KILIÇ ARSLAN’IN ZAFERİ

KILIÇ ARSLAN’IN ZAFERİ

KILIÇ ARSLAN’IN ZAFERİ

       Kıymetli Tarih Severler;

       Geçen hafta Sultan Kılıç Arslan’ın Haçlı sürülerini durdurmak için İznik ve Eskişehir’deki savaşlarından bahsetmiştik. Bu hafta Kılıç Arslan’ın Haçlılar’la mücadelesine devam ediyoruz.

Eskişehir’de kalabalık düşman ordusu karşısında çekilmek zorunda kalan Kılıç Arslan, Haçlılar ile bir meydan muharebesinin zorluğunu anlamıştı. Haçlılarla mücadelede taktik değiştirmeye karar verdi.

Bu olayın ardından Kılıç Arslan, kendilerinden çok fazla olan Haçlı ordularına karşı doğrudan savaşa tutuşmak yerine engelleme taktiği uygulamanın daha yararlı olacağına karar verdi. Bundan sonra Haçlılar’ın geçeceği yerlerdeki su kaynaklarını ve yiyecek maddelerinin bulunduğu yerleri tahrip ederek Haçlıları açlığa ve susuzluğa mahkum etmeyi düşünüyordu.

Böylece Haçlılar yorgun düşecek, küçük birlikler halindeki vur-kaç eylemleriyle düşmana zarar verilecekti.

EREĞLİ SAVAŞI

Sultan Kılıç Arslan, bu amaçlarına uygun olarak Konya’ya gelip şehirdeki su kaynaklarını tahrip etti. Kuyuları doldurdu. Yiyecek maddelerini de toplayıp halk ile birlikte dağlara çekildi. Konya’da hiçbir canlı bırakılmadı.

Haçlılar ise Eskişehir’de kazandıkları zaferden sonra bir süre dinlenip 4 Temmuz 1097’de yola çıktılar ancak bu kez tedbiri elden bırakmayıp tek bir ordu hâlinde hareket ettiler.

Emirdağ, Afyon ve Sultandağı üzerinden Akşehir’e, oradan da ağustos ortasında Konya’ya geldiler, fakat Konya boşaltılmıştı. Haçlılar yorgun, aç ve susuz kalmışlardı.

Meram’da bazı yiyecek ve su kaynaklarının tahrip edilmediğini gördüler. Birkaç gün burada kalıp dinlendiler. Keza başta Raymund ve Godefroi olmak üzere bazı komutanlar ve askerler hastalanmıştı.

Bir müddet dinlendikten sonra Ereğli’ye doğru yola çıkan Haçlılar’ı, burada bir sürpriz bekliyordu. Kılıç Arslan, Danişmend Gümüştegin Ahmet Gâzî ve Ebu’l-Gâzî Hasan ile orduları, Ereğli’de Haçlı ordusunu bekliyordu.

 Müttefik Türk ordusu, burada Haçlılar’a saldırdı. Burada yine iki taraf arasında şiddetli bir savaş meydana geldi. Fakat Bohemund’un yerinde müdahalesiyle Türkler çekilmek zorunda kalmıştı.

Ereğli’deki savaştan sonra müttefik Türk birlikleri dağılma kararı aldı. Danişmend Gâzî, Sivas’a dönerken Kılıç Arslan, Konya’ya çekildi. Kayseri Emiri Ebu’l-Gâzî ise Haçlılar’ın önünden Kayseri’ye gitti.

Bu saldırıyı da bertaraf eden Haçlılar burada iki kola ayrıldı. Boulogne Kontu Baudouin ile Bohemund’un yeğeni Kont Tankred, bir ordu ile güneye inerek Çukurova tarafına hareket ettiler. Ana ordu ise Kayseri’ye doğru yürüyüşünü sürdürdü.

Eylül ayında Kayseri’ye giren Haçlılar’a Ebu’l-Gâzî, tekrar saldırdı. Ancak gücü sınırlıydı. Büyük kayıplar vererek Aksaray ile Niğde arasındaki dağlık alana çekilmek zorunda kaldı.

Ebu’l-Gâzî Hasan, 1109 yılında Haçlılar ile girdiği savaş sonrasında, birlikleriyle yine bu dağa çekilecek ve burada şehit olacaktır. Bu tarihten sonra da Aksaray yakınlarındaki bu dağa ona ithafen Hasan Dağı denilecek ve hatırası yaşatılacaktır.

