördüm. Eğitimimi tamamladıktan sonra Kız Kur’an kursuna hafızlık eğitimime başladım. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın on sekiz yaş üzeri kuran okuma yarışmasında Çankırı birincisi oldum. Dört yıllık eğitim sonunda 2022 Mart ayında hafızlık eğitimimi tamamladım. Şu anda Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde okuyorum. Katıldığım çoğu hikâye, şiir, makale gibi yarışmalarda derecelere girdim. Bazı dergilerde yazılarım yayınlanmıştır. Şu anda İlimizde bulunan, Kız Kur'an kursunda eğitmen olarak görev yapıyorum. Boş zamanlarımda hafızlık tekrarı yapıyor kitap okuyorum. Hafızlık süresinde bile yazmaya devam ettim. Şiir okumayı severim. Kitaplardan da, biyografi tarzı romanlar ilgi alanımdadır. Aynı zamanda bir şeyler kaleme almak benim için bir tutku olmuştur. Hali hazırda yazdığım kitabım yayımlanma aşamasındadır. İnsanlara faydalı bir kitap olması dileğiyle.