DOST KAZIĞI
- Yazar: Dilek NAZLIOĞLU
- 24 Ocak 2024
- 288 kez okundu
Göktuğ randevusuz gelen insanlara sinir olurdu.
“Eğer hastaysan önceden ara değil mi?” diye kendi kendine söylendi.
Ansızın gelen hastası olmasaydı çoktan çıkmış olacaktı. Bugün arkadaşlarıyla teknede eğlenecekti. Genelde her hafta sonu olduğu gibi dostlarıyla denize açılacaklardı.
Sekreteri dışarıya çıktıktan bir iki dakika sonra kapı çaldı. Randevusuz hastası içeriye gelmişti. O’ydu. Tıpkı yıllar önce olduğu gibiydi. Kardeşiyle birlikte karşısındaki sandalyeye oturdular. Önce Göktuğ’un nasıl olduğunu sordu, sonra da kardeşi için geldiğinden bahsetti. Sanki Göktuğ ile hiçbir geçmişleri yokmuş gibi davranıyordu. Hiç tanımadığı bir yabancı gibi gelmiş rahatsızlıklarından bahsetmişti. Göktuğ, onu dinledikten sonra gerekli tahliller için kardeşini yönlendirdi. Çıkarken ne Göktuğ’un özel telefonunu istemişti ne de ona allahaısmarladık demişti. Hande en azından kardeşinin sağlığı ile ilgili onu aramalıydı. Yine Göktuğ’a ihtiyacı yokmuş gibi davranıyordu. Al işte efkarlanmıştı. Artık bu gece sabah olmazdı.
Göktuğ muayenehaneden çıktı. Son model arabasına bindi. Yalnızdı, hayatı boyunca sevdiği kadından uzaktaydı. O ise hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatına devam ediyor, lazım olunca Göktuğ’u kullanıyor sonra arayıp sormuyordu. Zaten Göktuğ’dan ayrılınca Antalya merkeze taşınmış, onunla arasına mesafe koymuştu. Dost meclisinde, düğünde, davette karşılaştıklarında sıradan bir merhabalaşma yetiyordu Hande için. Aralarında Göktuğ’un yıllardır anlamadığı bir sorun vardı. Tıpkı Göktuğ gibi Hande de evlenmiş değildi. Göktuğ’dan ayrıldığından bu yana kimseyi hayatına almıyordu. Neden sebepsiz ayrılmıştı? Madem ayrıldı neden ona ihtiyacı oluyordu? Hande, Göktuğ’un hayatında bir gölge misali takılıyor, ne kalbine hitap ediyor ne de onu yok sayıyordu. Her zaman ki gibiydi. Sıradan, hayattan kopuk, Göktuğ’u önemsemeyen…
Göktuğ bütün gece içti. Arkadaşları teknede eğlenirken o Hande’yle olan anılarına daldı. Unuttuğu Göktuğ’un fark etmediği bir hatası var mıydı? Buna baktı. Bir türlü bulamadı. Sonra Serhat geldi yanına. Ayakta bile zor duruyordu. Göktuğ’a bakıp sırıttı. Hani arkadaşı olmasa düşmanı sanılacak kadar pis bir gülüştü bu. Sonra Göktuğ’a doğru eğildi.
“O hiçbir zaman sana gelmeyecek.” dedi.
Göktuğ kafası güzel olan arkadaşına baktı, Hande’den söz ediyor olamazdı. Aralarında bildiği bir problem de yoktu. O zaman neden böyle ucu açık bir cümle kurmuştu ki?
“Kimden bahsediyorsun?” diye sordu. Serhat yine aynı sırıtışla karşılık verdi.
“Benim olan asla sana geri gelmez.”
Göktuğ iyice şaşırmıştı.
“Sen neyden bahsediyorsun?” diyerek ayağa kalktı. Diğer arkadaşları Serhat ve Göktuğ’un yükselen seslerinden yanlarına geldiler.
“Kimden bahsedebilirim? Tabi ki Hande’den.”
“Kendine gel, Hande hiçbir zaman seninle değildi.”
“Seninle de değildi.”
“O zaman nasıl senin olabilir ki?”
“Senin olmayan benimdir. Senden ayrıldığından bu yana onu ikna etmek için gecemi gündüzüme kattım sonunda bana ‘Evet.’ dedi. Bugün de bunun kutlamasını yapıyoruz üstelik senin teknende, sana bile demeden.”
Göktuğ artık bir kâbusta olduğunu anladı. En yakın arkadaşı sevdiği kadına evlilik teklifi edecek değildi herhalde. Sonra diğerlerinin yüzüne baktı o an anladı, bu bir kâbus değildi, aksine uyanıştı. Hayatında dost bildiği insanların aslında sırtındaki yükler olduğunun anlayışıydı. Hepsinin yüzünde aynı pis gülümseme vardı. Demek ki kafasını kumdan çıkartma vakti gelmişti. Gerçek buydu. Kalbinde taşıdığı kadın, dost bildiği arkadaşları gerçek değildi. Kaptana seslendi, kıyıya yanaştılar. Arkadaşlarını hiçbir zaman parasına göre seçmemişti ama kendi teknesinde dost bildiklerinden yediği kazığı da görmezden gelecek değildi. Boğazına biriken ekşi tadı yuttu. Bir daha selam vermemek üzere onların yanından ayrıldı.
Bazı insanlar böyleydi, sadece diğerinin kalbine kazık sokunca rahat ederlerdi.
22.01.2024
Editör: Beren KAYA
Baş Editör: Dr. Sibel ÇELİKEL
Maalesef insanlar dost kazığı yemeden ölmüyor
Muhteşem bir yazı
Maalesef dost kazığı yiyoruz
Okurken çok etkilendim 👏👏
Maalesef dostlar dostluğunu unutuyor bazen
Maalesef dost kazığı yiyoruz
Kişi kendi gibi gördüğü sürece herkesi malesefki bu tarz şeyleri bir kez değil belki bir çok kez yaşıyor.Gerçek hayattan çok güzel bir örnek vererek almış kalemine Sevgili müdürümüz"Dilek Nazlıoğlu"yüreğine sağlık💐🧿
Bence en büyük acı, çok sevdiğin ve güvendiğin bir dostundan yediğin darbedir. Gerçekten güzel bir yazı kaleme alınmış tebrik ederim 🙏🏻🩷
Dostlardan kazık yemek gerçekten acıtıyor.
Gerçek hayattan bir kesit olmuş Dilekcim.Güzel yüregıne kalemine sağlık.⚘
Hayatta kime nasıl güveneceğimiz çok önemli bir konu ve genclerimizi yetiştirir Ken onlara bu değerler güzelce anlatilmali. Yazarimizda konuyu çok güzel ele almış tebrik ederim.😍🥰🥰
Dosttum dediklerimiz bazen kazık atabiliyor maalesef
Dost kazığı değil bu dost kazık atmaz dostunun olmadığı yerde bile onu korur Ben böyle bilirim Kaleminize sağlık ❤️
Çok beğendim herkesin yediği bir kazık mutlaka vardır
Dost kazığı yiyen herkesin içini cız ettirecek bir yazı olmuş, kaleminize sağlık, sağlam dostlukların ebedi sürmesi dileğiyle...
Her zaman olduğu gibi
Harikulade...
Değerli Yazarımız Dilek Hanım Gerçekten çok güzel bir ***Hayatın Özeti*** Yazarımız Sayın Müdürümüzü Kişilik Ve Karakter olarak yakından tanırız. İnsan ve Toplum Analizleri Mükemmel. Başarılarınızın Devamını Dilerim. Saygılarımla.