Haçlıların ana kuvveti, Kayseri’den sonra Göksun, Maraş ve Antep üzerinden Antakya’ya ulaştı.

Kılıç Arslan, Ereğli savaşından sonra Haçlılar’a saldırmaktan vazgeçmişti. Zaten Haçlılar da onun topraklarını terk etmeye başlamıştı. Sadece Haçlılar’ın ana ordusunun peşine küçük bir birlik takıp onları takip ettirdi.

Sultan, Haçlılar’ın Antakya önlerine geldiğini haber alınca Büyük Selçuklu Sultanı Berkyaruk’a Emir Buldacı ile bir mektup gönderdi.

Mektupta, “eşi ve iki oğlunu İznik’te esir bıraktığını, birçok şehrini onlara terk ettiğini, onları Antakya’ya kadar takip ettiğini, Antakya’yı savunmak üzere ordu gönderilmesini” istiyordu.

Kılıç Arslan, ayrıca Büyük Sultan ihtiyaç duyarsa ordusuyla Antakya’ya da geleceğini bildiriyordu. Sultan Kılıç Arslan’ın Haçlılar’ı durduramamasına ve Haçlılar’ın Antakya’ya kadar gelmesine Sultan Berkyaruk ve yanında bulunan Musul Emiri Kürboğa şaşırmıştı.

Haçlıların Anadolu harekâtından en çok şüphesiz Bizanslılar kazançlı çıkmıştı. İznik, İzmir, Denizli, Afyon, Konya, Kayseri, Maraş, Antep, Adana, Mersin, Tarsus gibi şehirler, Haçlılar tarafından Bizans’a teslim edilmişti. Bizans İmparatorluğu, bu yerlere valiler göndererek elinde tutmaya çalışacaktı.

Haçlılar ise Kudüs yürüyüşünü sürdürerek Urfa, Antakya ve Kudüs’te Haçlı devletçileri kuracaktı.

 

Muhabbetle…

Mustafa Cankurt

Editör: Mesude Bozkurt 

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

 

Kaynakça:

Altan, Ebru, Anadolu’da Haçlılara Karşı Savaş, Türkler-Cilt 6, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002.

Altan, Ebru, Haçlı Seferleri ve Anadolu: Türkiye Selçukluları Tarihinden Haçlı Seferlerinin Yeri ve Önemi, USAD, 2019.

Demirkent, Işın, Haçlılar, TDV İslam Ansiklopedisi.

Demirkent, Işın, Kılıçarslan I, TDV İslam Ansiklopedisi.

Demirkent, Işın, Türkiye Selçuklu Hükümdarı Sultan I. Kılıç Arslan, TTK Yayınları, Ankara, 2020.

Kesik, Muharrem, Selçukluların Haçlılarla İmtihanı, Timaş Yayınları, İstanbul, 2018.

Koca, Salim, Türkiye Selçukluları Tarihi, Berikan Yayınevi, Ankara, 2018.

Nicolle, David, Birinci Haçlı Seferi, Çev. L.Ece Sakar, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2010.

Runciman, Steven, Haçlı Seferleri Tarihi I, Çev. Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1986.

Tudebodus, Peter, Bir Tanığın Kaleminden Birinci Haçlı Seferi-Kudüs’e Yolculuk, Çev. Süleyman Genç, Kronik Yayınları, İstanbul, 2019.

Turan, Osman, Selçuklular Zamanında Türkiye, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2018.

https://fisildayankalemler.org/anadolunun-sanli-direnisi-ve-sultan-kilic-arslan/

https://fisildayankalemler.org/cengiz-han-ve-borte-ucin/

https://islamansiklopedisi.org.tr/kilicarslan-i

Yorumlar (1)

  1. Bekir SEVİK
    • 22/05/2024

    Bildiğim bir konuyu başka bir kalemden okumak çok keyifliydi Mustafa Hocam, kaleminize sağlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mustafa CANKURT

1978 yılında Aksaray'da doğdum. Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü ve Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmet Lisans bölümlerinden mezun oldum. Tokat Zile Devlet Hastanesinde Sosyal Hizmet Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Evliyim; Halil Furkan, Ömer Faruk ve Ayşe Naz isimlerinde üç çocuğum var. Okumaya düşkünüm, ortaokul yıllarından beri iyi bir okuyucuyum, özellikle tarih okuyucusuyum. 2020 yılı eylül ayında “Siyah Sancağın Gölgesinde-Celaleddîn Harzemşah” isimli “tarihi roman” formatında ilk kitabın çıktı.