KISIR DÖNGÜDEKİ İNSANLIK
- Yazar: Doğan KARAAĞAÇ
- 30 Ocak 2024
- 63 kez okundu
Bugünkü yazımda sizlerle öz olarak çok da fazla değişmeyen türümüzün ana davranış kalıplarından biri olan kan bağı üzerinden süren etkili olmayı konuşmak istiyorum.
Belirgin olarak Sümerlerle başlayan dinsel- siyasal gücün atadan oğula intikali hususu, beş bin yıl geçmiş olmasına rağmen kılık ve biçim değiştirerek devam eden bir davranış kalıbı olarak sürmektedir.
İnsanlık zaman zaman demokrasi deneyimleri ile bu davranış kalıbını aşmaya çalışsa da başarılı olamamıştır.
Örneğin Amerika’da George Bush’un siyasal mirasının oğlu olan George W. Bush’ta gerçekleşmesi…
Küba’da Fidel Kastro’nun ardınca kardeşi Raul Kastro’nun dümene geçmesi…
Haydar Aliyev’ in yerine oğul İlhan Aliyev’in geçmesi…
Arap dünyasındaki krallıkların babadan oğula geçmesi…
Sembolik kalmış olsalar da Batı Avrupa ağırlıklı ( İngiltere, Belçika, İspanya vb.) krallıkların babadan oğula geçiyor olması…
Kuzey Kore’de Kim il. Sungun siyasal mirasının oğlu Kim il Yung’ da gerçekleşmesi…vb. gibi
Şeyh ölünce oğullarından biri posta oturur.
Padişah ölünce oğlu tahta geçer. Oğlu yoksa eşi kraliçe olarak tahta geçerdi.
Tabii halen geçmekte.
Peki günümüzde ve özellikle ülkemizde de öz olarak bu davranış kalıbında değişen bir şey var mı?
Parti lideri vefat edince oğullar veliaht olarak partinin başına geçmekte midir?
Birçok yaşayan örneği sayabiliriz.
Ya da eşler ön plana çıkıp rol almakta mıdır?
Evet. Almaktadır.
Bu duruma baktığımızda bir gariplik yok mu acaba?
Sümer rahip- kent devletlerinden bu yana beş bin yıldan fazla bir zaman geçti.
İnsanlık çok yol aldı.
Son 500 yılda bilimsel devrimler çağını yaşamakta olan insanlık pek çok eski davranış kalıbında olduğu gibi bu konuda da neden ısrarcı olmaktadır?
Babadan oğula, kocadan eşe erk ve itibar aktarımı hususu aşılması gereken geri bir davranış kalıbıdır.
Tıpkı babadan evlatlara geçen maddi ve manevi miras gibi siyasal alanda etki ve erkin sürgit soy ve kan bağı üzerinden devam etmesi garip, tuhaf ve insanlığın gelişim seyri ile çelişen bir durumdur.
Bu durum türümüzün gelişim seyrinin çok ama çok ağır olduğunu, birey olma sürecinin henüz eşiğine adım atılamadığını göstermesi bakımından da ayrıca önemlidir.
Yeni yazılarda buluşmak dileğiyle…
Doğan Karaağaç
29 Ocak 2024
Editör: Nigar KAYA
Baş Editör: Dr. Sibel ÇELİKEL
Hocam uygarlık dediğimiz kavramda uygar olmayışımızın sembolüdür bu atadan oğula geçiş... Kesinlikle aşmamız hak edene hak ettiğini vermemiz gerekiyor. Medet ummak deyimi de günümüze gayet iyi uyuyor