İYİ ADAMDI HALİT

İYİ ADAMDI HALİT

İYİ ADAMDI HALİT

Çok içerdi Halit. İyi adamdı, tek zararı kendineydi. Eşimin içtiği alkolle tarla sulasaydık herhalde Afrika’daki susuzluğa çare bulunurdu. Her namaz sonrası el açıp dua etsem de bu durum değişmedi. Halit’in bana bir zararı olduğundan değil ama kendine verdiği hasar beni üzüyordu.

Bunca yıllık evliliğimizde ne beni ne de çocuklarımızı zor durumda bırakmadı. Ölümü de yine alkolün sebep olduğu hastalıklardan kaynaklandı. O kadar söylememe rağmen bırakamadı bu illeti. Kara toprak onu yutana kadar içmeye devam etti.

Şimdi onun bana hediye ettiği seccadede dua ederken yine aynı şey oldu. İkidir başıma gelen bu durum artık beni korkutmaya başlamıştı. Ya ben hastalanıyordum ya da vefat eden eşimin bir sıkıntısı vardı. Bana deli derler diye kimseye de anlatamıyordum gördüklerimi, çaresiz bekliyordum. Dua ediyor, Kuran okuyordum ama nafile hâlâ bu durum devam ediyordu.

Ramazan ayının ilk orucunu tuttuğum sabah kan ter içinde uyandım. Yine eşimin aldığı seccadede namaz kılarken sanki bir el seccadede beliriyor gibi oluyordu, sanki o kişi seccadenin içinde tutsaktı. Sanki seccademin içi mapushane gibiydi tövbe tövbe… Ya Rabbim sen aklıma mukayyet ol.

Orada o kişiye eziyet ediyorlardı. Bismillah diyerek elimi yüzümü yıkadım ama artık iyice korkmaya başlamıştım. Ağzım oruç, dilim dualı akşamı ettim. Teravih namazına gittim, sahur için tekrar uyudum.

Gördüğüm onca kâbustan sonra gece rüyama aksakallı bir ermiş girdi. Eşimin benden dua istediğini söyleyince zaten sabah akşam onun için dua ettiğimi söyledim. Ermiş “La ilahe illallah dedin mi?” diye sordu. O an uyanmışım.

Gördüğüm onca şeyden sonra şaşkındım. Yine bismillah çekip abdestimi aldım. Ağzıma bir lokma koyup başladım La ilahe illallah çekmeye. Bir süre sonra namazımı eda edip tekrar oturdum tespihimin başına. Gün boyunca namaz kıldım, tespih çektim. Oruç ayı boyunca yetmiş bir bin La ilahe illallah çekip bitirdim.  Bir daha ne seccademde el gördüm ne de kâbus. Ermiş beni ziyaret etmedi ama sanırım eşimin hediyesi onun kefareti oldu.

Halit mahalledeki çocukları sevindirmeyi çok severdi, kendi gitmezdi ama benim camiye gitmeme sevinirdi. Zekâtını, fitresini verirdi. Tutamadığı oruç kadar fakir, fukara doyururdu. Tabii bilinmez ama bir yerde elinden geldiği kadar dini için hizmet ederdi.

İyi insandı rahmetli. Allah ondan razı olsun, ölüp gitti bana bıraktığı seccade ve tespih benim elimde kaldı. Dilimdeki dua arttı, bu durum içimi ferahlattı.

Dilek Nazlıoğlu

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

GÖLGE

 

Etiketler:

#din #inanç dua

Yorumlar (6)

  1. Seval Tuncer
    • 30/04/2024

    Maneviyatı yüksek dolu dolu bir hikaye.yazı dili anlatımı cok beğendim.Sabırsızlık yayımlanacak hikayeler bekliyorum .kalemine emgine sağlık.⚘⚘⚘

    • 25/04/2024

    Çok etkileyici, çok beğendim ilk dinleyenlerden biri olarak çok şanslı hissetmiştim kendimi …♥️♥️

  2. Bekir SEVİK
    • 25/04/2024

    İyilik zor zanaat, her insana nasip olmaz. Kimin ne karar iyilik ya da kötülük yaptığı Allah ile kendi arasındadır. Kaleminize sağlık Dilek hocam, çok güzel anlatmışsınız hikayeyi.

  3. Yılmaz Ali
    • 24/04/2024

    Dilek Nazlıoğlu, hayata farklı bir bakış açısı sunan harika bir yazı daha ortaya koymuş. Her yazıda okurun ruhuna dokunan hocamın bu yazısı da oldukça manidar ve çok sağlam mesajlar içermektedir. Bu yazının en önemli mesajı alkol kullanan birinin içine düştüğü çukuru ibretlik bir hikayeye dönüştürmesidir. Dilek Nazlıoğlu'nun kalemini gerçekten çok seviyorum. Onu artık gönül rahatlığıyla her okura tavsiye edebilirim. Saygılar Yılmaz Ali

  4. Mustafa
    • 24/04/2024

    Etkileyici bir yazı. İyi insan olmak zordur.

    • 24/04/2024

    Enteresan bir hikaye... Rabbimin bağışlayıcılığı ...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dilek NAZLIOĞLU

Dilek Nazlıoğlu ben. Yüksek okul mezunu (Turizm Seyahat İşletmeciliği) 1981 doğumluyum. Ailemle birlikte Manavgat’ta yaşıyorum. Çocukluğumdan bu yana şiir, hikâye ve roman yazıyorum. Manavgat’ta insan kaynakları müdürü olarak çalışmaktayım. Yazmak hep köşede hep kıyıda beni bekledi ve içimdeki yazma tutkusu bunlara rağmen asla bitmedi. Bazı insanlar bunalınca içer, gezer, dans eder, dışarıya çıkar hava alır. Ben hep yazmayı tercih ettim. Kimi zaman yaktım, kimi zaman yırtıp attım, kimi zaman kendim için öyle acımasız cümleler kurdum ki aylarca tekrar kötü yazarım diye elime kalem dahi alamadım. Geçen zamanda hamdım, piştim, olgunlaştım. 2021 yılında “Derin Kuyu” romanımı, 2022 yılında “Odunların Gücü Adına” hikâye kitabımı 2023 yılında Karnımdaki Viski Şişesi romanımı yayınladım.